Tü gg hafta gene bahar defileleri de- vam etti, Vakko'nun ve Butik Ca- nanın geleceği haberi başka terziha- neleri de gayrete getirdi. Ankaralı ha- nımlar, üstüste bu kadar çok elbise görmekten herhalde yorulmuş olacak- lar... Sah ve Çarşamba günleri üstüste. Ankara Palas salonlarında Faize mo- da salonunun defileleri oldu. Bu şe- -er gösterilen elbiseler, her zaman- kilere nazaran daha hafiftiler. | Her zaman Faizede zengin kıyafetler gör- meği? alışık olan halk, bu sefer biraz hayâl kırıklığına uğradı Mankenler Tülin Tezgören, Betül Alman, Günseli, Deniz Adanalı ve ilk defa mankenlik eden Mrs, Cheston'dı. Tülin için söylenecek söz yok. Bu se- ne biraz zayıflamış ve bozulmuş ol- masına rağmen, Tülin, en kötü elbi- seyi bile güzel gösterebilecek kadar iyi taşıyan hakiki bir manken. Betül Ak- man gene çok sevimli, genç ve müte- vazi idi. Günselinin ise, nedense bu defa gayet neşesiz, rahatsız bir hali vardı. Deniz Adanalıya ne demeli bil- -em... Çok fazla hareketli olduğu bir- çok yerde defalarca yazıldı, fakat bu sefer her zamankinden fazla canlı idi bereket müzik daha kıvrak bir ha- va çalmıyordu. Teşhir, ettiği elbise- leri âdeta rahatça görmek imkânı kalmıyordu. Mrs. Cheston çok genç ve tatlı yüzlü bir hanım. Zamanla da- ha iyi bir manken olacağa benziyor. Defile, iki gün üstüste yapıldığı için, her zamankine nazaran daha az kalabalık ve rahattı. Arada, arka sa- londa hazırlanan büfede e se- yirciler, akşamüzeri saloni nun ayrıldılar. Gelenler mA bu sefer gayet az erkek vardı. Mithat Dül- ge en erken gelenler arasındaydı, kol- tuğunda oturuyordu. o Dülge gözlük takmağa başlamış. Yüzündeki kırışık- lıklar artmış ama, sevimliliğinden pek birşey eksilmemiş. Terzi Bülent defi- leyi ayakta takip ediyor ve bazılarını tek başına alkışlıyordu. Yıldız Kuştal- oğlu yeşil bir tayyör ve çok iddialı bir şapka giymişti. Hüdal Oralın eşi Pe- rihan Oral, bermütad, beyaz şapkası ve siyah tayyörü ile gelmişti. İstiklal Paksüt ise gri oObir tayyör giymişti, yalnızdı. Bütün salonda bir tek masa- AKİS/28 li'den haberler ya karanfiller konulmuştu ve boş bir koltuk sahibini bekliyordu. o Nihayet, İstanbuldan sırf bu defileyi görmek i- çin geldiği anons edilen Yaşar Boz- kurt hanım siyah e tayyörü ve büyük beyaz şapkası ile geldi ve ma- kamına oturdu! Faize salonunun müteakip aylık defileleri Bulvar Palas salonlarında yapılacakmış. Gen hafta Salı günü, Fransız Kül- tür Merkezinin üst katında, F. Kadrünnisanm "Dökoratif Ağaç İş- Geçirdiğimiz hafta Sah gecesi Sürey- ya pavyonu gene epeyce kalabalık- tı. Etrafta hep âşinâ simalar görülü- yordu : Bir masada Endonezya Büyük Elçisi ve eşi - galiba son veda toplantı- larından biri (o dolayısıyla! - (o İsmail Rüştü Aksal ve eşi Jale Aksal, Rahmi Koç ve eşi Çiğdem Koç ile birliktey- diler. Diğer bir masada Antaşçı Hain- di Vafi ve eşi Şive, Kasım Gülek, Ka- nada, Büyük Elçisi, Fransız Büyük El- çisi ve eşi beraberdiler. ço hafta Perşembe günü ankara- lılar, OoOBulvar Palas salonlarında. .Cananın delilesinde, bir model teşhir ediliyor Pamuk eller cebe. leri" Sergisinin açılış kokteyli vardı. Gidenler, cidden çok güzel parçalar seyretmek imkânını buldular. o Siyah dantel bir döpiyes giymiş olan sanat- kârın eli, bu yıpratıcı işten yaralan- mıştı, sargıdaydı. Dündar Elburz, sergiyi ilgiyle izli- yordu. Çünkü, kendisi de bu konuda çalışmaktadır. Kokteylde (o bulunanlar (o arasında Necmi Aran ve lâcivert şık bir takım giymiş olan eşi Eşref Aran, Ferit Sa- ner, Munis Faik Ozansoy ve Rüksan Günaysu göze çarpıyordu... Hacettepe Gönüllüler Grapuhun Bu- tik Cananla birlikte (otakdim ettiği bir defile daha gördüler. Defileyi Bu- tikin sahibesi Celâle hanımın kızı biz- zat mikrofonda idare etti: Defilede çok sevimli, güzel ve pratik bahar kıyafet- leri vardı. Mankenler Tülin Tezgören, Deniz Adanalı, Mrs. Cheston ve Mrs. Karen o gün tamamen Hacettepe menfaatine yoruldular, ücret almadı- lar. Ayakkabılar (| İstanbuldan Haykonundu ve çok nefisti. Bütün a- yakkabılar, denilebilir ki kapış kapış