TARİH rn rusca yapılması mecburiyeti vardı. Halk zaman zaman sarayın demir parmaklıklarının arkasında birikiyor ve şirkte bir maymun sey- reder gibi eski imparatorluk ailesi- ni seyretmek istiyordu. Kerenski, İmparatorun vaktiyle binmiş oldu- ğu bir otomobille sık sık o Çarkoy- Seloya geliyor, Nikolayı görüyordu. Karışık bir memleket Karışıklık osanat hayatında bile 'hissediliyordu. Bale üstadı Dia- gilef Romada, İtalyan oKızılhaçı menfaatine bir temsil tertiplemiş- tir. Bestekâr İgor Stravinski de ora- dadır. Diagilefin bir derdi vardır: Temsilde İtalyan milli marşı çalına- caktır. Rus milli marşı da.. Ama rus milli marşı "Tanrı Cart koru- sun.." diyedir. Halbuki artık Çar yoktur. Tanrı kimi koruyacaktır ki? -Çan da korumamıştır ya..- Romada Diagilef” düşünür. Meş- hur "Volga-. Volga.." türküsü var- ır. Bu, bir marş haline sokulamaz mı? Strserinski bütün gece çalışır ve bunun orkestra için notasını yazar.. Rus milli marşı diye o gece bu çalı- nır. Başka hadiseler Petrogradda ce- reyan etmektedir. Başkentte hayat normale avdet etmiştir. Sokak lâm- baları artık yanmaktadır. Tramvay- lar işlemekte, arabalar dolaşmakta- dır. -Otomobiller o kadar azdır ki.. Tiyatrolarda perdeler açıktır. Zaten Rusyadaki o ihtilâllerin bir özelliği sanat müesseselerinin en cümbüşlü akşamlar bile dolu bulunmasıdır. Yalnız artık, tiyatroların işçileri de kendilerini temsilin bir parçası say- maktadırlar. Meşhur aktris Roçina, Ostrovs- kinin "Fırtına"sını oynamaktadır. Roçina aynı zamanda bir kontestir: Kontes İgnatiyef. Mısırlı gibi giyin- miştir. Zengin bir elbisesi vardır. Başında kıymetli bir taç taşımakta- dır. Roçina piyesin en önemli kıs- mındadır. Uzun bir monolog yapa- cak, hislerini anlatacaktır. Buna ha- zırlanır. Dinleyiciler de tiradı bek- lemektedirler» Sahnede birden, bir küçük gürültü olur. Bir ufak kız, bir halk kızı, fındık yiyerek sahne- ye çıkmıştır, Roçinayı seyretmekte- Bu, tiyatrolarda ilk hadise de- ğildir. Daha önce de, işçiler piyesler oynanırken siyasi toplantılar yap- mışlar, oyunları aksatmışlardır. 28 Rus marksizminin babası, bu Plek- hanoftur. Plekhanof sadece, mark- sist fikirleri (Rusyaya ilk getiren adam değildir. Aynı zamanda Mark-.. sa sadakatte Leninin daima ilerisin- de olmuştur. Lenin, Marksın fikir- lerini zamana ve zemine uydurmuş- tur. Yani, sonradan bolşeviklerin başkalarım itham edecekleri suçu işlemiştir; Revizyonizm! Ama- Bol- şevik İhtilâli de Lenin sayesinde gerçekleşmiştir. İlk şaşkınlık anı geçtikten sonra Roçina kuta, sahneyi sessizce terket- mesini işaret eder. Halk kızı omuz- larını silkmekle yetinir. Dipte bir de işçi vardır. Sanatkâr ona işaret eder. Adam, son derece kaba bir el hareketiyle cevap verir. Roçina- nın sinirleri en son hadde gerilmiş- tir. Durur ve bağırır: "— İşçiler sahneye gelsinler.." İşçiler, oldukça mahcup, fakat kararlı olarak, postallarıyla sahne- de ilerlerler. Roçina sorar: "— Kim çağırdı, bu kızı tiyat- roya?" Cevap yok. "— Kim getirdi, bu kızı?" İşçilerin en Bi şefleri, ka pulu — Biz va hitap etmeye, a hakkı yok.. Artık hepimiz eşiti mu- Roçina haykırır: — Ya! Demek artık hepimiz eşi- tiz.. Öyleyse, al bunu, gel sen oyna.. Taçını kafasından çıkarır ve işçi- AKİS nin suratına fırlatıverir- Perde o an kapanır. Fakat işçiler, fazla ileri gittikle- rini anlamışlardır. -Böyle bir hadi- se, sonradan kurulacak Bolşevik Rusyada cereyan etseydi, işçi ken- disini bir Sibirya kampında bulur- du-. Roçinaya, oyuna devam etmesi için ricada bulunurlar. Sanatkâr perde tekrar açıldığında bütün işçi- leri yeniden sahneye çağırır. enin alenen af dilerler. Roçina der "— Şimdi postallarınızı cikin. Kulislere geçin ve ses çıkarmadan seyredin.." Bütün bunlar, Rusyada her şe- yin nasıl karışık olduğunu göste- ren sahnelerdir. Esas mesele: Harp! prens Ojen Lvof hem Başbakan, hem İçişleri Bakanıdır. Hüküme- tini bazen, eski devirde yapıldığı gi- bi Mari Sarayında, bazen İçişleri Bakanlığında toplamaktadır. İçiş- leri Bakanlığındaki toplantı salo- nunda eski başbakanların resimleri vardır. Bakanlardan bilhassa Taran Bakanı Şingaref, Kiyefte vurulmuş olan Stolipinin portresini ibretle seyretmektedir. o Stolipin vaktiyle, e bahsederek demiştir ". Bunlar hepimizi, sizi ve be- ni, kim bir yelek taşıyorsa onu, Öl- düreceklerdir..' Şingaref bu sözü hatırlamakta- dır, zira köylüler ayaklanmış halde- irler, Stolipinin tarım reformu kanunları hâlâ yürürlüktedir. Ama Stolipin bunları gereği gibi tatbik etmek için yirmi yıllık bir barış devresine muhtaç olduğunu söyle- mişti. Halbuki bu devre kendisine verilmemiştir. Onun için kulaklarla halen topraksız köylüler yer yer vuruşmaktadırlar- 1914'te harp patlayınca 10 mil- yon mujik ve 2 milyon at silâh altı- na alınmıştır. Yani taran alanından çekilmiştir. | Mujikler şimdi cephe- lerden kaçıp köylerine gelmekte ve toprak yağmasına katılmaya çalış- maktadırlar. Bu yüzden, Harbiye Nazırı Guçkofun da başı derttedir. Bir yandan meşhur I numaralı pri- kaz, diğer taraftan bu toprak işi ordudan firarları ve disiplinsizliği inanılmaz ölçüde arttırmıştır. Or- du harbetmek istememektedir. 15 Temmuz 1967