SOSYAL HAYAT Konferanslar "Ruh Sağlığı" . Muallâ Öztürk dinleyicilerine bak- tı, sonra ağır ağır Konuşmaya başla- dı: Depresyon ruhi çöküntü, umut- sezi, keder, elem, çaresizlik, suçlu- luk, kötümserlik, değersizlik duygula- rı ile belirlenen bir ruh tablosudur. Bu hal, zaman zaman herkeste görü- lür, fakat ciddi bir hastalık halini al- ması da mümkündür. Depresyona ka- pılmış bir insanın etrafi ile ilgisi aza- lır, durgunlaşır, hareket ye davranış- larında yavaşlık göze çarpar. Tepkile- muna göre, işten-güçten tamamiyle elini-eteğini çeker, çalışamaz olur, ka- ranlık ve kötümser dünyasına gömü- lür. Fakat çoğu zaman da işine-gücü- ne, sosyal faaliyetlerine devam edece güçtedir, sorumluluk ve mecburiyet- lerini müdriktir. Ne var ki, hayat ca- dını kaybetmiş ve şahıs hiçbir şeyden zevk duymaz olmuştur. İdame ettiri- len hayat olumlu, mutlu, yeteri kadar *verimli bir hayat değildir. Bu haller- de depresyonun sebebi bulunmalı, şa- hıs hayata yeniden, YA SADIRAYI değer . şekilde, kavuşturulmalıdır." Dinleyiciler, büyük bir sesizlik için- de, konuşan genç kadını dinliyorlardı. Yüzler biraz endişeliydi. Konferansçı- nın her sözü sanki bir teşhisti. ,Her sözde herkes kendini buluyordu.. Olay, 28 Şubat gecesi Ankara Maa- rif Kolejinin konferans salonunda geç- ti. Türkiye Ruh Sağlığını Koruma Der- neğinin tertiplediği (oüçüncü "filmli konferans"ta konuşan Hacettepe Tıp Fakültesi Çocuk psikiyatrı Muallâ Öz- türktü. Depresyon tablosunda kendi ken- dilerini oObulmaktan korkan anne ve babalar, biraz sonra oseyredecekleri filmde, çocukluktan itibaren bunlara, nelerin sebebiyet verdiğini görecekler ve bir yandan kendi kendilerini daha iyi tahlil etme imkânına kavuşurken, bir yandan da çocuklarını bu gibi ruh âfetlerinden daha iyi koruma fırsatı- nı bulacaklar, çocuk eğitiminde hatalı birkaç şey daha, kendilerine, bir film- le öğretilmiş olacaktı. Önemli çağ: Çocukluk! Mplâ Öztürk biraz durdu, düşündü e dinleyicilerine depresyonla, na- yatta her insanın başına gelebilecek olan em arasındaki farkı öy anlattı Bahar kıyafetlerine hazırlık Ucuzluğa doğru AKİS/26 "— Bir keder, insanı depresyona çok yakın bir duruma sürükleyebilir. Yalnız, depresyonun özelliği ve onu vahimleştiren şey, suçluluk ve değer- sizlik duygusu ile beraber (oluşudur. Aynı kederi bir insan daha çok sabır- la, bir başkası ise şiddetli bir çöküntü ile karşılar. Tepkiler derece derecedir ve asıl önemli olan, insanın ruhi ya- pısıdır. " Herşey e ei başlar. Bunun i- çindir ki, anne, ve babaların bu gibi şeyleri, bilerek, dikkatli ve titizlikle hareket etmeleri lâzımdır. Çünkü bu ruhi yapıyı insan, anne kanundan iti- baren, çocuklukta ailenin, okulun, çev- renin etkisiyle kazanır. çocuklukta (oedinilen o tecrübeler, eğer şahsı güvensizlik, yetersizlik duy- gularıyla yüklüyorsa, Oomuayyen yaş- larda yakınlarına, karşı normal olarak duyulan bazı menfi duygular, nefret hislerinin normal ifadeleri mütem, diyen engalleniyorsa ve. çocuk bu hisle- ri içinde biriktirerek büyüyorsa, insan- lar arasındaki münasebetlerinde dal- ma bir reddedilme, terkedilme duygu- suna sahip olacak tecrübeler ediniyor- sa o şahıs, depresyona daha müsait bir yapı geliştirir. Bu müsait yapının kâhil yaştaki en bariz özelliği ise, riji- dite, yani görüş ve fikirlerde hiçbir es- nekliğin bulunmayışı ve vicdani bas- kıların ileri derecede- kuvvetli olma- sıdır." Dinleyiciler, Dr. Muallâ Öztürkün anlattığı bütün bu özellikleri, az son- ra seyrettikleri filmdeki çocuğun ha- yatında bir bir gördüler. Ufak hatala- rın, ufak ihmallerin doğurduğu sonuç- lar gerçekten büyüktü ve düşündürü- cü idi. Moda Bahar mantoları pisi hazır elbisecilerin teşhir etüt- bahar mantoları, birkaç yıldır ek © görmediğimiz. düğmesi bol, vücu- da yakın ve ilkbahar tayyörlerinden il- ham almış hafif, atik - tetik: mantolar- dır. Büyük özellikleri, hepsinin yakalı oluşu ve kolların, reglân kupunda bile dar ve kola yapışık şkilde kesilmiş ol- masıdır. Bahar mantoları redingot manto- lar, kemerli veya yan kemerli spor mantolar ve kereti kumaşlardan yapıl- mış, gene vücuda yakın, gene redin- gotu hatırlatan mantolar olarak üçe ayrılmaktadır. Kemer, düğme, cep, ya- ka gibi teferruat bu mantoları, bir yan- dan yüklü bir hale getirirken, vücuda çok yakın' olarak biçilmiş sade hat da