29 Şubat 1964 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 21

29 Şubat 1964 tarihli Akis Dergisi Sayfa 21
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Kanunlar Yatırım indirimi eş yıllık Kalkınma Plânının başarı sağlaması gerek resmi gerekse Ö- zel sektörde, yatırımların umulduğu kadar yapılması ile kaabil olabilecek- tir. Yatırımlar da ancak kanunlar ve kararnamelerle sağlanmış imkânlar- dan faydalanarak meydana çıkacak- tr. Bunlardan bir tanesi de yatırım indirimidir. Yatırım indirimi, 28 Şu- bat 1963'te yayınlanan ve 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun bazı mad- delerini (değiştiren nn sayılı kanun içindeki bir bölümded Kısaca ifade edilmek gerekirse, kazancını tekrar yatırıma o sarfetmek isteyenlerin bu kazançlarından bir kısmını ve n muaf tutmak imkânı şeklinde özetlenilebilir. ticari ve zirai kazancını bilanço, e- sasına göre tespit edenlerin istifade e- debileceği (o yatırım indiriminden bir senelik tatbikat esnasında pek fazla sonuç alınamadığı o anlaşılmaktadır. Bunun sebeplerini bazıları iş âleminin kararnameyi (o lâyıkı veçhile anlama- dığında, o bazılarıysa (gerekli oOöne- min verilmediğinde aramak istemek- tedirler. Oysa ki, her iki sebep, de pek yerinde değildir. Asıl sebep, 202 sayılı kanundaki yatırım indirimi hükümle- rinin ihtiyacı karşılayacak evsafta ol- mamasındadır. Bundan iki yıl önce İstanbulda, çeşitli sektör temsilcilerinin iştirakiy- le bir komisyon kuruldu. Vergi Reform rak incelendi ve bu konuda bir rapor hazırlandı. Raporda, yatırım indiri- minin esas nispeti yüzde 60 olarak tes- pit edilmiştir. Buna karşılık, 202 sa- yılı kanunun ek 3. maddesinin son pa- ragrafında yatırım (o indirimi nispeti yüzde 30 olarak gösterilmektedir. Bu indirimin ferdi firmalardaki nispeti- değildir. - Ama şirketlerde kurumlar vergisi muayyen olduğuna göre, bun- dan yapılacak vergi indirim yüzdesi de bellidir. Hangisine inanmalı? mdi. Vergi Reform Komisyonunun yüzde 60 dediğine 202 sayılı kanu- nun yüzde 30 demesi üzerinde durmak lâzımdır. Aradaki fark yüzde 3-5 gibi bir nispet olsa. üzerinde fazla durul- mayabilir. Ancak, bir komisyonun yüz- A L E M | Bir fabrika Tüten bacalar de 60 dediğine kanun yüzde 30 derse, bu' nispetler arasındaki fark üzerinde durmak gerekir. Öte yandan. Vergi Reform Komis- yonu, rejyonal kalkınmanın bahis ko- nusu olduğu yerlerde yatırım indirimi nispetinin yüzde 75 olmasını teklif et- miştir. Buna karşılık kanun, zirai ya- tırımlar ile bölge kalkınmasında yüz- de 40, geri kalmış bölgelerde yüzde 50 yatırım indirimini kabul etmiştir. Ver- gi Reform Komisyonunun raporunda çok enteresan bir noktaya daha temas edilmektedir. Bu nokta, yatarım indi- riminin kurumlar ve ferdi teşebbüsler bakımından ayrı bir mahiyet taşıma- sıdır. Yukarıda da belirtildiği gibi, ya- tırım indirimi kurumlar ve ferdi te- şebbüsler bakımından ayni miktar ve önemde değildir. Çünkü kurumlar ver- gisi muayyen nispettedir, gelir vergisi ise, gelirin miktarına göre değişen mü- terakki bir sistem üzerinden alınmak- tadır. Bu sebeple, yatırım indirimi do- layısıyla gelir vergisinde Oo kazançlar- dan bir kısmının vergileme dışı bıra- kılması gelir vergisi mükelleflerine, ku- rumlar vergisine nispetle, daha büyük avantaj sağlamaktadır. Halbuki böyle bir farklılaşmanın oferdi teşebbüsler değil, kurumlar lehine yapılması, ser- maye şirketlerinin kuruluş ve gelişme- sini sağlama bakımından çok faydalı olurdu. Vergi Reform Komisyonu, yatıran- larda vergi indirimini kurumlar ve teşebbüsler bakımından ayrı ayrı mü- talâa etmektedir. Bu suretle, kurumlar için normal yüzde 60. rejyonal kalkın- manın bahis konusu olduğu yerler- deyse yüzde 75 vergi iadesi öngörül- mekte, ferdi teşebbüslerdeyse, bu nis- petler aşağı yukarı yarı-yarıya ve yüz- de 30 ve 45 olarak teklif edilmektey- di. Böylece, hem vergi bakımından bir eşitlik sağlanacak, hem de esasen ya- tırımları daha fazla yapabilecek' olan sermaye şirketlerinin (o ferdi firmalar karşısında mağdur duruma düşmeleri önlenebilecekti. Halbuki 202 sayılı kanunda bu a- yırıma itibar şebbüslerdeyse yüzde 30 ve 45 olarak teklif edilen indirim miktarları birleş- tirilerek, evwelce de söylediğimiz gi- bi, normal yüzde 30, zirai yatırımlarla bölge kalkınmasını ilgilendiren' yatı- rımlarda yüzde 40, geri kalmış bölge- lerdeyse yüzde 50 olarak tespit edil- miştir. Dahası var. A ncak iş bununla da kalmamaktadır. M2 sayılı kanunun geçici 7. mad- desine bakmak, ayakların suya erme- AKİS /21

Bu sayıdan diğer sayfalar: