muhafazasında fayda görmekteyim, lâik Türkiyede Atatürkün icraatı- na kimse el uzatamaz» şeklinde bil- dirdi. Yalnız oOM.T.T.B. nin ilgilileri değil bütün Öğrenci o kuruluşları ayni fikri savunmaktadırlar. e Genç- ik, bir avuç din sömürücüsünün, üstelik Anayasanın arkasına sakla- narak ileri sürdüğü bu en elle tutu- lur gericilik örneğine (o karşıdır. Amaç, yeni bir ibadethaneye kavuş- mak ise, İstanbul cami bakımından dünyanın en çok camiine sahip şehridir. Şehirdeki cami sayısı - İs- tanbul yakasında 276, Sur haricin- de 38, Kasımpaşa ve Beyoğlu yaka- sında 106. küdar ocihetinde işe 62-tam 482 dır. Fethin ii yıldönümü B as ve çeşitli (çevrelerde e cami mi olsun, mü- ze mi?» tartışması sürüp gidedur- sun, İstanbul, fethinin 511. yıldönü- münü kutlama hazırlığı o içindedir. Zira önümüzdeki Cuma günü, İs- tanbulun, Fatih Sultan Mehmet ta- rafından alınışının 511. yıldönümü- ür. Bugün için o «İstanbulun Fethi» nin büyük, önemi vardır ve İstanbu- lu yönetenler bunun üzerinde dur- maktadırlar. Kıbrıs olaylarının geti- rip ortaya (koyduğu gerginlik, bu yılın fetih yıldönümüne ayrı bir önem kazandırmaktadır. İstanbulda fetih o yıldönümlerini kendine iş edinmiş birçok dernek vardır. Bunların en başında, Fatih Derneği gelmektedir. Ayrıca, İstan- bulun fethini ilmi bakımdan gözden geçirmek amacıyla İstanbul Üniver- sitesinde o kurulan bir (o komisyonun başına Ord. oo Pro âzım İsmail Gürkan getirilmiş ve komisyon programını çizmiş bulunmaktadır. Komisyonun ilk toplantısında aldığı karar, polemiklere girmeden, siyasi tartışmaların dışında okalarak,. Bi- zansın fethinin inceleneceği seminer- ler Güzenlemektedir. Fethin medeni ve toplumsal yönlerinin gözden geçirileceği bu se- minerler 25 Mayıs (ogününden 29 Mayıs gününe kadar sürdürülecek- tir. Yine programa göre. 20 Ma- yıs günü Rektör Celâl Sarç, fethin 511. yıldönümü dolayısıyla (o düzenle- nen birinci toplantıyı bir konuşmay- la açacak, ardısıra Feridun Dirimte- kin «Fethin Kronolojisi»' ni, Kâzım İsmail Gürkan da «Fetih» i anlata- caklardır. Daha sonra günün en çok tartı- şılan konusu olan Ayasofya ya gidi- lecek, bunun yanı sıra Ord. Prof. Süheyl Ünver «Fetihten o Sonra İlim ve Sanat» konusunda bir kon- ferans verecektir. o Verilecek bütün konferanslar çeşitli dillere de çevri- İse amu oyuna duyurula- caktır. Bu arada Süleymaniye Kü- tüphanesinde «Fatih Devrinin Yaz- maları, »ile Tıp Tarihi Enstitüsünde «Fatihin İlim ve Sanatı» üzerine sergiler açılacaktır. Vilâyetin tören hazırlığı Ayrıca İstanbul Valiliği de fetih yıldönümü günü için çeşitli tö- renler (odüzenlem ii b maktadır. Bu törenler, 29 Mayıs ü saat 10 da Topkapı suzlağı önünde bağlayacaktır. Törene belirli proto- kol —Vali, Belediye Başkanı, Birin- ci Ordu Komutanı, yüksek rütbeli subaylar, Üniversite Rektör ve öğ- retim üyeleri, ilgililer, eski muha- ripler, Oookullar v.b.