15 Temmuz 1967 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 28

15 Temmuz 1967 tarihli Akis Dergisi Sayfa 28
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

TARİH rn rusca yapılması mecburiyeti vardı. Halk zaman zaman sarayın demir parmaklıklarının arkasında birikiyor ve şirkte bir maymun sey- reder gibi eski imparatorluk ailesi- ni seyretmek istiyordu. Kerenski, İmparatorun vaktiyle binmiş oldu- ğu bir otomobille sık sık o Çarkoy- Seloya geliyor, Nikolayı görüyordu. Karışık bir memleket Karışıklık osanat hayatında bile 'hissediliyordu. Bale üstadı Dia- gilef Romada, İtalyan oKızılhaçı menfaatine bir temsil tertiplemiş- tir. Bestekâr İgor Stravinski de ora- dadır. Diagilefin bir derdi vardır: Temsilde İtalyan milli marşı çalına- caktır. Rus milli marşı da.. Ama rus milli marşı "Tanrı Cart koru- sun.." diyedir. Halbuki artık Çar yoktur. Tanrı kimi koruyacaktır ki? -Çan da korumamıştır ya..- Romada Diagilef” düşünür. Meş- hur "Volga-. Volga.." türküsü var- ır. Bu, bir marş haline sokulamaz mı? Strserinski bütün gece çalışır ve bunun orkestra için notasını yazar.. Rus milli marşı diye o gece bu çalı- nır. Başka hadiseler Petrogradda ce- reyan etmektedir. Başkentte hayat normale avdet etmiştir. Sokak lâm- baları artık yanmaktadır. Tramvay- lar işlemekte, arabalar dolaşmakta- dır. -Otomobiller o kadar azdır ki.. Tiyatrolarda perdeler açıktır. Zaten Rusyadaki o ihtilâllerin bir özelliği sanat müesseselerinin en cümbüşlü akşamlar bile dolu bulunmasıdır. Yalnız artık, tiyatroların işçileri de kendilerini temsilin bir parçası say- maktadırlar. Meşhur aktris Roçina, Ostrovs- kinin "Fırtına"sını oynamaktadır. Roçina aynı zamanda bir kontestir: Kontes İgnatiyef. Mısırlı gibi giyin- miştir. Zengin bir elbisesi vardır. Başında kıymetli bir taç taşımakta- dır. Roçina piyesin en önemli kıs- mındadır. Uzun bir monolog yapa- cak, hislerini anlatacaktır. Buna ha- zırlanır. Dinleyiciler de tiradı bek- lemektedirler» Sahnede birden, bir küçük gürültü olur. Bir ufak kız, bir halk kızı, fındık yiyerek sahne- ye çıkmıştır, Roçinayı seyretmekte- Bu, tiyatrolarda ilk hadise de- ğildir. Daha önce de, işçiler piyesler oynanırken siyasi toplantılar yap- mışlar, oyunları aksatmışlardır. 28 Rus marksizminin babası, bu Plek- hanoftur. Plekhanof sadece, mark- sist fikirleri (Rusyaya ilk getiren adam değildir. Aynı zamanda Mark-.. sa sadakatte Leninin daima ilerisin- de olmuştur. Lenin, Marksın fikir- lerini zamana ve zemine uydurmuş- tur. Yani, sonradan bolşeviklerin başkalarım itham edecekleri suçu işlemiştir; Revizyonizm! Ama- Bol- şevik İhtilâli de Lenin sayesinde gerçekleşmiştir. İlk şaşkınlık anı geçtikten sonra Roçina kuta, sahneyi sessizce terket- mesini işaret eder. Halk kızı omuz- larını silkmekle yetinir. Dipte bir de işçi vardır. Sanatkâr ona işaret eder. Adam, son derece kaba bir el hareketiyle cevap verir. Roçina- nın sinirleri en son hadde gerilmiş- tir. Durur ve bağırır: "— İşçiler sahneye gelsinler.." İşçiler, oldukça mahcup, fakat kararlı olarak, postallarıyla sahne- de ilerlerler. Roçina sorar: "— Kim çağırdı, bu kızı tiyat- roya?" Cevap yok. "— Kim getirdi, bu kızı?" İşçilerin en Bi şefleri, ka pulu — Biz va hitap etmeye, a hakkı yok.. Artık hepimiz eşiti mu- Roçina haykırır: — Ya! Demek artık hepimiz eşi- tiz.. Öyleyse, al bunu, gel sen oyna.. Taçını kafasından çıkarır ve işçi- AKİS nin suratına fırlatıverir- Perde o an kapanır. Fakat işçiler, fazla ileri gittikle- rini anlamışlardır. -Böyle bir hadi- se, sonradan kurulacak Bolşevik Rusyada cereyan etseydi, işçi ken- disini bir Sibirya kampında bulur- du-. Roçinaya, oyuna devam etmesi için ricada bulunurlar. Sanatkâr perde tekrar açıldığında bütün işçi- leri yeniden sahneye çağırır. enin alenen af dilerler. Roçina der "— Şimdi postallarınızı cikin. Kulislere geçin ve ses çıkarmadan seyredin.." Bütün bunlar, Rusyada her şe- yin nasıl karışık olduğunu göste- ren sahnelerdir. Esas mesele: Harp! prens Ojen Lvof hem Başbakan, hem İçişleri Bakanıdır. Hüküme- tini bazen, eski devirde yapıldığı gi- bi Mari Sarayında, bazen İçişleri Bakanlığında toplamaktadır. İçiş- leri Bakanlığındaki toplantı salo- nunda eski başbakanların resimleri vardır. Bakanlardan bilhassa Taran Bakanı Şingaref, Kiyefte vurulmuş olan Stolipinin portresini ibretle seyretmektedir. o Stolipin vaktiyle, e bahsederek demiştir ". Bunlar hepimizi, sizi ve be- ni, kim bir yelek taşıyorsa onu, Öl- düreceklerdir..' Şingaref bu sözü hatırlamakta- dır, zira köylüler ayaklanmış halde- irler, Stolipinin tarım reformu kanunları hâlâ yürürlüktedir. Ama Stolipin bunları gereği gibi tatbik etmek için yirmi yıllık bir barış devresine muhtaç olduğunu söyle- mişti. Halbuki bu devre kendisine verilmemiştir. Onun için kulaklarla halen topraksız köylüler yer yer vuruşmaktadırlar- 1914'te harp patlayınca 10 mil- yon mujik ve 2 milyon at silâh altı- na alınmıştır. Yani taran alanından çekilmiştir. | Mujikler şimdi cephe- lerden kaçıp köylerine gelmekte ve toprak yağmasına katılmaya çalış- maktadırlar. Bu yüzden, Harbiye Nazırı Guçkofun da başı derttedir. Bir yandan meşhur I numaralı pri- kaz, diğer taraftan bu toprak işi ordudan firarları ve disiplinsizliği inanılmaz ölçüde arttırmıştır. Or- du harbetmek istememektedir. 15 Temmuz 1967

Bu sayıdan diğer sayfalar: