KIBRIS OLAYLARI Görüşmeler Bir yalancı yunanlı (Kapaktaki o Başbakan) B aşkan Johnson, kendisine verilen haber kargısında hayretini gizleye- medi : «— Nasıl? Nasıl olur bu?» Başkan Johnson'a (o verilen haber, Yunanistan Başbakanı Papandreu'nun Kıbrıs konusundaki arabulucu Tuo- mioja tarafından tertiplenen Cenevre konferansında türklere aynı masaya oturmayacaklarını bildiren sözleriydi. Halbuki bu sözlerin sarfedilmesinden sadece bir hafta kadar önce Papan- dre'nun kendisi, Johnson'un kendisine Beyaz Sarayda, eğer türklerle temas Birleşmiş Milletler ve arabulucu ka- nalıyla olursa Yunanistanın bunu ka- bul edeceğini ifade etmişti. Bu kadar dönekliğe kafası fena halde kızan Amerika Cumhurbaşkanı, oturup ihti- yar demagog Papandreuya sert bir mesaj yazdırdı o ve bunu, Atinadaki Amerikan hatgüzarı (o Norbert Anschuetz vasıtasıyla Başbakana ver- dirdi. Gerçekten de Washington'daki te- masların sonunda Papandreu, Cenevre konferansına "OK," demiştir. Ameri- ka önce, türklerle yunanlıların kendi- liklerinden, yahut bir amerikalı «yak- laştırıcı» o vasıtasıyla (oooturup Kıbrıs meselesini (oOkonuşmalarını istemiştir. Fakat Papandreu'nun kompleksleri bu- na imkân vermeyince Amerika, Tür- kiyeyle de istişare ederek başka bir formül hazırlamıştır : o Tuomioja 2 Temmuzda Cenevreye gidecektir. Ora- da, bir konferans tertipleyerek türkle- ri ve rumları davet edecektir. Ameri- ka Cenevrede «faydası olur» diye iti- barlı bir temsilcisini, eski (Dışişleri Bakanı Dean Acheson'u bulunduracak- tır. Böylece hava yumuşatılmış ola- caktır ve karşılıklı (okonuşma nihayet başlayacaktır. Papandreu bu formüle mutabakatını bildirmiş ve böylece ne şişin, ne de kebabın yanacağını söyle- miştir. Bunun üzerinedir ki amerika- lılar hemen Dışişleri Bakan Yardım- cısı George Ball'ü New York'a gön- dermişlerdir. Sabahleyin U Thant ve Tuomioja ile görüşen Ball öğle yeme ğini İnönüyle birlikle yemiş, öğleden sonra da Cenevre Konferansının «O. K>» lendiği resmen, fakat 2 Temmuz tarihine kadar gizli tutulması rica- sıyla bildirilmiştir. General Dovas Askerler önde gider Başkan "Johnson Papandreu ya son mesajında bütün bunları hatırlatmak- ta ve şimdi yaratılan durum neticesin- de Yunanistan için doğacak tehlikeleri ihtiyar demagoga o hatırlatmaktadır. Mesajı okuyan herkesin edindiği ilk intiba bir türk müdahalesi kaçınılmaz hal aldığı takdirde Amerikanın artık Türkiyenin elini tutmayacağı merke- zindedir. Muhalefet ne diyor? P apandreu, Başkan Johnson'un bu mesajını sadece kendisine sakla- mak cesaretini gösteremedi. Zaten me- sajın manası ve mahiyeti, Atinadaki amerikan çevreleri tarafından üstü ka palı bir şekilde duyurulmuştu. Bu, der- hal bir panik yarattı. Zira bütün yu- nanlılar türklerle «başbaşa bir harp» ın ne demek olduğunu anlayacak ka- dar tecrübeliydiler. Papandreu John- son'un mesajını Meclisteki iki muhale- fet liderine, oKanellopulosa okutmak mecburiyetinde kaldı. Muhalefet lideri- nin tepkisi (oObüyük oldu. Papandreu Mecliste kendi görüşünü ve Amerika- daki konumalara verdiği manayı an- lattı, fakat liderler Papandreunun de gil, Johnson'un haklı bulunduğunu Amerikadaki konuşmalar, hiç de Papandreu nun söylediği mâna- ya gelmiyordu. Kanellopulos açıkca «Papandreu, bu kadar önemli konuş- malardan hiç bir şey anlamamıştır. Başkan Johnson'un o Yunanistan için hayati ihtar ihtiva eden mesajını Par- lâmentodan ve milletten saklamaya ça- lışmak bir hiyanettir. o Anlaşılıyor ki Papandreu bir görüşmede kendisine söylenenleri ve kendisinin söyledikle- etti. Kanellopulos ayrıca «Papandreu- nun kendi görüşlerini Johnson'a kabul ettirttiğini Mecliste söyleyerek kendi- sini kahraman gibi göstermeye yelten mesi kaba bir yalandır. Johnson'un mesajı bunun tam aksini ispat etmek- tedir» dedi. Bunun üzerine Papandreu, kendisi- ne bir açık kapı bulundurmak lüzumu- nu hissetti. Açıktan, türklerle müzake- re masasına oturmayacaklarını ilâna devam etti, takat bu haftanın başın- da yunan hükümeti Yunanistanın Ce- nevrede Tuomioja'nın emrinde bir tem- silci bulundurmayı kabul ettiğini açık- ladı. Bu temsilcinin, baş sıkıştığında, türklerle aynı masaya (oturacağında pek az şüphe vardır. Zira şu anda Papandreu Yunanis- tanda iflas etmiş bir politikacı duru- mundadır ve mahalli seçimlerde Pa- pandreu'nun partisi net bir gerileme kaydetmiştir. Bu seçimlerde a unun oylarından çoğunun doğru doğruya komünistlere gitmiş nn ii: pandreunun iktidara (aslında kimin oylarıyla geldiğini göstermektedir. Bu- na mukabil Karamanlisin partisi bir gerileme kaydetmemiş, aksine, küçük bazı kazançlar elde etmiştir. AKİS/17