BİRLEŞMİŞ MİLLETLERDE KULİS Hep: üç aşağı, beş yukarı! denerine Katılmaktan devamlı olarak kaçınmıştır. Bu Sovyet tutumusun Birleşmiş Milletler içinde yarattığı siyasal ve mali buhran, bugün bile kesin olarak giderilememiştir, . Washington ile Moskova arasındaki uçurumlar kapatılmadıkça Güvenlik Konseyinin iyi işlemeyece- ğini anlayan Birleşik Amerika, 1950 yılında, Konseyin barış ve güvenlikle ilgili yetkilerinin bir kısmını, And- laşmanın açık hükümlerine rağmen, Genel Kurula ak- tarmayı denemiştir. Çünkü o sıralarda Genel Kurul çoğunluğu Batının yanında bulunuyordu. o Bugün “Barış İçin Birleşme" adıyla tanınan bir Genel Ku- rul karan sayesinde, Birleşik Amerika, Güvenlik Kon- seyinin veto yüzünden işleyemediği durumlarda anlaş- mazlıkların Genel Kurul tarafından görüşülüp oka- rara bağlanmasını sağlamış ve ondan sonra da, her fırsatta, Kurulun Önünde yalnızca kendi çıkar ve gö- rüşlerine göre düzenlediği bir blok politikası izleme- ye başlamıştır. Gerçi eski sömürgelerin teker teker bağımsızlıklarını kazanıp Birleşmiş Milletlere üye ol- maları sonunda bugün Genel Kuruldaki Amerikan egemenliği sona ermiştir ama, Birleşik Amerika'nın başlattığı blok politikası şimdi onun şikâyetleri ara- sında, Asya - Afrika devletlerinin keyfince devam edip gitmektedir. Genel Sekreterler resmigeçidi Bilesmiş Milletler Genel Sekreteri, büyük devletle- rin; içtenlikten uzak tutumları ve küçük devletlerin AKİS kaypaklıkları yüzünden gerek Güvenlik Konseyinde, gerek Genel Kurulda esen soğuk rüzgârlar arasında yalpalayıp duran, bir yapayalnız adamdır. Andlaşma- nın kendilerine verdiği sınırlı yetkileri (zorlayarak dünya barışına hizmette bulunmaya çalışan ilk Ge- nel Sekreter Trygeve Lee ile "sessiz diplomasi"nin en başarılı uygulayıcısı ikinci Genel Sekreter Dag Ham marskjoeld, görevlerinin şu veya bu safhasında, kendi ayakları arasında dolaşan bu dışarıdan gazel okuyu- culara kızan Washington ve Moskova'nın şimşekle- rini üzerlerine çekmekten kurtulamamışlardır. Üçün- cü Genel Sekreter U Thant ise, Orta Doğu ve Viet- nam'daki devler çatışmasını elindeki Gk sopayla, durdurmaya çalışan bir iyiniyetli, fakat çaresiz, Kişi dir. Kendisinden öncekilerden üstünlüğü, büyük a laşmazlıkların küçük devletler kalabalığında değil fakat büyük devletler arasında çözülebileceğini iyice anlamış olmasıdır. Büyük devletlerin iyi niyetlerine ve işbirliğine bağlı kaldığı, Güvenlik Konseyinde üstünlük yarış- malarına, Genel Kurulda da blok politikasına âlet ol- duğu sürece Birleşmiş Milletlerin hergün biraz daha hızla yaşlanması ve günün birinde, tıpkı İkinci Dün- ya Savaşının gürültüsü içinde yıkılan Milletler Cemi- yeti gibi, bir Vietnam, Bir Orta Doğu veya bir Alman- ya sorunu yüzünden çıkabilecek büyük bir çatışmay- la birlikte tarihin yapraklan arasına karışması, kim- şeyi şaşırtmamalıdır. 17