YURTTA OLUP BİTENLER rıldı, arabalar ateşe verildi. Bu ara- da, sık sık silâh sesleri oduyuldu. Yaralananların, ezilenlerin ve bu dehşet verici sahnenin etkisi altın- da feryat edenlerin sesleri bütün Kayseriyi ayağa kaldırdı. O gün Kayseride, bütün bunları duymayan, önceden ikaz edilmiş ol- masına rağmen kılı dahi kıpırdama- yan tek bir kişi vardı: Vali Nazım Üner! Hani şu, "Gernik köyünde muhtar seçimini AP kazanmazsa, is- tifa ederim" diyen şahıs... Vali Nâ- zım Üner, olup-bitenleri duyamaz- dı. Çünkü, bu kanlı olaylar cereyan ederken o, şehirden kilometrelerce uzakta, Nize köyünde, kuzuların çevrildiği / içkili bir a Yanında AP İlçe Başkanı Selçuk | mamoğlu ve İl Genel Meclisinin AP - li iki üyesi vardı. Vali Üner o gün, ancak 19.30'da şehre dönebildi. Ma- halli bir gazeteci, Valinin, dönüşte içkili olduğunu o söylüyordu. Kuzu ziyafetinden dönen bir şahsın içkili olması da elbette ki tabii birşeydi. Bu durum, daha sonra, Pazartesi ge- cesi toplanan Bakanlar Kurulunda da ele alındı ve herhalde gereği dü- şünüldü. Akşamüzeri, kanlı Pazarın bi- lançosu çıkarıldı: 38'i Sivaslı seyir- cilerden olmak üzere, 40 kişi ölmüş, 600 kişi ağır ve hafif şekilde yara- lanmıştı. Suçluların telâşı Olayın, gerek o akşam Türkiye Radyoları tarafından, gerekse er- tesi gün bazı gazetelerde veriliş şek- li ise, dikkati çekecek kadar man- tık hatalarıyla doluydu. Radyo ile bazı gazetelerde, ölenlerden çoğu- nun ezilerek öldükleri ve bunların çoğunluğunun çocuklar olduğu id- dia ediliyor, olay sırasındaki tahri- batın Sivaslı seyircilere maledilme- ge çalışıldığı gözden kaçmıyordu; Radyo ile bazı gazetelerin yayın- larının asılsızlığı, Sivaslı ölü sayı- sının 38'i bulmasıyla anlaşıldı. Gü- ya Sivaslı seyircilerin çoğu 25-30 yaşları arasında genç insanlardı ve zavallılar, panik sırasında ayaklar altında kalıp ezilmişlerdi. Kayserili seyircilere gelince, bunlar daha iri- yarı olduklarından veya kaçacak yerleri Sivaslılardan daha iyi bil- diklerinden ölümden kurtulmuşlar- dı. Bu arada Kayserili iki vatandaş da, muhtemelen, sadece nezaket ica- bı, ayaklar allında kalarak ölmüş- tü. Tribünlerde veya futbol sahasın- da bulunan kanlı taş parçalarıyla demir çubuklar ve sopalar, Radyo ile bazı gazetelerin iddialarını ya- lanlıyordu. Belliydi ki, suçluluk te- lâşı içindeki bir takım kimseler, o- laya bir panik havası vererek ve bu- nu kamuoyuna böyle duyurarak, so- Kayseride yaralanan bir sporsever Kazanın değil, asayişsizliğin sonucu AKİS rumluluktan kurtulmağa çalışıyor- Ayrıca, ezilerek öldükleri iddia e- dilenler arasında küçük çocukların hiç denilecek kadar az -miktar giz- lenmektedir- olması da, resmi ağız- ların yaptıkları açıklamaların du- rumu kurtarma amacını güttüğünü ispat etmektedir. Olay, AP İktidar çevrelerinde de panik yarattı. Kosiginin rahatsız- lığı sebebiyle Rusya gezisini bir gün ertelemek a kalan Başbakan Süleyman emirel, bu ertelemeyi Kayseri olayları sebebiyle yaptığını söylemek lüzumunu duydu. İki Ba- kan -İçişleri Bakanı Faruk Sükan ile Sağlık Bakanı Vedat Ali Özkan- ise, aynı gece Kayseriye giderek, bu büyük vebalin kendilerine ait kıs- mının sorumluluğundan -kısmen de olsa- kurtulmanın çaresini araş- tırdılar. Aynı akşam Kayseriye giden, Muammer Erten başkanlığındaki bir CHP heyeti ise, burada yaptığı temasların daha başlangıcında, ma- halli idarecilerin suçluluğunu tesbit etti ve bunu kamuoyuna açıkladı. Eğer, bulunduktan görevlerin so- rumluluğunu tam olarak taşıyanlar, o Pazar günü ve daha sonra birta- kım tedbirler oalmamış olsalardı, kanlı Pazarın can kaybı hanesi daha da kabarık olabilirdi. Kayseri - Si- vas karayolu derhal kapatıldı ve her iki il arasındaki trafik durduruldu. Sivas ve Kayseri plâkası taşıyan taşıt araçları sıkı kontrol altına a- lındı ve yolcu taşınması önlendi. Her iki yönde seyahat etmek zorun- da olanlar, bazı işlemlere tâbi tu- tuldular. Sivasta olup-bitenler Kanlı Pazardan 38 ölü, bir o kadar ağır yaralı ve yüzlerce hafif ya- ralıyla çıkan Sivasta olayın tepkisi şiddetli oOoldu. Pazartesi (o sabahı, şehrin ana caddelerini dolduran ve çoğunluğunu gençlerin teşkil ettiği Sivaslılar, aşırı üzüntüden gelen bir taşkınlıkla, şehirde Kayserili avına çıktılar. Müsteciri (Kayserili olan, şehrin en eski otellerinden birisinin camları kırıldı, içindeki eşyalar tah- rip edildi ve yakıldı. Kayserililere ait 10 işyeri ve ticarethane ağır şe- kilde tahrip edildi. Zeki Doğmuş a- dında bir şahıs, aşırı heyecan so- nucu, kalp sektesinden öldü. Hır- palanmak istenen bazı Kayserili vatandaşlar, görevliler (o tarafından güçlükle kurtarıldı. 23 Eylül 1967