Basın - Ankara gazeteciler Cemiyetinin yıllık ananevi gazeteciler Balosu 4 Nisanda Ankara Palas salonlarında yapılacaktır. Balo ile ilgili hazırlıkları yürütmek üzere Başkentin popüler hanımları ve yabancı diplomat eşlerin den kurulu bir komite çalışmalarına başlamış bulunmaktadır. memişti. Hattâ, gri spor elbiseleriyle bile gelenler vardı. - Cüneyt Gökçerin kulakları çınlasın ! -. (Bir kısmının da. Operadan hoşlanmadıkları için o- lacak, koltukları boş kaldı. Romanyalı misafir sanatçı Elena Çerne iyi bir Cârmen olduğunu gös- terdi ve haklı bir takdir topladı. Bu sebeple Romen Başkonsolosu ve Vis- konsülü her halleri "ile memnuniyetle- rini belli ediyorlardı. Birçok aryalarını halkın ezbere bil- diği bu ünlü operanın parçaları ne- tarz hareketlere karşı bir allerjisi var, ellerini kaldır- maya üşenir, yerlerinde buz gibi otu- rurlar. Ankaradan İsanbula transfer edi- Görenler kendisinin müstakbel men olduğunu hemen anlıyorlardı. Saçlarını da şakaklarında virgüller ya- parak kırmızı bir kurdelâ ile bağla- mış olan Nevin Perenin yanında Gü- nay isminde bir mühendis deniz bin- başısı bulunmaktaydı. Bu çift, tem- silden sonra. Bayan Perenin bizzat kullandığı iki kişilik kırmızı spor ara- baya binerek meçhul bir istikamete gittiler. Sanatçılara İstanbul Valisi Niyazi Akı, Belediye Başkanı Haşim İşcan, Sıkı Yönetim Komutanı Refik Yılmaz birer sepet çiçek yaptırmışlardı. Bu a- rada, eski Belediye Başkanı Necdet U- gur da bir sepet çiçek göndermeyi ih- mal etmemişti. (Gecen hafta cumartesi günü Ankara Sanatseverler Kulübü salonları gö- rülmemiş derecede kalabalıktı. Zerrin "Akgünün "Egzistansiyalizm" konulu konferansı hemen her yaştan, büyük bir dinleyici kitlesini (o Sanatseverlere çekmişti. Ergun Sav, konferansçıyı ta- nıtan kısa bir konuşma yaptıktan son- ra, Zerrin Akgün, egzistansiyalizmin "kasten derbeder bir şekilde giyinmek ve aklına estiği şekilde hareket et- mek" demek olmadığını, berdenberi bilinen bir konu olduğunu, kısaca "insanın kendi kendisini yarat- ması" anlamına geldiğini izah etti. Konferansta kimler yoktu ki: gıtay üyeleri, eski ve yeni valiler, şa- irler, ressamlar, yazarlar ve kendile- ini, bu akımın müntesibi sayan derbe der gençler!.. Fakat ortalarda görün- meyen şeyler de vardı: Kulübün baş- lıca yönetacileri ve iskemleler!.. Hariciyecilerimizden Muzaffer K. Görduysus bugünlerde pek neşe- siz. Kıymetli köpekleri (oSezar, şaka yapayım derken efendisinin bacağın- dan epeyce büyük bir parça kopar- mış! Uzun zamandır şımarmıya baş- lıyan kıymetli oOköpeğe bu vesile ile evden uzaklaşmak düşmüş ama, sayın hariciyecimiz de her gün kuduz aşısı yaptırmıya başlamış. Ağız Tadıyla ZEYTİNYAĞLI DOLMA Malzeme : 1 büyük lahana veya | kilo yaprağı. 2 bardak pirine, asma Pilâv ölçüsü su, Fıstık, üzüm, nane, tarçın, karabiber şeker, tuz. yahananın yaprakları dikkatle ayrı- lır, sıcak suda hafif haşlanır, su- ları süzülüp bir tarafa bırakılır. As- ma yaprakları da aynı şekilde haşlana rak hazırlanır. Yalnız, suyuna limon suyu ve limon kabuğu ilâve etmek lâzımdır. Soğanlar gayet ince rendelenir, zeytinyağında hafif pembeleşinceye kadar kavrulur, evvelce üzerine sıcak su dökülerek haşlanmış pirinç yıkanır ve soğanlara ilâve edilir. ( Pirinçler tahta kaşıktan dökülünceye okadar kavrulmaya devam edilir. Pilav ölçüsü suyun yarısı pirince katılarak çekin- ceye kadar kaynatılır, ateşten alınıp ılınmaya bırakılır, içerisine bol na- ne ve yukarıdaki Sonra iyice karıştırılarak, yapraklar çok sıkı olmayacak şekilde sarılır, mun- tazam şekilde tencereye dizilir, Kalan su buna ilâve edilerek üzerine bir ta- bak örtülür ve hafif ateşte suyunu çe- kinceye kadar pişirilir. Semra CONKER AKİS/27