kı, DP m son günlerindeki CAP gibi..." ded arada salona AP Erzurum Mil- letvekili Ertuğrul Akça girmişti Ga- zeteciler hemen milletvekilinin etra- fim alarak soru yağmuruna başladı- ar. "— İnönü istifa ederse hükümeti kurabilecek misiniz? — Temsilciler Meclisinde bu ko- nuda bir karar alındı m1?" Ama Akça hiç oralı olmuyor ve sa- dece gülümsüyordu. Nihayet ciddi po- litikacı hiç beklenmedik bir lâf et- mek üzere ağzını açtı: " " Her şey Fenerbahçe için.. Gazeteciler (o şaşırmışlardı. Söyliye cek söz bulamadılar. Onlar da güldü- ler... Suyun altındaki sebep ! Bir merak konusu ,A.P. nin bu sı- rada neden böyle bir iktidar iste- risine kapılmış olduğudur. Bunda, şahsi sebepler çoktur. Meselâ bu po- litikanın şampiyonlarından bir te sahibi milletvekili, içinde bataktan kurtulmanın tek yolunu A. P. nin iktidara, A.P.. lilerin iktidar nimetlerine bir an önce kavuşturul- masında görmektedir. Zira satmayan gazete yüzünden borç gırtlağı oçoktan geçmiş, dağları bulmuştur. Bu gaze- tenin özel sektör şampiyonluğunun se beb-i hikmeti de budur. Milletvekili gazetesinde bu sektörün avukatlığına talip olmuş, kimse aldırmayınca "bel ki ben üstü kapalı söylüyorum da anlamıyorlar" mülahazasıyla tem emirlerine amadedir" diye ilân etmiş, ama gene kimse dönüp te bak- mamıştır. Üstad pek kısabir vadede bir çare bulamadığı takdirde kendi- sini büyük belâlar beklemektedir, zira bazı karışık işlere girmiştir. Bu durum, çok olan bir halin, sade ce bir misalidir. A.P. nin idareci ve teş kilat kadroları şahsen son atımlık ba- rutlarını kullanmakta olan ve iktidarı alacağız hülyasıyla yola çıkıp yaya ka- lan tiplerle doludur. Bunlar partiyi her türlü maceraya itmekten zerrece fütur duymamaktadırlar, zira şahsen kaybe- decek bir şeyleri kalmamıştır. Bunun yanında, sıkıntıları maddi de gil de politik olan ihtiras erbabı bu- lunmaktadır ve bunlar hayallerinin gerçekleşmesinin her geçen gün biraz daha zorlaşmakta olduğunu farketmek a, cak AP. hacminden çok fazla ses alammaktadır. AP yöneticileri tarafın dan İnönünün, "Yeni Vergi Kanunla- rına oy vermezseniz çekilirim" karşı bir gövde gösterisine girişilmiş- tir. Bütün sivri çıkışlar politik yatı- rım endişesinden doğmaktadır. Bu konuda sorulan bir soruyu, ger- AKİS/10 Reform mu değil mi? yeni vergi tasarılarının bir reform mu teşkil ettiği, yoksa sadece bir ta- kım zamlar mı getirdiği bugün memleketin en iyi niyetli çevrelerinde bile samimi bir tartışma konusudur. Bu çevrelerin üzerinde ittifak ettik- leri husus, Bütçenin bağlanış tarzına göre tasanlar kanunlaşmadığı tak- dirde memleketin idare edilmesine imkân kalmayacağıdır. Fakat bu çev- relere dahil bir grup bunların henüz gerçek vergi reformu"nu teşkil et- , gayretlerin asıl o istikamete yöneltilmesi gerektiği görüşünü sa- vunmaktadır. Bu grupun başında, Devlet Plânlama Dairesi gelmektedir. Devlet Plânlama Dairesi Maliye Bakanlığını fazla tavizci ve çekingen bulmaktadır. Yeni vergi tasarılarına bir başka cephenin yeldeğirmenleri karşısında Don Kişotu hatırlatan bir eda içinde saldırdığı bugünlerde; böyle bir tar- tışma zihinlerde tereddütler uyandırabilir. «Memleket vergisiz de idare edilebilir" demagojisini kendilerine bayrak yapmış olan politika esnafı- nın muhalefetinin, tasarılara bunları kâfi görmedikleri için karşı çıkan- ların prensip muhalefetiyle karışması mümkündür. O bakımdan bir nok- tayı ışığa kavuşturmakta fayda vardır. Tasarılar, teknisyen gözüyle bir "gerçek vergi reformu" olmayabi- lir. Her halde, meselâ Gelir Vergisi çapında bir reform teşkil etmedikleri muhakkaktır Bunlar daha ziyade. Gelir Vergisi sistemi içinde bazı ileri zihniyet reformu getirdikleri hiç kimse tarafından tartışılamaz. bunlara karşı açılmış geniş kampanya da daha ziyade o taraflarından dolayıdır. Bunun her. fırsatta belirtildiği gözden kaçmamaktadır. Aleni- yet prensibi, bütün tasarıların getirdikleri içinde, üzerine en fazla şimşe- ği çeken noktadır. Bunun, 2T Mayıstan bu yana toplum etrafında teşkil edilmekte olan sağlam zincirin halkalarından çok esaslı bir tanesini teş- kil ettiğini tasarıların amansız düşmanları pekâlâ görmüşlerdir. "İmarı gibi paranın da gizli olduğu" bir toplum, daha ziyade paranın membanın gözlerden uzak kalmasını isteyenlerin elinde bir toplumdur. "Ticaretin esası mahremiyettir» gibi modası çoktan geçmiş bir sloganı benimseyerek ortaya çıkanlar bu imkânın elden kaçırılmamasının gayreti içindedirler. Buna karşı "Kazançlar, ancak aleni olurlarsa meşrudurlar" diye çıkmak elbette ki tam manasıyla ekonomik ve sosyal bir reformdur Bu toplumun ancak böyle kazançların üzerine himaye bandi gere- bileceğini bilenler bundan memleket için ve servet sahipleri için hayır Tasardan fazla ileri bulma sonuncuların. muhalefetiyle karıştırılmamasına dikkat etmelidirler. — Vergi kanunları da geçer, AP de çi AP Genel Başkan Yardımcısı Sa- dettin Bilgiç : ! — AP her ana muhalefet partisi gibi iktidara hâzırdır. Bizim için blöf veya politik yatırım mevzubahis değil dir" diyerek cevaplandırmıştır. Ama madalyonun diğer yüzünü teş kil eden boş hülyalar AP nin bir baş- ka Genel Başkan Yardımcısı, Konya Milletvekili Faruk Sükan tarafından haftanın başlarında Salı günü şu söz- lerle izah edilmiştir: iktidara gelmez.. Teyzemin tekerlekleri . . azar günü yayınlanan AP bildirisin- p de dikkati çeken başlıca husus, ay- lardan beri erken seçim istiyen partili yöneticilerin daha önce temsilciler mec lisince alınmış bulunan bu karardan birden tornistan etmeleri oldu. Bu ye- ni tutum, CHP dışında kurulacak müstakbel koalisyon hükümetinin ger- çekleşebilmesi için AP tarafından kü-