Bir Röportaj Eser Başbakan Ben Olsaydım... herkesin, o Kıbrıs Meselesi hakkında, bir fikri vardır. Bü- igu ük Meclisten kahvehanelere her yerde hal çareleri söylenmekte yol- lar gösterilmektedir. “Eğer ben Başbakan diye başlayan di Güm belki de memlekette en fazla kullanılan cümlelerdir. kan, İsmet İnönü değil de Meclisin çeşitli partilerine mensup aşba li mülleivekilleri olsaydı Kıbrıs politikamız ne olurdu? Ça nin aklındaki bu sualin altı cevabını aşağıda bazen ibretle, imse bazen dü- şünerek, basen de tebessüm ederek okuyacaksınız. IRFAN BABAN (CKMP Konya Milletvekili) — Hü- kümet mensuplarının beyanları- na bakılırsa "Kıbrıs konusunda hukuka sımsıkı sarılmak zorun- dayız. Beynelmilel âleme ancak hukukşinaslığımızla (o kendimizi dinletip netice alabiliriz". Yine Hükümet sözcülüğünü yapanlar, Türkiyenin müdahale yoluna gitmeyişinin rumlardan yana o- lan dünya devletlerini ve ka- mu oyunu olayların gayriinsa- ni, feci akışı içinde uyararak, türk dâvasının haklılığına (inan- dırmaktan ileri geldiğini ifade ettiler. Kıbrıs devletinin doğduğu 1960 yılından beri Kıbrıs Ana- yasasının türkler lehindeki ana idelerinin tatbik edilmeyişin- I. Baran dekl üç yıllık maksatlı ısrar karşısında türk hükümetle- rinin tesirli bir reaksiyon göstermemiş olmaları, unutu- lamaz bir ihmal ve hatadır. Bu ilgisizlikten cesaret alan- lar fiilen harekete geçmişlerdir. Hukuk dışına çıkmışlar, vahşiyane toplu tecavüzlere girişmişlerdir. Bizim Hükü- metimiz hukuka uygun bir prosedür tatbik ederek, arada- ki anlaşmalara göre müdahale safhasının geldiğini tes- bit ve hareket teşebbüsüne geçmiştir. Ben Başbakan ol- saydım bu safhada türkleri kuzey bölgesine toplayıp çizi- cek hattı müdafaa eder ve sonra da müzakerelere ve barışçı çözüm yollarına hazır olduğumuz ilân edilerek insiyatifi elde tutardım. Şunu hatırda tutmakta fayda vardır: Aralık katliâmından sonra, Türkiye ve Kıbrıslı türkler mevcut statükoyu ihlâl eden fiili taleplerle ortaya çıkmamışlardır. Gerek fili, gerek hukuk! yönden meşru müdafaa hallinde bırakılmışlardır. Hükümet en büyük ha- tasını bundan sonra yapmıştır. Mevcut hukuki statü dı- şına çıkmış, doğmuş ahdi haklarını önce İngilizlere, son- ra da beynelmilel kuvvetlere devretmiştir. Türkiye, hasım- lannca da evvelce tanınmış ahdi haklarını ve icaplarını yerine getirmeye muktedir değil midir ki bu haklarım, dostlukları ve hakşinaslıkları meşkük devletlere terket- mek lüzum veya zaruretim duymuştur? İşin başından be- devam eden hatalı tutumdur ki Kıbrıstaki fiili durum- da ardarda kayıplar ve çekilmelerle bugünkü son çizgiye gelmemize yol açmıştır. Devletimizin ve milletimizin (iti- barı zedelenmiştir. Kıbrıs politikasından sorumlu olan- ların cezai mesuliyetlerinin oParlâmentoda bahse Konu olacağı günler uzak değildir. Kıbrıs politikasını yürütenler NATO'nun istikbalin- den de endişelenmişlerdir. Ahdi haklarımız bu yüzden kullanılamamıştır. Hakikatte türk ve yunan münasebet- lerinin alacağı şekil yüzünden NATO yıkılacak değildir. İttifak müşterek menfaatlerin icabıdır. NATO'nun zede- lenmesi endişesi sadece fiili ve hukuki tecavüze uğra- yan Türkilyeye mi düşer? Türkiye plâtonik NATO hassa- siyeti uğruna kendi hukukuna indirilen darbelere de kat- lanmak zorunda mıdır? Kanaatimce, değildir!.. Fransa misali ortadadır. Yunanistan Makariosu desteklemiş, NA- TO yıkılmamıştır. Yunanistan NATO endişesine hiç sahip çıkmamış, Amerika, desteğini ve dostluğunu da buna rağ- men kaybetmemiştir. Bir yanağa şamar yedikçe diğerini de uzatma politikası güdenlerin sorumluluklarım tesbit ve takip etmek gerekir. Müzakere safhasında hiç bir tek- lifimiz kabul edilmemekte. Anlaşılıyor ki, uzun yıllar dış politikada takip edilen inkiyaddan uzaklaşılamamaktadır. Dış politikamızda inkiyad politikası yerine şahsiyet po- litikası takip edilmelidir Kıbrıs politikasını yürütenlerin hukuka sımsıkı sa- rlmak gerektiğine dair beyanları da, birşey yapamayışı mazur gösterme çabalarından ileri gelmektedir. Hukuk, silâh namlularından çıkan kurşunlardan göğüsleri koru- madıktan sonra ne işe yarıyacaktır? Haydi diyelim ki, NATO'lu müttefikimiz Amerikanın bütün endişeleri Yu- nanistanın değil de Türkiyenin yolu üzerine serildi. Ame- rikanın bu endişeleri yüzünden ahdi yetkilerimizi kulla- namadık. Fakat müzakere ve konferanslarda herşeye "Evet" demek yerine ZMİR "Hayır" demek için de mi bilmediğimiz engeller vardır Son günlerde yunan akk karşı bazı tedbirer alındığı görülmektedir. Atina sokaklarında İstanbul nü- lara tevessül edebilmek için dahi Kıbrıs türklerinin bun- ca kurban vermeleri, temerküz kampına tıkılmaları, Ma- kariosa yardımcı bir generalin kumandasındaki turist ta- burlarının davranışları mı beklenmek gerekiyordu? ülâsa, Kıbrıs politikamızda Ounutulmaz ihmaller vardır, takip etmeme vardır, ahdi ve hukuki haklar kul- lanılmamıştır. devredilmiştir. | İmkânlar kullanılmamış, tedbirlere zamanında gidilmemiştir Nihai ricat çizgisin- de bulunduğumuz şu anda yukarıda gösterdiğimiz pren- siplere uygun bir politikaya ancak başka bir siyasi ekip tevessül edebilecektir.