YURTTA OLUP BİTENLER mazdı. Fakat Ortadoğu buhranının en civcivli zamanında Türk Devlet Başkanının Birleşik Amerikayı Vi- etnamda, İsraili de Ortadoğuda sal- dırgan ilân eden General De Gaul- le'le görüşmesi, üstelik yayınlanan ortak bildiride Fransa ile Türkiye arasında birçok konuda görüş bir- liği olduğunu ilân etmesi, Washing- ton'u, eski uysal çocuğunun yeni tu- tumu konusunda, derin endişelere düşürmüş olmalıdır. Dikilen tüy Ancak, iktidarda kim olursa olsun, Türkiyenin artık eski Türkiye ok ME gösteren en Önemli belir- Türkiyenin, geçtiğimiz haftanın öm Birleşmiş ' Milletler Ola- teş-kes çizgisinin gerisine çekilme- sini ve araplara savaş sırasında ver- diği zararları ödemesini istemekte, Genel Kurulu, israil saldırısını tak- bihe çağırmaktadır. Bunun biraz sulandırılmış biçimi olan yugoslav tasarısı -ki onunla birlikte yirmiyi aşkın Asya-Afrika devletinin de imzasını taşımaktadır- tazminat ve takbih konularına dokunmamakta, yalnızca İsrailin derhal ateş-kes çizgisi gerisine çekilmesini istemek- tedir. Tasarıda ayrıca, alınacak geri çekilme kararının Birleşmiş Millet- ler tarafından yürütülmesi öngörül- mektedir ki, Birleşik Amerika bu- nun Sovyetler Birliğine Ortadoğuya doğrudandoğruya müdahale firsatı Dışişleri Bakanlığı binası "Kim okur, kim dinler varak-ı mihri vefayı" ganüstü Genel Kurulunda, Ortado ğu buhranıyla ilgili olarak kullandı- $ı oylar olsa gerektir. Gerçekten, bu oylama a Türkiye, Şimdiye kadar i a olmak üzere, Batı blokundan arş ve oyunu taraf sız Asya (Afrika devletleriyle bir- likte kullanmıştır. Bilindiği gibi. (Birleşmiş Millet ler Güvenlik Konseyinin girdiği çık- maz üzerine toplanan Olağanüstü Genel Kurulun önünde, geçtiğimi? haftanın başında pek çeşitli tasarı lar vardı Ancak bu tasarıların ö- zellikleri birkaç ana ilke çevresin de özetlenebilir Sovyet bloku Baş bakan Kossinginin eliyle sunduğu ka- rar tasarısında, İsrailin derhal a- 16 vermesinden büyük endişe duymuş ve hemen tasarının karşısına dikil- miştir. Başta Birleşik Amerika ol- mak üzere, batılı devletlerin çoğu, daha çok bir dilek niteliğinde olan ve, israil askerlerinin geri çekilme- siyle arap ülkelerinin oyahudilerle barış görüşmelerine mini birbirine bağlayan bir Lâtin Ameri- ka karar suretinin arkasında yer al- mışlardır. Geçen Pazartesi günü Genel Ku- rulda yapılan oylamada bu tasarı- ların hiçbiri, gerekli üçte iki çoğun- luğu sağlayamamıştır. Sovyet tasa- rısı çok az oy toplayabilmiş, Sov- yetler Birliğinin Oo desteklediği yu- goslav tasarısı 53, Birleşik Ameri- AKİS kanın desteklediği olâtin amerika tasarısı 57 oy almıştır. e Yugoslav tasarısının aleyhine kullanılan oyla- rın sayısı 46, lâtin amerika tasarı- sının aleyhinde kullanılan yn sayısı 43'tür. Buna karşılı d let de her iki tasan karşısında çe- kimser kalmışlardır. Türkiye yapılan oylama sırasın- da yugoslav tasarısını desteklemiş, sovyet ve lâtin amerika tasarıları karşısında çekimser kalmıştır. Bu- nun yanısıra, oİsrailin (Kudüsün ikinci yarısından elini çekmesini is- teyen pakistan tasarısını imzala- yan devletlere de katılmıştır. Kıbrısa gelince.. Türkiyenin, son günlerde Birleşik Amerikayı hayal kırıklığına uğ- ratan davranışlarından bir başkan da, Kıbrıs konusundaki tutumudur. Yunanistanda sağcı bir askeri yönetimin işbaşına gelmesinden sonra, Atina ile Lefkoşe arasındaki ilişkilerin pek bozulduğu kimsenin meçhulü değildir. Makarios ekibi, Atinadaki darbeci yönetimin, Ada- daki adamları rivas vasıtasıyla Kıbrısta da bir darbe yapmasından son derece endişelenmektedir. As- lında, bu endişenin gerçek olduğun- dan ve darbeci yönetimin, dinden gelse, Lefkoşede kendine eğilimli bir ekibi işbaşına (getireceğinden şüphe edilemez. Fakat böyle bir darbe, Türkiyeye de yeniden, Kıbrıs- taki gidişe müdahale imkânını vere- cektir. Onun içindir ki, Atina hü- kümeti, bir süredir Ankara ile gö- rüşmelere girişmek ve Kıbrıs anlaş- mazlığını, elleri (Lefkoşe üzerinde serbest kalacak biçimde, çözümle- mek çabası içindedir. Durumunu sağlamlaştırmak için çabuk vb büyük bir Kıbrıs başarı- sının peşinde koşan yunan hüküme- tinin acelesini bilen Türkiye, buna karşılık koparılacak tavizi daha da büyütebilmek için, şimdi gözle gö- rülür bir umursamazlık içindedir. Türk dış politikasını yönetenler kendilerini yavaşa çektikçe, yeni yunan hükümetinin daha büyük ta- vizlere razı olacağını sanmaktadır- lar. Yeni yunan yöneticileri ise, Tür- kiyeyi görüşmelere zorlama k için bir yandan Batı Trakyadaki soydaş- larımız üzerindeki baskılan ken, öteyandan bizi Sam Amca şikâyet etmekte ve “Washington dan, Türkiyenin görüşme masası 15 Temmuz 1967