nansmanı ve yurt dışından getirilecek olan malzeme kar- şılığı döviz ayrılmış bulunduğundan, binanın önümüzde- ki yılın sonlarında veya en geç 1966 yılında temsillere açılacağı sanılmaktadır. Bina, tiyatro ve opera temsillerinin dışında toplantı konser, konferans gibi faaliyetlerde de kullanılacaktır. Opera binasının en büyük özelliklerinden biri de elek- trikle işleyen mekanik sahne tertibatıdır ve sadece bu te- sisatın mali portesi 10 milyon lirayı bulmaktadır. Seyahatler Bundan kısa bir süre önce Avrupaya gitmiş bulunan Hazine Genel Müdürü Zeki Toker ile Merkez Bankası Genel Müdür Muavini Naim Talu bu ayın sonlarında yurda döneceklerdir. Toker ve Talu bu gezilerinde Konsorsiyuma üye devletlerin temsilcileri ile görüşmekte ve 1964 programının dış finansmanı meselesi ile ilgili olarak ön temaslar yapmaktadırlar Basın oİzmir (Emniyet Müdürü Hüseyin Taluy geçen haftanın sonunda İzmir Gazeteciler Sendikası lokalinde basın mensupları e. yaptığı oObir sohbet toplantısında AKİS'e a püskür Oys ünkü toplanti, Taluyun İzmir basınına karşı aldığı tedbirlerle ilgiliydi. Gazetecilerin haber kânlarını kısıtlayıcı (o nitelikte olan bu tedbirlere göre İzmirde, en küçük karakoldan amirliklere kadar müdürlü- ge bağlı bütün emniyet teşkilâtı, basına haber vermemek için azami titizliği gösteriyorlardı. Gazeteciler tedbirin nedenlerini bütün gayretlerine rağmen çözemiyerek Em- niyet Müdürünün kendisinden sormuşlar ve Taluvdan sa- dece "— Bu doğrudan doğruya Valinin emridir" 'cevabını almışlardı. Gazeteciler bunun üzerine Vali Enver Saat- çigile başvurdular. Ama Saatçigilin cevabı da en az Ta— luyunki kadar garipti. Vali, gazetecilerin sözlerini hay- retle dinledikten sonra : — Allah Allah... Benim böyle bir karardan haberim yok! Bir konuşayım da sebebini öğrenelim bakalım" dedi. Mesele büsbütün karışmış, basın mensupları şaşırmış- lardı. Tekrar haber alma kaynaklarını zorladılar. Ama cevap hep ayni oluyordu : — Müdür beyin kati emri var, haber veremeyiz." Tedbirlerin nedeni ancak haftanın sonlarında anla- şılabildi. İzmir Gazeteciler Sendikası lokaline gelen Ta- luy, elindeki AKİS dergisinden kendisi ile ilgili satırları okuyarak bu mecmuaya bol bol çattıktan sonra oradan . Hazret.AKİS'in 8-10 satırlık bir haberinden alın- mış, bütün emniyet teşkilâtını, basın için yasak (o bölge haline getirmiştir. Dünyadan Akisler A.B.D. — Ne hikmettir bilinmez bu hafta içinde New York'tan gelen haberlerin çoğunluğunu, çok ilgi çe- kici polis olayları teşkil etmektedir. Bunların içinde en önemlisi de, Meksikanın Bolivyadaki Büyük Elçisi Sin- yor Sanvador Pardo-Bolland'ın, bir esrar kaçakçılığı şe- bekesinin başı olarak, New York'un alışveriş merkezin- deki Pennsylvania istasyonunda yakayı ele (vermesidir. Olaya, Uruguay Dışişleri Bakanlığı görevlilerinden Juan Aritzi'nin de ismi karışmıştır. Şimdi. Lâtin Amerika dev- letleri kendilerini bütün dünyada çok zor duruma düşüren bu pirincin taşını ayıklamaya çalışmaktadırlar. New York'tan gelen ikinci bir ligi çekici haber ise, 39 numaralı itfaiye istasyonunun, keyiflerine pek düşsün bazı itfaiye çavuşları ve erleri tarafından umumhaneye çevrilmesidir. New York İtfaiye Müdürü Edward Thom- pson'un açıkladığına göre, 89 numaralı istasyonun va- takhanesi, gece olunca, kaldırım yosmalarının işgaline uğruyormuş. Tabii, bu İstasyon mensuplarına derhal iş- ten el çektirildiği bildirilmektedir ama, bu arada atı alan Üsküdarı çoktaan geçmiş! Boks - o Cassius Clay dünya ağır siklet boks şampi- yonluğunu dev zenci Sony Liston'un elinden aldı. Yeni şampiyon maçtan önce : — Ben şampiyon olmak için doğdum. El kalkmıya- cak kadar yakışıklıyım. Bir kelebek kadar hafifim, fa- kat bir arı gibi sokarım" diye bağırıyordu. Clay gerçekten nefis bir maç çıkararak "çirkin ayı" diye bahsettiği Liston'u 7. raundda teknik nakavtla yendi. lay maçtan sonra halkın çılgınca alkışları arasın- da, bir yandan dansediyor, bir yandan da "ben dünyanın kralıyım" diye haykırıyordu. Mahalli Boks Komisyonu Clay'a bu taşkın hareketle- rinden dolayı 2 bin 500 dolarlık ceza kesti. AKİS/5