Yunanlıların Narlıda öldürdükleri bir türk man yunan ordusu da ondan sonra oengâver vasıflarını gösterecektir. Fakat hadiseler öyle gelişmemiştir ve daha sonrala- Venizelosun bizzat İsmet Paşaya Müttefiklerden yap- tığı şikâyetlerin esasını bu "kalleşlik" teşkil etmiştir. Silâhsızlar karşısında kahramanlar! Zaten yunanlıların İzmire çıkar çıkmaz silâhsız türkleri silâhla öldürmeleri ve rum halkın türk esirleri linç et- mesi de bu zihniyetin hem bir ifadesi, hem bir delilidir. Gerçi yunanlılar silâhla silâhsızlara hücum etmeyi gayet rahat, kolay ve tatlı bulmuşlardır ama hadisenin doğur- duğu akislerden endişeye düşmekten de geri kalmamış- lardır. Nitekim 24 Haziranda Kaklamanos Dışişleri Ba- kanı Politise bir mektup gönderiyor ve bir fena haber veriyordu: Near East (Yakın Doğu) o dergisi tamirden aldığı bir telgrafı yayınlamış ve İzmir muhabirine atfen yunanlı askerlerin 15 Mayısta türk esirleri katlettiklerini yazmıştı. Kaklamanos bütün 1919 yazını, nüfuzunu kullanıp ingiliz gazetelerini idare etmekle geçirdi. Manchester Gu- ardian âmirdeki katliamı haber verince oYunan Elçisi Manchester'deki yunanlı dostu Nom'ikosa rumca, 3 Tem- muzda şu mektubu gönderdi: "Aziz dostum, Manchester Guardian bugünlerde Yunanistan hakkında hiç hoş ol- mayan bir makale yayınladı. Size Aydın vilâyetinde ce- reyan eden son hadiseler hakkında bir not gönderiyorum. AKİS 18/28 Bunu Mr. Scott'a veya her hangi bir başkasına verip ga- zetede, yunan ini geldiği belirtilerek yayınlatma- nızı rica ederim Not zen gerçekten yayınlanmıştır. Ama, Kaklamanosun gayretleri hiç de kolay olmu- yordu. Zira bütün ekip şaşkın haldeydi. 27 Haziran 1919- da bu ekipten meşhur rektör Ronald Burrows'un Kakla- manosa yazdığı şu mektup şaşkınlığın derecesini göster- mektedir : "Aziz elçi, bugün yeniden Foreign Office'den çağırıl- dım. Beni çağıranın bildirdiğine göre Lord Curzon benim hadiselere dair bütün tafsilâtı öğrenmemi istemektedir, izmirdeki katliam hadisesinin teferruatını anlattılar. Bu- nu dinlemek çok acı oldu. atliamın tesirleri öylesine geniştir ki hadiseden sonra yunanlı subaylar İngiliz ge- milerine davet edilmemişlerdir ve izmirdeki ingiliz kulü- büne alınmamışlardır. Venizelosa bunları bir hafta önce azdım. Kendisine tekrar yazacağım. Venizelos katliam hadisesi hakkında mutlaka bir beyanat yapmalıdır. O bu- nu yapmadan benim her hangi bir şey yapmam imkânsız- dır. Saygılarımla. Ronald Burrows. Hamiş: Hadiselerin şahitlerinden bir kısmı amerikalı subaylardır." Burrows'ün o"bir hafta önce Venizelosa yazdığım mektup" dediği mektup nedir? Bunu, o tarihlerde Ven'i- zelosun yanında bulunan Sir John Stavridi - Londradaki ingiliz başkonsolosu- 24 Haziranda Paristen Londradaki Eiçiye fransızca olarak yazdığı şu mektupta açıklamak- tadır : “Londradan ayrılmamdan önce Dr. Burrows bana, ingiliz Amiralliğinin Küçük Asyadaki birliklerimizle su- baylallamızıli davranışları hakkında hazırladığı bir rapor- dan bahsetti ve bu hususu Başbakanımıza hemen yaza- cağını söyledi. Lütfen Burrows'a telefon edip Başbakanın henüz bu mektubu almadığını ve eğer mesele dediği ka- ia liye hemen Başbakana yazmasını bildirir misi- Peki, Foreign Office niçin bu Burrpws'un İzmir Ha- diselerinin bütün tafsilâtını (o öğrenmesini istemiştir ve kendisini davet etmiştir? Çünkü sayın ilim adamı, hadi- selerin aslı faslı hakkında hiç bir bilgisi olmaksızın daha 7 Haziranda kaleme sarılmıştır ve yunanlı katiller le- hinde vaziyet almıştır Satılmış kalemler Burrows, 7 Haziranda Yunan Elçisi Kaklamanosa şu mektubu yazıyor ve akıl öğretiyordu: “Azi aklamanos, ümit ederim ki telgrafı- mı almışsınızdır. Avam Kamarasında tamir konusunda Çarşamba akşamı açılmış olan omüzakerelerden bugün haberdar oldum. Sanırım ki iki sözlü sorunun soruluş tar- zı, bunlara verilen cevap ve Albay Herbert'in (AKİS'in notu: Albay Herbert türk taraftan bir İngiliz milletveki- lidir ve bizim için çok gayret sarfetmiştir) eklediği müta- lealar çok kötü bir intiba yaratacaktır.. Bu intiba, müs- lümanların harekete geçirdikleri teşkilât tarafından is- tismar olunacaktır. Eğer buna karşı bir vaziyet alacak- sak bütün hadiseleri, en fecileri dahil, teferruatıyla bil- memiz lâzımdır. Tâ ki Da sırasında yüzümüze bir takım gerçekleri firlatamasınlar..* Madem ki Burrows hadiseleri öğrenmek istiyordu, iş- te Foreign Office bu imkânı kendisine veriyordu. Mama- fih, yunanlılar, en çok 'İçlerine işleyen bir hususu önce tahkik ettiler. 8 Temmuzda Politis Kaklamanosa şu tel- grafi gönderiyordu: "izmirdeki yüksek komiserimizden aldığımız bir tel- grafa göre yunanlı subayların ingiliz kulübüne kabul edil- medikleri hakkındaki haber tamamile asılsızdır.