YURTTAOLUP BİTENLER keti ise büyük bir titizlikle gizlenmek- tedir. Eyüp Han bunu özellikle belirt- miş ve Dışişleri Bakanı Erkine: <— Lütfen hiçbir şey sızmasın. Bunu hep birlikte ye birdenbire açık- layalım» diye rica etmiştir. örüşmelerin bir diğer yönünü de takip edilecek müşterek dış poli- tika teşkil etti. Pakistan batılılardan ve özellikle Amerikadan çok şikâyet- çidir. Keşmir ri hâlâ halle- dilememiştir. Amerika, Hindistana da- ha çok ovada kullanılabilecek nitelik- cak birleşmekle mümkündün Böylece kültürel, teknik ve ticari alanlarda ku- rulan sıkı işbirliği bir yandan da hiç değilse beynelmilel kuruluşlarda, en azından oy sayısı bakımından bir ö- nem kazanacaktır. Bir arap dünyasından, nötralist bloktan bahsedildiği gibi, bu birleşme- yi de bir güç olarak, kabul ettirmek her üç devletin de prestiji bakımından büyük fayda sağlıyacaktır. İşbirliği kendiliğinden, politik bir hüviyet ka- zanacaktır. Pakistanın Başkanı, bütün sami- Görüşmeler sırasında karşılaşılan tek güçlük, ortak bildirilerin hazırla- nışı sırasında ortaya çıktı. Pakistan, Kıbrıs meselesinde Türkiyeyi tamamen destekliyor ve buna karşılık da Keş- mir meselesinde Türkiyenin, Pakista- nın yanında olduğunu bildirmesini is- tiyordu. Cumartesi günü saat 16,30 dan itibaren iki devletin Dışişleri Ba- kanları arasında yapılan uzun görüş- melerden sonra bu, Hindistan açısın- dan hayli sert sayılabilecek çıkış bi- raz yumuşatıldı ve bildiride «Anlaş- mazlığın Güvenlik Konseyi kararlan- İsmet İnönü görüşmelere başlamadan önce gazetecilerle Sürpriz te silâhlar vermektedir ki bunun anla- mı açıktır. Hindistan bu silâhlan Hi- malaya dağlarında kullanamıyacağına göre bunları ovada tek komşu, Pakis- tana tevcih edilecektir. Pakistanın ya- kınmalarına batı bloku pek kulak as- mamaktadır. Benzer bir durum da Türkiye için söz konusudur. Küba buh- ranı patlak verdiğinde, NATO üyesi olarak tereddütsüz Amerikanın yanın- da olacağını bildiren Türkiye, Kıbrıs meselesinde aynı yakın ilgiyi boşuna beklemiştir. O halde dünya politikasın- da müessir bir durum kazanmak an- miyetiyle bu noktaları açık açık ifade etti. cak bu arada üzerinde titizlik- le durulan husus, bu işbirliğinin hiç bir surette bir müstakil blok niteli- ğinde olmaması gerektiğidir. Her üç devlet de batı ile olan münasebetleri- ni herhangi bir kavis çizmeksizin mu- hafaza edeceklerdir. Esasen işbirliği- nin amacı da bu bağları zayıflatarak müstakil bir blok kurmak değil, bi- lâkis batı ile olan anlaşmaları daha sağlam temeller üzerine oturtmak, bi- raz daha ağır basmaktır. na uygun olarak, yakın bir gelecekte halledilmesi» temenni edildi. Ama ge- ne bu bildirideki «müslümanların teh- ze meselesiyle ilgili satırlar Hindis- nın hoşuna gitmedi. Demokrasi yüp Hanın Başkentteki son te- ması, kendi deyimiyle «entellektü- eller» ile oldu. Başkan siyasi görüş- melerinin yanı sıra Ankaradaki mil letvekilleri, senatörler, ilim adamları ve bazı gazetecilerle, tanışmak, onlarla soh bet etmek istedi ve bu toplantıda ileri sürdüğü bir hurma ağacı örneği, bir an-