DÜNYADA OLUP BİTENLER Asya Yeni gelişmelere doğru jhtiyar dünyanın ihtiyar Avrupası, u- Zun bir süredir, o devrini doldurmuş gibi gazete başlıklarından çekildi. E- ger Berlinin duvarları arasıra Doğu ile Batı arasında yeni çatışmalara tanık olmazlarsa, insanların dikkatini bu ce fakeş kıtanın üzerine çekecek hiçbir o- taya rastlanmıyor. Bir zamanların en gözde haber kaynağı Orta Doğu da ar- tık eskisi kadar revaçta değil. Sıçak denizlerin tuzlu suları ,yeni bir fırtı- naya kadar, pusuda, durgun yatıyor- lar. İçinde (bulunduğumuz günlerde dünyaya (Kıbrıs olayından başka en heyecanlı (ogünler geçirten haberler, Asya ve Afrikadan gelmektedir. Yaşlı dünyanın iktisaden en geri kalmış ve sömürge yönetiminden en yeni kurtul- muş bu iki büyük kıtasında, hergün yeni gelişmeler olduğu görülüyor. Ge- çen ay, gazete başlıklarına geçme re- koru, yeni kurulmuş bir dizi devletin- de birbiri ardından gelen ayaklanma- larla Afrikanın elindeydi. Oysa bu ay, rekorun el ererek Asyaya geçe- ceği umulmaktadır Amerikalılara sorarsanız, şu sırada Asyada en önemli mesele, yıllar yılı- dır açık bir yara gibi kanayıp duran Vietnam meselesidir. Hindiçini sava- şını sona erdiren anlaşmalarla ikiye ayrılan bu ülke, o zamandan buyana, Kuzeydeki komünistlerle (o Güneydeki milliyetçiler arasında kanlı bir çete çarpışmasına sahne olmaktadır. e Bu çarpışmanın oGüney çıkarma sonuç- lanmasını isteyen (o Birleşik Amerika, şimdiye kadar milyarları aşan askeri yardıma, yolladığı (o savaş birliklerine rağmen Kuzeydeki komünistlerin yenil gisini sağlayabilmiş değildir. Bundan altı-yedi ay öncesine kadar eğer Gü- ney Vietnamdaki sevilmeyen Diem i- daresinin yerini halk tarafından tu- tulan bir yenisi alırsa savaşın milliyet- çiler lehine gelişeceği sanılıyordu. Oy- sa şimdi Diem idaresinin yerinde yel- ler esmesine ve ülkede kuvvetli bir as- keri yönetim hüküm sürmesine rağ- men, savaşta gözle görülür en ufak ol? iyiye doğru gelişme yoktur. Vietnam savaşının gün geçtikçe dü- zeleceğine (Kötüye gittiğini gören A- Dean Rusk Ortadaki adam merikan hükümeti, şu günlerde, bu ko- nudaki politikasını yeniden gözden geçirmektedir. Gelen haberlere bakı- lırsa, düşünülen yollardan bul, bu sa- vaşı savunmadan o kurtarıp saldırıya dökmek, başka bir deyişle, milletler- arası sonuçları ne olursa olsun, savaşı Güney Vietnam topraklarından Ku- zey Vietnam topraklarına aktarmak- tır. Bunun için, gerekirse, (çekirdek güçlü taktik silahlar da kullanılacak- tir. Bununla beraber, özellikle askerler tarafından ileri sürülen bu isteğin Dış- işleri Bakanlığı tarafından pek benim- senmediği anlaşılıyor. | Dean Rusk'ın geçen hafta yaptığı bir basın toplan- tısında da açıkladığı gibi, bu savaşı kazanmak herşeyden önce ve herşey- den çok Vietnam halkının kendi gay- retine bağlıdır. Halk bu konuda ken- di kendine yardım etmedikçe, ne A- merikanın yardım ve plânlamasının, ne de askeri yönetimin bir faydası do- kunabilir. Bu açıklamada. Amerikan Dışişleri Bakanlığının da en geç 1965 sonunda Güney Vietnamlıları savaşın büyük yüküyle karşı karşıya bırakma- yı öngören McNamara plânına katıl- dığı görülmektedir. De Gaulle'ün gölgesinde pDiösr yandan, Amerikada, bir za- manlar umacı gibi görülen De Ga- ulle'ün Güney Doğu Asyanın tarafsız- laştırılması konusundaki ( fikirlerinin de yavaş yavaş taraftar otoplamaya başladığı bildirilmektedir. Bilindiği gi- bi, Fransız Devlet Başkanı bu fikrini ilk açıkladığı zaman, tarafsızlığın yal- nız komünistlerin ekmeğine yağ sür- düğüne inanan Amerikan aşırıları ta- rafından çok sert tepkiyle karşılanmış- tı. Oysa şimdi Vietnam savaşının gir- diği çıkmaz karşısında, bu fikirde bir sağduyu kırıntısı aramak için bazı ses- ler yükselmektedir. Bu seslerin en kuv- vetlisi ve etkilisi, hiç şüphesiz. Sena- todaki çoğunluk lideri Mansfield'in se- sidir. Asya durumunda son günlerde gö- rülen önemli gelişmelerden biri de. Pe- kin hükümetini tanıyan Fransanın on kıtadaki eski bağlarını yeniden kurup kuwvetlendirmek için açtığı kampan- yadır. Zaten De Gaulle'ün de açıkça söylediği gibi, Fransa, Komünist Çini, fikir veya devlet düzenini beğenip ka- bullendiği için değil, onunla anlaşma- dan Asyada hiçbir politika izleneme yeceği için tanımıştır. (Eğer Asyaya devamlı bir düzen verilmek isteniyor- sa. Pekin hükümetini tanımakta zaru- ret vardır. Parisle siyasi bağlar kurmanın Ko- münist Çine yeni bir ağırlık kazandır- dığına şüphe edilemez. Komünist Çinin şimdi hedefi, Birleşik Amerika 'tara- fından da kabul edilmek olsa gerek- tir. Bunun için de, Asya düzeninde dengenin kendinden geçtiğini göster- mek için elinden gelen herşeyi yapa- caktır. ( Birleşik Amerika tarafından kabul edilmedikçe, büyük bir atom savaşı pahasına bile olsa, Komünist Çin Asyada huzursuzluk çıkarmakta devam edecek, Korde, Laosta, Viet- namda barışı ancak kendisinin getire- bileceğini anlatmaya çalışacaktır. De Gaulle Pekini tanımakla bu gerçeği kabul etmekten başka birşey yapma- mıştır. Şimdi sıra, uzun bir süre sonra da olsa, Birleşik Amerikadadır. AKİS/23