23 Eylül 1967 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 22

23 Eylül 1967 tarihli Akis Dergisi Sayfa 22
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SİNEMA ullet'nin Jean - Paul Sartre'ın hikâ- yesinden uyarladığı "Le mur - Du var" ile daha büyük ölçüde, italyan yönetmen Luchino Visconti'nin Al- bert Camus'nün romanından uyar- ladığı "Lo straniero - Yabancı" idi. "Duvar", üstelik, senaryonun zırlanışına yazarının katılmasına rağmen herhangi bir ödül kazana- madı. Festivalin ve sinemaseverle' rin büyük bir merakla beklediği "Yabancı" da aynı sonuçla karşılaş- tı. İdeolojiler yarışıyor Yarışmaya katılan filmlerden üçü, aşağı yukarı aynı konuyu, hattâ aynı terimlerle ele almaktaydı. Bun- lardan biri, Godard'ın yukarıda sö- zü edilen "Çinli kız"ıydı. İkincisi, italyan yönetmenler Paolo ile Vitto- rio Taviani'nin "I sovversivi - Yı- kıcılarıydı. o "Yıkıcılar"da, günü- muz İtalyasında, yaşadıkları top- lumla çatışan dört kişinin özel ha- yatları ele alınmaktaydı. Fakat, aynı konuyu ele almakla birlikte, en ba- şarılı olanı, Marco Bellocchio'nun "La Cina e vicina - Çin yakındığıy- dı. Godard'ın ve Taviani'lerin aksi- ne, Bellocchio çok daha açık ve so- mut örneklerle çağdaş italyan top- lumundaki ideolojik çatışmanın iç- yüzünü ortaya koymaktaydı. Bel- locchio'nun filmi, böylelikle, aynı zamanda italyan toplumunun da sert bir eleştirisi olmak niteliğini kazanıyordu. "Çin yakındır "ın baş- lıca kahramanları, kendisi bir bü- AKİS yük burjuva olduğu halde sosyalist partisinden adaylığını koyan bir si- yasetçi, bu siyasetçinin şehvet 'de- lisi kızkardeşi, yine bu siyasetçinin kendisine önem verdirtmek için Çin taraflısı geçinen erkek kardeşi, burjuvalaşmaktan başka bir amaç- ları olmayan ve buna şantaj yoluy- la erişen genç sosyalistlerdi. Filmin ilk bakışta tuhaf gelen adını da, çıkarıyordu: "Çin, çok yakın oldu- ğunu sananlar için epeyce uzak, çok uzak olduğunu sananlar için e- pey yakındır." Yukarıdaki talihsiz iki filmin sı- nıfının dışında kalan macar yönet- men Zoltan Fabrinin "Utoszezon - Mevsim sonu" adlı filmi belki de Luis Bunuel'in "Gündüz güzeli"ni atlatarak birinci olacaktı, fakat Fahrinin filmi de, oldukça siyasi bir tartışmaya yol açtığından, bu şan- sım kaybetti. Fabrinin "Mevsim sonu", geçen savaşta bir musevi ai- esinin tutuklanmasına sebep oldu- guna kendini o gittikçe odaha çok inandıran yaşlı bir adamın önce ko- medi olarak başlıyan, sonra drama dönen hikâyesini anlatıyordu. Yaş- lı adam, sonunda intihara kalkışı- yor, ancak dostlarının kendisini güçlükle masumluğuna inandırma- larıyla bundan vazgeçiyordu. Çağ- daş macar yönetmenlerin en önem- lisi sayılan (oFabrinin filmi, bütün başarısına rağmen, İsrailin protes- tolarından kurtulamadı. İsraile gö- re, filmin baş kahramanını oynıyan Antal Pager "ünlü bir nazi" idi, bu ünlü naziye yahudi aleyhtarı rolünü oynatmakla Fabri büyük bir "hafif- lik" göstermişti, film "yahudiler için küçültücü"ydü. Festivalin galibi Bundan dolayı, büyük ispanyol Vi netmen Luis Bunuel'in "Gün güzeli"nin, festivalde bütün rakip lerini atlatması kolay oldu. Kaldı ki Bunuel, hemen bütün büyük eserle- rindeki özellikleri "Gündüz güzeli"n- de de gösteriyordu. o Bunuel'de bir tutku halinde olan "burjuvazinin cinsel bunalımı", "Gündüz güzelin- de başlıbaşına bir konu olarak in- celeniyordu: Genç, güzel, varlıktı, kısacası "her şeye sahip" bir kadı- ---, görünüşte hiç bir makul sebep yokken, kendisini "amatör fahişe- lik" denebilecek kadar azgın cinsel maceralara atması.. 23 Eylül 1967

Bu sayıdan diğer sayfalar: