cisi Büyükelçi (oPalamas -ki Kıbrıs anlaşmazlığı (o patlak verdiği zaman geçici yunan hükümetinde ( Dışişleri Bakanlığı yapıyordu- o Kostopulosun koluna girerek, Oo Erkinin bulunduğu köşeye doğru ilerledi. İki Dışişleri Ba- kanı yanyana geldikleri zaman Erkin hafif bir tebessümle, Kostopulos da oldukça suratlı, birbirlerinin elini sık- tılar. Önce birkaç nezaket cümlesi söylendi, sonra da Kostopulos, böyle güç şartlar altında karşı karşıya gel- mekten duyduğu üzüntüyü, ardından da, bu şartlar düzeldikten sonra dostça bir konuşma yapabilecekleri, ümidini belirtti. Erkin, Yunan Dışişleri Baka- nının kendine sunduğu bu fırsattan hemen faydalana: ndan a rup hemen konuşabileceklerini söyle- di. Fakat Kostopulos buna yanaşma- dı. Söylediğine göre, İstanbuldaki rum azınlık, türk baskısı altındayken ve Patrikhane ortadan kaldırılmak istenirken, türklerle (görüşme yapa- mazdı! .ve karar O gün saat 18:30'da, ertesi gün tek- rar toplanmak üzere ara verilen görüşmelere Perşembe sabahı devam edildi. Türkiye Dışişleri Bakanı bütün gece çalışmış ve Kostopulosun itham- larına cevap teşkil edecek bir konuş- . Toplantının açılma- sından hemen sonra söz alan Erkin, Kostopulosun dayandığı (o gerekçeleri tek ele alarak bunları çürütmeye başladı. Erkin ilk olarak, Kostopulo- sun bir sorusunu bir başka soru sora- rak e Sayın Bakan, 'Türküye tek ta- raflı müdahalede bulunacak ve Ada- ya çıkarma yapacak mı? diy sordu - lar. Ben de kendisinden s Makarios hukuk dışı ha ketlerinii rumlar e katliamına devam edecek- ler midir Sonra sözü yunan delegasyonunun Ekseriyet-Azınlık o meselesi ile ilgili iddialarına getirdi ve: — Ger be bazı ei Mz mamak elde değ Bundan kırk yıl kadar önce Yü idin, isklerin ço- Şunlukta olduğu Batı Trakyayı, stra- tejik sebepler ileri sürerek alıyor, kırk yıl sonra gene aynı Yunanistan bu se- fer de Kıbrıstaki ekseriyetten bahse- diyor!" dedi. Erkin neticede, er da kabul e- dilen "Üç Âkil A raporunun 57. maddesine dayanarak Stikker'in Ati- na ve Ankara arasında arabulucu se- çilmesini istedi. Te Konseydeki hemen bütün üyeler tarafından ma- ". kül karşılandı. Belçika Dışişleri Baka- nı Spaak ve Kanada Dışişleri Baka- nı Martin birer konuşma yaparak tek- lifi desteklediler. Bütün kozlarını oy- namış olan şanssız Kostopulos için artık tek çıkar yol kalıyordu : Bu ko- nuda diğer delegelerle birlikte müspet oy kullanmak!.. Türk ve yunan Dışişleri Bakanla- rı arasındaki son çatışma, toplantı so- nunda yayınlanacak bir bildiri ile il- gili olarak patlak verdi. Üç kişilik bir komisyon tarafından hazırlanmış olan bu 11 maddelik bildirinin 8. mad- desi tamamen Kıbrıs meselesine ay- rılmıştı. Kostopulos Oönce meselenin bildiride yer almasına itiraz etti. Fa- kat son derece kuvvetli bir reaksiyon- la karşılaşınca, hemen 180 derecelik bir dönüş yaparak, maddede belirti- len “kargaşalık” ve "hukuk nizamı- nın iadesi" gibi deyimlerin kaldırıl- masını istedi. Kostopulosun bu sözler ri 'ile hava elektriklenmişti. Stikker. durumu idare edebilmek için ra nin öğleden sonraki oturumda ele lınmasını teklif etti. Fakat bu e de, öteden beri türk tezinin yanında yer alan Spaak müdahale etti ve : "— Burada son derece önemli bir konu görüşülmektedir. Geciktirmede bir mâna yok. Mesele derhal halle- dilmelidir" yağ Sonra nan Dışişleri mi dönerek abana gibi patla a birkaç saat ame Ada- üç in n subayının Ö öldürülmüş ol- İnd şikâyet ediyordunuz. Bah- sedilen hukuk (nizamı onların da türklerin de öldürülmemesidir. Kanun olmazsa, kanunsuzluk olur. Siz bu- nu mu müdafaa ediyorsunuz? Bu sözler Kostopulosu âdeta şoke etmişti. Son bir deneme daha yaparak hiç değilse bir-iki kelimenin değişti- rilmesini istedi ama. karşısında gene Spaak'ı buldu: — Dahili politikanızı biliyoruz. Bildiri çıksın, döndüğünü üzde hüküme- tinize izah edersiniz. Kulağa Küpe Baş merak Gümüşpala, ağababalarının bir eski türküsünü tekrarlamış: "Biz o Halk Partililerle değil. Halk Partisinin başı ile uğraşı yoruz!” baş merakı ne başlar ye. di, talihsiz paşa farkında değil. YURTTA OLUP BİTENLER Bundan sonrası Türkiyenin, Laheydeki (o toplantıda. NATO'nun Kıbrıs meselesine el at- masını sağlamak üzere giriştiği $ faaliyetin başlıca sebebini Makariosu Yunanistanın desteğinden mahrum bırakmak politikası teşkil etmektedir. Böylece papaz, herhangi bir yeni ha- rekete girişmeden önce. (adımlarını daha tedbirli atmak lüzumunu his- Sedevektir. Tabii, Yunanistandan ke- sin bir dönüş hemen beklenemez. An- cak Türk Hariciyesinde hakim olan olsa" "iyileşebileceğidir. tam önce belki büyükelçilikler sevi- yesinde e ve belki de ileride Dışişleri Bakanları (o veya Baş- bakanlar seviyesinde bir zirve toplan- tısı yapmak mümkün olacaktır. Ama bu tabii herşeyden önce Yunanistanın bundan sonraki tutumuna politikasını m belirten bir oturup. eski dostluk inasebetlerii tekrar kurma imkânlarım araştırmak elbette mümkün değildir. Yunan Başbakanı Papandreu ge- oy toplıyabil- aydan beri takip ettiği politikayı ko- layca değiştirmesi beklenemez. Atina Şimdi; tebliğde (o Birleşmiş Milletlere yapılan atıf ele alarak, Laheyde ken- hakim olduğunu ileri sürmektedir ama, NATO'nun zoruy- la ister istemez Türkiye ile bir uzlaş- maya gidince bakalım bunu nasıl te- vil edecektir. Türkiyenin Kıbrıs anlaşmazlığın- açıktır. o Bugü ni 5 geleceklerini kendileri EE sine sarılarak gerçe tedikleri, Enosistir. yaşayan soydaşlarım yunan liği altında bırakmamaya kararlıdır. Çün kü eğer rumlarm kendi gelecekle- rini kendileri kararlaştırmak (o hakkı varsa, türklerin de aynı şeye hakkı vardır. Eğer Kıbrısta Enosis gerçek- leştirilecekse. Ada türkleri de elbette Türkiyeye bağlanacaklardır. Yook, bir süre için Kıbrıs yeniden bağımsız bir devlet olarak ŞamiilAsalksl, o zaman türklere mahalli bağımsızlık tanıyan bir federal devlet düzeninden başkası kabule şayan değildir. Şimdilik, Pa- endreuyu barışçı (o demaışlarla yola getirecek tek yolun, NATO'dan geç- AKİS/9