nanın Dönüşmesi kuma makinesinde, dokunması iste- nen desen, bir dizi delikle bir karto- nun üzerinde çiziliyordu. Daha son- ra bu delikler, dokuma tezgahındaki çubukların bazılarının hareket etme- sini engelliyor, diğerlerininse geçme- sini sağlıyordu. Bugünkü sayısal kontrollü sistem- lerde, makinelerin hareketlerini tayin eden sayı ve simgeler delikli bir kar- tonun üzerine işlenmiyor ama temel- deki ilke aynı. Aynı zamanda maki- neler için bir komut işlevi gören sayı- sal bilgilerin elektronik sinyaller ha- linde saklanması, ilk kez helikopter pervanelerinin karmaşık hava yatak- larının imalatında gerçekleştirilmiş. Bir anlamda bu elektronik sinyallerin işlevi, işçilerin hünerlerini temsil et- mek ve bunları ikame etmek. Hünerlerse ancak açık seçik tanım- ladıkları ve formel bir model şeklin- de ifade edilebildikleri takdirde, sayı- sal bilgilere dönüştürülebilir. Bu da ancak eğer işçiler açık seçik tanımlan- mış kurallara göre çalışıyorlarsa mümkün olabilir. Gerçekten de birçok fabrikada iş- çilerin nasıl hareket etmeleri gerekti- ğini, en ince ayrıntısına kadar betim- leyen el kitapları vardır. Ama bu ki- tapların varlığı, işçilerin gerçekten de bu kitaplardaki kurallara göre dav- randığı anlamına gelmez. Kendisi de uzun zaman vasıflı bir işçi olarak ça- lışmış olan yazar Harley Shaiken şöyle bir olay anlatıyor: commodore * 6Tarnıdığım en iyi tornacılardan biri Leo'ydu. Çeşitli işlerinden biri de, ileri teknoloji gerektiren birtakım vakım gereçleri için bakır menteşeler yapmaktı. Leo, tornayı talimatların belirttiğinden daha yavaş çalıştırıyordu ama, malzemeyi tornaya talimatların belirttiğinden daha hızlı yüklüyordu. Biraz daha iyi bir denge sağlamak için dirseğini tornanın direğine yaslıyor, ağzında düşürmediği purosunu sıkıca dişliyor ve torna için, kendi evde yaptığı özel bir gazyağı ve benzin karışımı kullanıyordu. Sonuç, onun yaptığı her parçanın mükemmel olmasıydı. Leo'nun, talimatlara göre çalışan diğer işçilere karşı tavrı küçümsemeden çok acımayı andırırdı. Kusurlu bir parçanın sorumluluğunu almak istemeyen kimse, ona tornanın direğine yaslanmamasını ya da tornayı daha hızlı çalıştırmasını söylemezdi. Yalnız bir keresinde idare bir disiplin kampanyası başlatmıştı. Öğle tatillerine dakikası dakikasına uyulmasını sağlamaya çalışıyorlardı. İşte tam bu sıralarda, bir ustabaşı koşarak atölyeye girdi ve acil bir ış getirdi. 10 cm. çapında masif bir çelik çubuğun ortasında 3 cm.lik bir delik açılacaktı. Ustabaşı telaşından Leo'ya makineyi daha hızlı çalıştırmasını söyledi. Sonuçta sadece sözkonusu parça kusurlu olmakla kalmadı, tornanın ucu da hasar gördü. 5 $