YURTTA OLUP BİTENLER Paris Kuvaför Salonu Devlet, vatan, millethizmetinde... sayesinde, kısa zamanda mesleğin- de ire ve 1961 yılında, Sümer okak 2/5 numaradaki Paris Kuva- förde, yine kalfa yardımcısı olarak, iş bulmuştur. Bundan dört yıl önce, dükkâna, Nezihe adında bir bayan gelip git- meye başlamıştır. Nuhu keşfeden, işte bu bayandır. Ne var ki bu ba- yan, bu keşfiyle de kalmamış, günün birinde, Özdemir caddesindeki bir kasapta alışveriş yaparken, bir ba- yanla tanışmıştır. Bu bayan, o gün- lerde Koalisyon Hükümetinde Baş- bakan Yardımcısı olarak bulunan Süleyman Demirelin eşi Nazmiye Demircidir. Demirelin bugünkü Ö- zel Kalem Müdürü Muammer Eko- nomini karısı Nezihe Ekonomdan başkası olmıyan bayan Nezihe, he- men oracıkta, Nazmiye Demirelle ahbap olmuş ve kocasının, bir za- manlar Ispartanın Atabey bucağın- da görev yaptığım, bu vesile ile De- mirci ailesini çok iyi tanıdığını söy- lemiştir. Bu tarihi tanışma, daha sonra çeşitli vesilelerle yapılan ziyaretler- le devam etmiş ve o günlerde başka yerde görevli bulunan Nezihe hanı- mın kocası Muammer Ekonom, bir- gün, pat diye, Başbakanlık Özel Ka- lem Müdürlüğü koltuğuna ooturu- 10 vermiştir. O günlerde Süleyman a mirel de iktidar mührünü ele çirmiş ve rakipsiz "Beyfendi" hali" ne gelmiş bulunuyordu Henüz "Nazmiye Hanımefendi" olmamış bulunan Nazmiye De- mirci ise, diplomatik sosyeteye karışmaktan nedense çekiniyor ve saçlarını Küçükesattaki "Leydi Ku- vaför"de yaptırıyordu. Buradaki bir ustanın anlattığına göre, Nazmiye Demirci birgün, sıra beklerken, ber- berden gazete istemiş ve kendisine Akşam gazetesi uzatılınca, elinin tersiyle gazeteyi itmiş ve bir daha da Leydi Kuvaföre uğramamıştı. Nezihe Ekonomla ahbaplıkları ilerledikten stara, Nazmiye De- mirelin çevresi de -yani sosyete- si de- değişmeye başlamıştır. De- ğişen çevre, berberin de değiştiril- mesini gerektirmiş, birbuçuk yıl kadar önce Nazmiye Demirci, bera- berinde "Estetik Müşaviri" Nezihe Ekonom olduğu halde, Paris Kuva- före gelmiştir. Geliş o geliştir!.. O günden sonra Bayan Demirci, zaman zaman, ya bizzat Paris Ku- vaföre kadar gelerek, ya da birileri- ni, özellikle de N inü evine çağırtarak saçlarım yaptırtıyordu. Kadınların orijinal sanıp pek imren- dikleri topuzlar, o günlerin eseridir. AKİS Devletkuşu konan ba Ne var ki, Demirci ailesine yakın çevrelerden sızan haberlere göre, Nazmiyânımda bu birdenbire baş- puzlar takma" hevesi, aile çevresin- de hiç de hoş karşılanmıyordu. "Sa- bah kahvaltısında okuran okunan bir ailede bu kadarı da fazla" bulu- nuyordu. Bay ve Bayan Demirelin yalanları, bir başka şeye daha bo- zuluyorlardı: N'azmiyânımın Nezi- he Ekonoma fazla yüz vermesi ve onunla çok sık görüşmesi. Hatta, söylentiye göre, "aile çevresi" de, yüzden. Başbakanın evinden ayağını çekmişti. Yine aynı kay- naktan çıkan ' söylentilere göre, bu durumdan Süleyman Demirci de memnun değildi ama, ne yapsındı ki Nazmiyânımı kıramıyordu. Nazmiye Demirelin Estetik Müşa- viri Nezihe Ekonom aracılığıyla baş- layan "Nazmiyânım - Paris Kuva- för" münasebetleri, hiç aksamadan, son Romanya gezisi arefesine ka- dar- devam etti. Aynı günlerde, da- ha önce bayanlar arasında gerekli karar alınmış olacak ki, Romanya'- ya gidecek heyete berber Nuh Ak- günün de alınması kararlaştırılmış- tı ve biraz abes kaçacağı, halkoyu - nun hoş karşılamıyacağı düşüncesiy- le bu durum, gizli tutuluyordu. Bu arada bütün işlemler tamamlanmış ve Nuha, günlük 192 lira olmak ü- zere, alacağı döviz karşılığı olarak.. Dışişleri Muhasebesinden 3250 lira ödenmişti. Aslında, Berberin gün- lük yolluğu 2896 lira tutuyordu. Karısı şu günlerde ilk çocuğunu doğuracak olan yirmialtı yaşındaki Mucurlu, saf ve yakışıklı Berber Nu- ha gelince, o, yaptığı işin bir "va- tan görevi" olduğuna kesinlikle ina- nıyor Ve bunu açıkça da söylüyor- du. Haklıydı da... Askere celp çıkar gibi birgün karşısına bir görev tek- lifi çıkmış, kendisi de, para bakı- mından zarar edeceğini bile bile, bunu kabul etmişti. Bu başa böyle tarak! Olay ve peşinden bazı ni " zırva tevil götürmez" sözün bini şekilde, yapılan açık" lamalar, kamuoyunda büyük tepki yarattı. Büyük şehir sosyetesi, bi- raz da kıskançlığın karıştığı bir ruh hali içinde, yapılan işi kıyasıya e- leştirir ve ilgililere veryansın eder- ken, siyasi partiler ve gençlik ku- ruluşları da bu konudaki görüşle- rini açıkladılar. Anadoluda köylü 23 Eylül 1967