KIBRIS OLAYLARI Durum Her kafadan ayrı ses ce bıraktığımız o hafta içinde Kıbrıs olaylarının (o yıldızı, Cu- martesi gecesi Kıbrıs televizyonun- da parlayıveren İhsan Ali adındaki bir türktü. Adanın batısındaki Kti- ma kasabasında oturan bu sayın bay, rum dinleyicilerin büyük bir zevkle izledikleri bir konuşmada Kıbrısta- ki türklerle rumların "yeniden barış içinde ve kardeşçe" yaşamalarının mümkün olduğunu ileri sürüyordu! İsminin başına nereden geldiği bel- li olmayan bir doktor ünvanım ko- yan İhsan Aliye göre, Kıbrıslı türk liderler kendi politikalarını yürüte- bilmek için türk halkı arasında her türlü şiddet hareketine başvuruyor- lar, herkesi dehşete düşürerek iş ba- şında kalmayı sağlıyorlardı. Dahası da vardı: İhsan Ali bütün gücüyle cismi aşıma. Taksimi iste- yenler, olsa olsa, ada halkını par- çalamaktan fayda liman kimseler ol- alıydı. Bu konuşmadan sonra hemen bü- şılığını vermek Adalılar için güç ol- madı. Bu adamın nasıl biri olduğu- nu Ada türkleri zaten çoktanberi bi- liyorlardı. Gençliğinde okumak için anavatana gelmiş, fakat İstanbulda, zar zor, ancak Tıbbiyenin ikinci s1ı- nıfına kadar yükselebilmişti. e Daha o zamandan, hocalarının kendine ay- rıcalı bir davranış ogöstermemesin- den dolayı, soydaşlarını Kıbrıs türk- lerine karşı ilgisiz sanacak kadar gaflet içindeydi. Dehasının anlaşıl- mamasından büyük bir üzüntü du- yuyor, kendini herkese kabul ettire- ceği günün e bekliyordu. İh- san Ali, bu günün geldiğini, ilk o- larak Adaya bağımsızlık verildiği za- man sandı. Fakat sonradan gördü ki Ada türkleri kendisine fazla gü- ven beslemiyorlar, onu önemli bir yere getirmekte sakınca buluyorlar. ı. Bunun üzerine soydaşlarından u- zaklaşarak ramlara yaklaşmaya, on- lara yaranmaya çalıştı. Fakat İhsan Alinin talihsizliğine bakınız ki, ken- di soydaşlarına oyun oynamak iste- yen bu adama rumlar bile güvene- mediler. Böylece İhsan Ali, büyük bir iç ezikliği duyarak, uzun bir sü- re, ikinci plâna itilmiş kaldı. U'thant Ak koyun, kara koyun Adadaki son olaylar patlak verip de rumlarla türklerin yolu birbirinden adamakıllı ayrılınca orum idareciler birdenbire ihsan Aliyi hatırladılar. A- caba bu adamı, o sırada hükümetten çekilen türk yöneticilerinin yerine ko- yamaz mıydılar? Bu düşüncelerini a- çıkladıkları zaman, İhsan Ali kulak- larına inanamadı. Demek beklediği gün gelip çatmıştı. İşte kendisine türk topluluğunun liderliği teklif ediliyor, iş başına çağırılıyordu. Ama varsın kendisini iş başına çağıranlar soydaş- larına karşı en akla gelmedik suçları işleyen, en inanılmaz dolapları çevi- ren ve türkleri Adada basit bir azın- lık durumuna düşürmek isteyen Kim- seler olsunlardı... İşin doğrusunu söylemek gerekir- se, ramların Adadaki türkleri parça- lamak için' çevirdikleri bu son dolapta oyuna gelen yalnız İhsan Ali değil, yaptıkları işin önünü ardını düşünme- yen diğer türk liderleri de oldu. E- vet, karşılaştıkları durum çok güçtü ama, içerden rıücadeleye devam ede- ceklerine hükümet dışına çekilmekle ve öyla kalmakta ısrar etmekle hem ramlarım, hem de İhsan Ali gibileri- nin ekmeğine yağ sürmüşlerdi. Finlandiyadan Kıbrısa niden hükümet içine (odönerek türklerin haklarını orada koruma- ya çalışmak gereği, Kıbrıslı türk li- derler için, bu hafta başında daha da kuwetle ortaya çıkmıştır. Çünkü yapılan uzun görüşmeler sonunda ve Basın: A — 1891) — 859 AKİS21