DÜNYADA OLUP BİTENLER A.B.D. Adaletin çilesi çi bıraktığımız hafta içinde Dal- las Adalet Sarayına giren herkes, kapıda, hiç alışmadığı bir "arama" - dan geçiyordu. Dünyanın her tarafın- da olduğu gibi Texas'da da gazeteci- ler fazla sevilen Kimseler sayılmama- lı ki, aramanın ,en sıkısına onlar ko- nu oluyorlardı, Dallas Adalet Sarayının kapısında- ki bu gülünç oyun, Kennedynin katili olduğu ileri sürülen Lee Harvey Os- waldı öldüren Jack Ruby'nin yargı- lanmasıyla (o beraber başladı. e Dallas polisi Oswald'i koruyamamıştı, şimdi bir de Ruby elden giderse bütün dün- yaya büsbütün rezil olacaktı. Bu ba- kımdan, gece kulübü sahibi Ruby'yi korumak için bazan gülünç olacak kadar aşırı tedbirler alınmıştı. Ruby'nin yargılanması, Texas Sav- cısının ilk söylediğine (o bakılırsa, bu yılın başında başlayacaktı. Fakat yar- gılama, çeşitli (sebeplerle, geride bı- raktığımız haftanın başına kadar ge- cikti. Bu arada Savcılık kendi açısın- dan yeni deliller bulmaya çalıştığını açıkladı, Ruby'nin avukatları da -ma- şallah bir düzine kadar vardılar - ken- di aralarında ortak bir savunma plâ- nı çizmeğe çalıştılar. Ancak, avukatla- rın bu ortak plânı çizmesi sanıldığı ka- dar kolay olmadı. Kimi Ruby'yi, cina- yeti derin bir teessüre kapılarak, âni ne de ikincisini kullanmaya lüzum var- dı. Tsxas kanunlarına göre tabanca ile işlenen cinayetler cinayet bile sayıl- mazdı. Mahkemede cinayetin tabanca ile işlendiği isbat edilir, olur biterdi. Fakat diğerleri bu emektar Texas'h avukatın sözlerine kulak (o asmadılar, yapılan tartışmalar sonunda mahke- mede Ruby'nin Oswald'ı öldürürken geçici olarak aklını kaybetmiş olduğu- nun ileri sürülmesine karar verildi. 12 kızgın adam götün güçlüklerin giderilmesinden sonra, geride bıraktığımız haftanın başında Ruby'nin yargılanması baş- ladığı zaman ,artık doğru dürüst bir yargılama göreceklerini sananlar he- men yanıldıklarını anladılar. Çünkü arabanın yüklüsü arkadan geliyor. Ku- rulması gereken 13 kişilik jüri mese- lesi bütün güçlüğüyle ortada duruyor- jüri üye adayını sebep du. Bilindiği gibi, amerikan yargıla- ma düzeninde bir kimsenin suçlu olup olmadığına 12 kişilik bir jüri karar ve- rir, yargıç da ondan sonra gerekli ce- zayı kararlaştırır. Olağan durumlar- da, bir jürinin kurulması yarım gün- lük bir iştir. Yargıç tarafından seçi- len birkaç düzine vatandaş mahkeme- ye çağrılır, bunların hepsi sıra ile ta- nık sandalyesine oturtulup hem sav- cı, hem de sanık avukatı tarafından sorguya çekilirler. Sorgu sırasında tah- sil durumları, o sosyal yerleri, ahlak! düşünceleri, sanık hakkında bir peşin yargıya sahip olup olmadıkları birer birer öğrenilir ve jüri, ancak bundan sonra, hem savcının, hem de sanık a- vukatının ortak seçimleriyle kurulur. Jüri kurulması sırasında hem nın, hem de sanık avukatının onbeş göstermeden reddetmek hakkı vardır. Eğer sebep gösterebilir ve bu sebep de yargıç ta- rafından kabul edilirse, istedikleri ka- dar adayı reddedebilirler. Tabii, bu a- rada, yargılamanın başlaması da ge- ciktikçe gecikir. Ruby'nin yargılanması başlar baş- lamaz, sanık avukatlarının jürinin ku- rulmasını mümkün mertebe geciktir- me oyununa başvurdukları görüldü. O kadar ki, Cuma sabahına kadar din- lenen 23 adaydan hiçbirini jüri üye- liğine uygun bulamadılar. Ancak, geçen Cuma sabahı tanık sandalyesine Oooturan bir jüri adayı sanık avukatları tarafından uygun gö- rülünce, salonu obir bayram havası kapladı. Kısa bir zaman sonra da, bütün Amerika Ruby dâvasına seçilen ilk jüri üyesinin 35 yaşında, Max E. Causey adında bir elektronikçi olduğunu öğrendi. Eskiden Amerikan hava kuwvetlerinde pilotluk yapmış o- lan Causey, sanık avukatlarının sor- gularından anlaşıldığına göre, pek bü- yük bir psikoloji üstadı olmamakla be- raber, bazı tanınmış ruh doktorları- nın isimlerini (o biliyor ve eserlerini duyduğunu söylüyordu! Böylesine iyi yetişmiş ve modern psikoloji ilmine büyük bir saygı duyan ilk jüri üyesini bulduktan sonra, sa- nık avukatları, şimdi buna benzer da- ha Il kişinin peşindedirler! Pakistan Gönüllü arabulucu (Geride bıraktığımız hafta içinde, Pa- kistan Devlet Başkam Eyüp Han, Ravalpindide, (Asyanın en doğusun- dan gelen ufak-telek, çekik gözlü bit Ziyaretçiyi ağırladı. Doğrusu, kendisi- ne verilen öneme, gösterilen yakınlı- ğa bakınca çekik gözlü ziyaretçi mem- nunluktan başka birşey oduyamazdı. Nitekim, Ravaipindiden ayrılırken ver- diği demeçte bunu açıkça da belirtti. Fakat ona verilen önemle, gösterilen yakınlıktan memnun olmayanlar da vardı. o Meselâ Sovyet idarecileri bu konuda susmayı tercih ettiler ama, her hallerinden Pakistanın davranı- şından memnun olmadıkları belliydi. Amerikalılar ise, memnuniyetsizlikle- rini gizlemeyi bile denemediler, hem Pakistanı, hem de ziyaretçiyi açıktan açığa kınadılar . Pakistana gidişiyle (dünyanın en büyük iki devletini, Sovyetler Birliğiy- le Birleşik Amerikayı endişeler içine atan ziyaretçi, Komünist Çin Başba- kanı Çu en Laydan başkası değildi. Bilindiği gibi, o Pakistanla Komünist Çin arasındaki (oyakınlık, önceki yıl patlak veren Hint-Çin sınır çatışma- sından sonra başlamıştı. Bu çatışma üzerine Hindistana yapılan Amerikan zorunu lirtisi, iki devlet arasında 1963 Mar- ayında. Çu En Lay Pakistana davet edilmiştir. - Çin Başbakanının geçen AKİS/23