KIBRIS OLAYLARI bir düzine kadar isim sayıldıktan sonra, nihayet bir arabulucu bulmak mümkün olmuştur ve bu arabulucu, hazırlıklarını tamamlar tamamlamaz. Kıbrısa gidecektir Tarafların oçetin o pazarlıklardan sonra üzerinde görüş birliğine vardık- İarı arabulucu, Finlandiyalı diplomat ve iktisatçı Sakkari S Tuomioja'dır. Halen Finlandiyanın İsveç Büyükelçi- si olan 62 yaşındaki Tuomloja, çeşit- li zamanlarda Maliye, Ticâret ve Dış- işleri Bakanlıklarını yönettikten baş- ka 1953 yılında bir süre Başbakanlık da yapmıştır, 1957 ve 1960 yılları ara- sında Birleşmiş Milletler Avrupa İk- tisadi Komisyonunun kanlığında bulunmuş, 1980 ve 1981 yıllarında da Laos iç savaşında tarafları uzlaştır- maya çalışmıştır, Milletlerarası konularda oldukça derin bir bilgisi bulunmakla beraber, Tuomioja'yı Kıbrısta çok çetin bir gö- reyin beklediğine şüphe yoktur. Bir kere, ortada, artık bir daha bir arada yaşayamayacakları anlaşılan iki top- luluk vardır. Buna rağmen çoğunlu- ğu elinde bulunduranlar azınlıkta o- lanları günün birinde nasıl olsa ken- di istedikleri biçime sokacaklarını dü- şünerek, iki topluluğun fiziki ayrılı- ğına engel olmaya çalışmaktadırlar. Buna karşılık (o azınlıkta olanlar da milli benliklerini, can ve mal güven- liklerini koruyabilmek için tek çıkar yolun - hangi biçim ve isim altında olursa olsun - ayrılık olduğunu düşün- mektedirler. . İkinci olarak, çoğunluğu ellerinde bulunduranlar azınlıkta olanlara hiç- bir özel hak ve yetki tanımaya yanaş- madıkları gibi, mevcut milletlerarası anlaşmalara Okarşı da hiçbir saygı AKİS/22 duymamaktadırlar. Karşılıklı il yollarından imzalanan ai hazırlanan "Anayasanın kendilerine zorla kabul ettirildiğini söyleyecek kadar Oo gerçeklere aykırı davranışlardan Oo kaçınmamaktadırlar, İşin acısı, başlangıçta bu milletlera- rası yüklemlere (o saygı duyan ilgili bir devlet, yani Yunanistan da, şimdi, Kıbrıs ramlarının baskısıyla, bu yük- lemlere karşı durum almıştır. Yeni Yunan Kralı Konstantin, Yunan Meclisi önünde yaptığı açış konuşma- sında Zürih ve Londra anlaşmalarının yürümeyecek türden olduklarını ileri sürmüş ve değiştirilmeleri gerektiğini söylemiştir. Bu anlaşmaların yürüme- lerini sağlayacak çareleri aramak ye- rine değişmelerini temine kalkış Kıbrıstaki iki topluluğun bir ala imkânı birinden şu ya da bu şekilde ayrıl- ması yolundaki istekleri kendiliğinden doğrulanmaktadır. Âleme verir talkını. “üncüsü, Ada türklerini basit bir a- zınlık durumuna düşürmek isteyen rumlar bu amaçlarına ulaşmak için. bütün barışçı yolları kendi istekleri- nin karşısında olduğuna göre, yalnız ve yalnız kaba kuvvetten fayda um- maktadırlar. O kadar ki, Adaya düze- nin yeniden kurulmasını, mal ve can rış kuvvetini bile türkleri sindirip yo- la getirmek için kullanmak istemek- tedirler. Gerçekten Kıbrıs ramlarının barış kuvvetinin görevi konusunda ko- pardıkları gürültünün anlamı bundan başka bir şey değildilr. Onlara kalır- sa bu kuvvet Ada türklerine karşı gi- yardım bile etmelidir! Türk hükümeti, her zamanki gibi bugünlerde de, Kıbrıstaki durumu büyük bir dikkatle islemektedir. Rum- ların kopardığı gürültü ne olursa ol- sun, Adaya gönderilen Barış Kuvveti- şekilde, finli arabulucunun çalış- maları da devamlı olarak izlenecek- tir. Tuomioja, Kıbrısta anlaşmaya gi- den yolun yalnız Lefkoşeden değil, ay- ni samanda Atina ve Ankaradan geç- tiğini anlamış olmalı ki, Kıbrısa git- meden önce bu son iki başkente uğ- rayıp ilgililerle görüşeceğini bildirmiş bulunuyor. Ankarada yapacağı görüş- melerde kendisine türk görüşü hiçbir tereddüde imkân bırakmıyacak şekil- de anlatılacaktır.