MUSİKİ rarlaştırılmış bulunmaktadır. Oysa ki ayıda üniversite konserinin ve- rilmesine bir sezondaki haftaların sayısı bile yetmemektedir. Diğer ta- raftan sezon içersinde konser vere- ceği önceden ilan edilen ünlü solocu- ların bir kısmının gemleyecekleri de daha şimdiden kesinleşmiştir İki büyük kayıp Ge“ hafta İçinde, hemekadar ge- rektiği gibi yankı yapmadıysa da, memleketin müzik alanında Önemli sayılacak iki büyük kaybı oldu. Bun- lardan biri müzikseverlerin -hem ya- tı hem de Türk müziği meraklıları- nın- iyi tanıdıkları Mesut Cemil Tel- dir. Kuruluşundanberi uzun yıllar İs- tanbul Radyosunda ve sonra da An- kara Radyosunda görev aldığı için Türkiyede hemen herkesin adım ga- yetle yalandan tanıdığı, sesini duy- duğu, viyolonsel, kemence veya tan- burla katıldığı konserlerini dinlediği, babası ünlü Türk müziği virtüözü, bü- yük sanatçı Tamburi Cemil Beyin e- serlerini ve plaklarım yaymada gös- terdiği gayret ve başarıyı yakından iz- lediği bu insan 11 Ekim akşamı göz- lerini hayata yumdu. 1902 yılında İstanbulda doğan Me- sut Cemil ilk müzik derslerini. , Türk müziğinin yetiştirdiği (o sayılı lardan biri olan babasından o almış, ancak onun ölümü üzerine talebele- rinden, sonra da Almanyaya giderek Berlin Yüksek Müzik Akademisinde Prof. Hugo Becker'den ders almıştı. Bu arada Şerit Muhittin Targan ve Sadettin Arelin de o teşvik edici ve destekleyici yardımlarına mazhar o- lunca o özellikle viyolonsel ve teori genişliğine de zenginleştirmeğe gay- ret gösterdi. Aslında Mesut Cemil çok yönlü ve kamil bir insandı. O yalnız müzik ala- nında değil, güzel sanatların bütün dallarında, dil bilgisinde, folklor ça- lışmalarında da tanınmış bir insandı. İstanbul Radyosunun spikeri, saz he- yetlerinin ve radyo orkestrasının a cusu, radyonun idarecisi, şeysi" oydu. Ankara Radyosu açılınca, bu sefer orada görev aldı, özellikle kla- kaybettiğimiz folklorcu Muzaffer Sa- rısözenin yoya yerleşmesine ve Türkiyede ilk folklor müziği korosu- nun kurulmasına (obüyük yardımları dokunmuştur. Batı müziğini yaymada da viyolonseli, konuşmaları ve izahlı müzik Mi an unutulmaz emek- leri geçmişti AKİS/32 Gerek İstanbul Konservatuarında gerekse Ankara Radyosundaki özel kurslarda öğretmenlik de yapmış olan değerli sanatçının hayvanlara, özel- likle kedilere karşı büyük bir eğilimi vardı. Bu onun insanlık yönünü barla bir şekilde yansıtmaktadır. Çiçek gibi bir adam Hin götürdüklerinin ikincisi İs- anbul müzikseverlerinin çok ya- Mesut Cemil Tel kından tanıdıkları eleştirmeci ve Öğ- retmen Fikri Çiçekoğludur. İstanbul Radyosunun Pazar sabahlan bir sa- londan naklen yayınladığı (o senfonik konserlerde çalman parçaları büyük bir vukufla izah eden, çeşitli günlük gazetelerde ve dergilerde eleştirme ya- zılan yazan Çiçekoğlu aynı zamanda İstanbul Erkek Lisesi Müzik öğretme- ni ve Beşiktaşta tanınmış bir diş ta- bibi idi. Mesut Cemil gibi çok yön bir yaradılışta olan Çiçekoğlu aslında disi bir müzisyen olmamakla bera- ber Batı müziğinin Türkiyede yayıl- masında birçok müzisyenlerden daha faydalı etkiler yapmış ve böylece Türk aydınlarına örnek olmuştur. Yorulmak bilmez çalışma gücü ve olağanüstü insanlık tarafı ile İstanbul gibi sivrilmek çok zor olan bir kültür çevresinde kendini tanıtmasını bilmiş ve müzik topluluklarının aranan bir çehresi haline gelmiştir. Sayısız ma- kalelerinin yanında telif ve tercüme kitapları da vardır. Türk müzikseverleri her iki insanın adım dalma anacaklardır