— katılacak ve ardından da modern türk ordusu birlikleri bir geçit töreni yapacak- lardır. Daha sonra olacaklar arasında surların karşısından ve Selimiyeden e yon atışları, limandaki bü- tün den taşıt araçlarının düdük çalması, “etih şehitlerine bir dakika- lık saygı duruşu, mehter takımının geçişi, yine Topkapı surlarında tem- sili bir İstanbulun fethi ile surlara ilk bayrak diken yeniçeri Ulubatlı Hasanın tırmanışı, günün önemini belirten toplantılarda da çeşitli kişi- lerin bu konu üzerinde konuşmaları yer alacaktır Bu sayılanların dışında İstanbul Vilâyetiyle (oBelediyesinin ortaklaşa herhangi bir çaba göstermesine ve bu fetih yıldönümünü öbür yıldö- nümlerinden ayrı bir hava taşıyan yeni bir gün yapmasına imkân ve ihtimal yoktur. Yoktur, çünkü B iye - bermütad - parasızlıktan kıv- ranmaktadır. Vilâyet ise bütçesin- den bu konuda Belediyesine yardım- cı olabilecek ogüçte değildir. İki yoksul idare, fetih yıldönümlerini Fazıl Küçük Yerli SÖZCÜ YURTTA OLUP BİTENLER şimdiye kadar nasıl iki kuru nutuk ve üç - beş alkışla idare etmişlerse yine bu yıl da ayni yolu tutacaklar- dır. Oysa, başka ülkelerde bu çeşit yıldönümleri, bir bakıma turist çe- kimi için herşeyden önce bir fırsat olarak (kullanılmaktadır. O güne ve o çağa ait elde mevcut ne varsa ortaya odökülmekte, tarih yeniden canlandırılmakta, günler öncesi bu konu bütün dünya kamu oyunda iş- lenmekte ve böylece cazip bir yoldan turist çekimi sağlanmaktadır. o Yal- nız, batıda da bunları o ilin vilâyet ve belediyesi tek başına yapmamak- tadır. Bu iki idareye turizm ve ta- nıtma ile ilgili bakanlık büyük yar- dımcı olmakta, , bütçesinden buna uygun hazırlanmış ve ayrılmış pa- rayı günü gelince kullanmaktadır. Bizde ise, Turizm ve Tanıtma Bakanlığı bu tür işlere oOhenüz ya- bancıdır, Kıbrıs Yaşayan görür Ankarada, New York'ta ve Lefkoşe- de bu haftanın ortasındaki Çar- samba günü, yani 20 Mayıs tarihi he- yecan içinde beklenildi, heyecan için de yaşanıldı. O gün Kıbrıslı rumla- rın, bizzat Makariosun "vahşiyane bir hareket" diye vasıflandırdığı "rehine alma hareketi" sonunda kaçırdıkları türkler iade edileceklerdi. Sağ ve sa- lim olarak iade edileceklerdi ve bu çeşit hareketlere kesinlikle son veri- lecekti. Ankarada ve New York'taki yecanın sebebi şuydu : 20 Mayıs günü olacaklar, Oo Birleşmiş Milletler Kuv- vetinin tesirliliği hususunda nihai fik- he- ri verecekti. Zira rumlara, kaçırdık- ları türkleri iade etmeleri Birleşmiş Milletler o Kuvvetlerinin oOKomutanı hintli general Gyani tarafından em- redilmişti. Birleşmiş Milletler Kuvvet- lerinin Komutanının emri o dinlenilip yor muydu, dinlenilmiyor muydu? Bu sualin cevabı alınacaktı. Eğer dinlenmiyorsa, Ankara bir noktanın daha açıklığa kavuşmasını bekleyecekti : Birleşmiş Milletler Kuv- vetleri Komutanı emrini kuvvetlerini, kullanarak dinletecek miydi, o dinlet- meyecek miydi? Dinletmediği, dinle- temediği takdirde İskenderunda hazır bekleyen Türk Silâhlı Kuvvetleri Üzer- lerine düşen görevi (o yapacaklardı ve buna hiç kimsenin bir ses çıkarmak hakkı olmayacaktı. 20 Mayıs sabahı bütün dünya bilmekteydi ki Türkiye, rehine diye kaçırılmış türklerin rum- lar tarafından soğukkanlı bir, alçaklık AKİS/13