m A K S Yıl: 11,10 Temmuz 1964, Sayı: 525 Cilt: XXX HAFTALIK AKTÜALİTE MECMUASI YURTTA OLUP BİTENLER Başbakan; İnönü seyahat dönüşü Ankara sokaklarında Millete memnun Millet Başka işimize bakalım pgsşbakan İnönünün seyahati, bir sü- redir milletin yüreğine sinmiş, O- lan bir derdi, bir endişeyi hafiflet- miştir: Hasta Kıbrıs, mahir bir dok- torun elindedir. Başbakan Amerika- ya doğru yola çıkmadan önce "Bu Kıbrıs işi ne olacak? Harp mi çıka- cak? Mesele ne zaman bitecek?" diye kaygılananlar bugün sorularının ce- vabını almış değillerdir. Daha doğru- su, İnönü seyahatinden olacakları ge- tirmemiştir ama olmayacaklar hak- kında büyük müttefiklerle karara var- mıştır. Bunların birincisi, harbin ol- mayacağıdır. İkinci Dünyâ Harbi gi- bi bir badireden Türkiyeyi bir virtüöz AKİS/4 meharetiyle sıyırıp kurtaran İnönü- nün denizi aştıktan sonra derede bo- gulması, Kıbrıs yüzünden Türkiyeyi harbe sokması elbette ki beklenemez- di. Ancak mesele şuydu : Kıbrıs işinin kendi arzusu aksine (o halledilmesine Türkiye müsaade etmeyecekti. Bunun için, gerekirse Adaya asker çıkara- caktı. Bu, harp demek olabilirdi. O halde o Türkiye, istemeden kendisini bir harbin içinde bulacaktı. Bugün, Amerika ve İngiltereden İnönünün getirdiği şudur: Hayır, harp olmayacaktır. Harp olmayacaktır, zira Kıbrıs meselesi Türkiyenin arzusunun aksine bir şekilde halledilmeyecektir. Bu demektir ki ya Türkiyenin Ada- ya asker çıkarmasına lüzum kalma dan Türkiyenin arzularına uygun bir hal çaresi üzerinde mutabık kalına- caktır. Ya da, Türkiye Adaya asker çıkardığında ya Yunanistan bizimle tek başına harbetmek deliliğini, ya- pacak, ya o da aynı hareketi tekrar- layıp Adanın taksimi fiilen Yeşil Hat üzerinde gerçekleşecektir. eo Bunlardan başka bir ihtimalin imkânsızlığı şimdi belli olmuştur. İnönünün Amerika dönüşü Ankara- da, sahiden görülmemiş ve o nisbette de içten bir şekilde, halk tarafından karşılanması bunu milletin gayet iyi anladığının delilini vermiştir. Bundan politikacıların çıkaracakları bir çok ders vardır. Ama, Kıbrıs meselesini İnönüye bı- rakanların sadece rahat bir nefes al- maları bugün kendilerinden bekleni- len tek şey değildir. Başta Kemal Sa-