YURTTA OLUP BİTENLER zaman, Gaziantepten, "GP'nin kale- si" diye bahsedilmekteydi. Zira, Ga- ziantep milletvekili İmam Hüseyin İnceoğlu GP'ye geçmişti. İnceoğlu- nun, Gaziantepte büyük toprak ve büyük nüfuz sahibi e e yordu. Bunun içindir ki, bazı CHP- lilerde bile Gaziantepte bir akn o- laylar çıkabileceği kanısı mevcuttu. Ecevit ve ekibi Adanadan hare- ket ettiklerinde, Gaziantepte hum- malı bir faaliyet hüküm sürmektey- di. Merkez Yönetire Kurulu üyesi Ali İhsan Göğüş daha önceden git- miş, here Genel Sekreterin karşıla- nış hazırlıkları, hem de bölge top- lantısının (o yönetimiyle ilgili çalış- malar yapmıştı. Genel Sekreterin geleceği haberi, bir bildiriyle e re duyurulmuş ve isteyenin, açı va toplantısına katılabileceği belir. tilmişti. Gaziantepteki yeni CHP'li ekip halk çocuklarından meydana geldiği için. İŞ kıtalar ha- zırlanmasına lüzum rülmemişti. Ortanın Solu bir halk beli oldu- guna göre, halk, kendisi isterse, li- derini görmeğe gelecekti. Toprak ağaları faaliyete geçtiler ve halkın Eceviti görmesin! önlemek istediler. Fakat, başarama- dılar. Ecevit, Başpınar mevkiine geldiğinde, doğrusu istenirse, um- madığı bir hava ile karşıla şti. 400 otomobillik bir. kafile kendisini sa- atlerdir burada beklemekteydi. Ge- nel Sekreter, Adanalı Rifat Apanın otomobiliyle (Başpınara girdiğinde silâhlar havaya boşaltılıyor, davul- lar çalınıyordu. Gaziantep -halkçı- ları son derece iyi hazırlanmışlardı. Üstelik, karşılamaya gelenler rast- gele meraklılar da değildi. Hasad mevsimi ve havanın son derece si- bak olmasına rağmen, otomobil ve kamyonlarla koşup gelen Ortanın "Solcuları, genç Genel Sekreteri âde- ta bağırlarına basıyorlardı. Ecevit hemen otomobilden indi ve halkın arasına karıştı. Gaziantepliler, şehre büyük bir gösteri havası içinde girmek istiyor- lardı. Haklan da yok değildi. Ay- lardır gazetelerde, CHP'nin Gazian- tepte çöktüğü, ufaldığı yazılıyordu. Gazianteplilerin şehre girişleri, o ba- kımdan, bir gövde gösterisi niteliği taşımalıydı. Ecevit, Başpınarda hazırlanan bir jeep'e bindirildi. Jeep'te, - vitin yanında, işçi tulumu giymiş bir işçi ile, mahalli kıyafeti içinde bir çiftçi bulunuyordu. 400 otomo- billik kafile, Gaziantebe uzanan 10 14 kilometrelik mesafeyi, büyük göste- rilerle, 40 dakikada alabildi. Saat 17'de İstasyon alanında yapılacak miting için şehir içinde kısa bir tur- dan sonra alana gidildi. evit, İstasyon alanında kendi- sini sabırsızlıkla bekleyen binlerce Gaziantepliye hitabetti. Güneş bata- na kadar yaptığı konuşmada, önce Plânın eleştirmesini yaptı, sonra Or- tanın Soluna yöneltilen saldırıları cevapladı. Gaziantebin toprak soru- nuna değindi ve CHP'nin, toprak reformundan ne anladığını açıkladı.. Bir gerçek Ecevitin gezisi, Pazar akşamı yapı- lan bölge toplantısı sonunda ya- yınlanan bir bildiriyle Bölge toplantısında, Güneydeki ille- rin CHP'li temsilcileri, birarada, parti-içi meseleleri tartıştılar. Ece- vit, o gece yattığında, saat 03.00'tü. "CHP Genel Sekreterinin yaptığı bu son gezi, bir gerçeği bütün açık- lığıyla ii koymuş bulunmakta- dır. Bu ger CHP'nin kabuk de- giştirmekte ldasndığ. CHP, "Orta- nın Solu" hareketinden ve parti içindeki bir takım safralar atıldık- tan sonra, gerçekten halkın partisi olma yoluna girmiştir. Bu hareke- tin öncülüğünü, genç, mütevazi, kat- sona erdi. AKİS kısız bir halk çocuğu olduğunu bu- güne kadar her vesileyle ispatlayan Ee adam yapmaktadır: Bülent Ece- vit! Kil CHP'li, gezinin sonunda şöy- le ded 0 Yıllardır, bir takım kof a- damları büyük adam sanıp peşlerin- den gittik. Ama bu genç adam bize öğretti ki, onların bizim aramızdan ayrılışları, bizim gözümüzün açıl- masındandır. Şimdi İnönü ve Ece- vitle halka daha yakınız. İşte, bu nun misalini gözlerinizle görmekte- siniz." Dış Politika "Hayır", ama.. (Kapaktaki Bakan) Arap - İsrail savaşıyla ilgili olarak toplanan Birleşmiş Milletler 0- lağanüstü Genel Kurulunda, Türki- yeyi temsil eden heyete dahil görev- lilerden biri, kendisine yöneltilen "Son gelişmeler, türk dış politika- sında bir değişikliğin belirtileri Mİ- dir?" sorusunu hemen, "Hayır" di- ye cevaplandırdı. Fakat sonra, bu tek kelimelik cevabın biraz acele ve yetersiz kaçtığını kendisi de farket- miş olmalı ki, söze, Süleyman Demirel - İhsan S. Çağlayangil "Haysiyetli dış politika” diyenler 15 Temmuz 1967