16 Kasım 1963 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 12

16 Kasım 1963 tarihli Akis Dergisi Sayfa 12
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

YURTTA OLUP BİTENLER b) Önümüzdeki yıl yapılacak yatı- rımlarla 300 bin işçiye iş imkânı sağ- lanacaktır. c) Dış tediye dengesindeki 296 mil- yon dolarlık açık önümüzdeki yıl 280 milyon dolara indirilecektir. d) Bölgeler (o arasındaki farklarını azaltmak ve çeşitli sosyal- ekonomik gruplar arasındaki sosyal adalet «dengesini gerçekleştirmek üzere gerekil tedbirler alınacaktır. 1964 Yılı Uygulama Programının en önemli kısmım yatırımlar ve sektör programları ile ilgili dördüncü bölüm teşkil etmektedir. Buna göre önümüz- deki yıl içinde 4 milyar 500 milyon li- rası özel sektör ve 6 milyar 800 milyon lirası da kamu sektörüne ait olmak ü- zere ll milyar 300 milyon liralık yatı- rım yapılacaktır. Böylece, e yıla nisbetle kamu yatırımlarında yüzde 21, özel sektör yatırımlarında ise ir 7 oranında bir artış görülmektedir. An- cak bu artışın özel sektöre ait olan kısmı daha çok konut yapımı ile ilgi- gelişme K seride bir lise müdürünün, öğrencilerinin eline "İs- lam ümmetindeniz" ibaresini verip onları Cumhuri- Peki, yetin 40. yıldönümü törenine öyle iştirak ettirtmesi şid- detli hücumlar çekmiş bulunuyor. Buna lidir ve bu husus yatırımların daha verimli alanlara yönelmesini isteyen Plâncıları kara kara düşündürmekte- dir. Bu konuda Devlet Planlama Teş- kilâta yöneticileri endirekt yollan ter- cih etmekte, uygulanacak Dış ticaret, vergi, kredi politikalarıyla yatırımla- rın, konut inşasından imalât sanayii- ne kaydırılabileceğini o ileri sürmekte- dirler. (Esasen 1964 programı zorla- yıcı bir takım tedbirleri ihtiva etmek- ten çok özel sektöre yol gösterici bir rehber mahiyetindedir. Ayrıca ge- çen yıl gelir vergisinde imalât sanayii lehine yapılan değişikliklerin yanı sı- ra önümüzdeki yıl ithalât için bir ya- tırım kotası ihdas edilecek, iş adamla- rına kredi o kolaylıkları (o sağlanarak sanayi diğer yatırım sahalarına naza- ran daha cazip hale getirilecektir. Programın aksayan tek tarafını şimdilik finansman meselesi teşkil et- mektedir. 940 milyon lirayı bulan mun- zam gelir ihtiyacının eldeki kaynak- lardan temin edilmesi imkânsız oldu- Vicdan nün “İşçi hak vermemek O esnafım, guna göre ya yeni vergilere gidilecek yada DP den gelen bir alışkanlıkla bol keseden para basılacaktır. Enflâsyonla, bir bıçak sırtı kadar az farkı olan i- kinci yol hiç bir zaman düşünülmediği- ne göre, geriye tek ihtimal kalmakta- dır. O da şudur: Hangi isim altınca olursa olsun, yeni bir vergi!.. Ancak, bu konuda gerek Plancılar ve gerekse de Maliyeciler tek kelime dahi söylemek istememekte ve : — Mutlaka yeni bir vergi şart de- gil. Mevcut vergilerde yapılacak sis- tem değişiklikleri ile de bu gelir sağ- lanabilir" demektedirler. Şimdilik bilinen tek şey, Plâncıla- rn Gelir Vergisi (oüzerinde titizlikle durdukları ve özellikle Tarım Vergi- sinde bir reform istedikleridir. Programın 250 milyon dolar bular yapılacak Konsorsiyum toplantısında ele alınacaktır. Muhasebesi temelinin din olduğunu söyleyemesin diyorlar. bu demokratiktir de bir partinin radyo sözcüsü- kardeşim, topraksız köylüm, ırgat kardeşim, dar gelirlim, küçük emeği ile geçinenler" diye imkânı yoktur. Lise müdürü evinde, yatağının başına bu dövizi asarsa hiç kimsenin bir şey söylemek hakkı olmaz. Bu fikri gazetelerde, dergilerde savunursa nihayet karşı kampın mensuplarıyla tartışmaya girişir, o söyler, öteki söyler, bir mutabakata ya varılır, ya varılmaz. Türkiye Cumhuriyeti, meselâ Pakistan gibi bir "Müslüman Cum- huriyet'» olmadığı ve laiklik esasına müstenit bulunduğu için toplumu ilzam eden bu çeşit çıkışların taraftar top- laması ne kadar kabilse mukavemet görmesi de aynı ma- bette tabiidir. Ama, bir resmi törende "İslam ümmetindeniz" diye bir döviz kullanmak, eğer suç değilse, en azından densiz- liğin ta kendisidir ve her halde Milli Eğitim Bakanlığı gerekli takibatı yapacak, neticeden de umumi efkârı ha- berdar edecektir. Mesele, bizim islam ümmetinden olup olmamamız değildir. Bu noktada demagojiye yer verme- mek, "Efendim, milletimiz kahir ekseriyetiyle müslüman değil midir?" sözüne iltifat etmemek lâzımdır. Amerika Cumhurbaşkanı her pazar gider ama Amerika- daki bir resmi törende çoc eline "Hazreti İsanın tayfalarıyız” diye dövizler sıkıştırıldığı ne duyulmuştur, ne işitilmiştir. * Bu hadisenin. Basında tartışmasını yapanlara şimdi lütfen bir BÖZ atınız. Bir yanda sağcılar, böyle bir sözü söylemenin "Demokratik hürriyetler içinde" o sayılması gerektiğini belirtiyorlar. Bir insan, islâm ümmetinden olduğumuzu niçin açıklayanlasın, "hattâ toplumumuzun AKİS/12 hitap etmesi niçin antidemokratiktir? Haa, sebep şudur: Sizin kendi fikrinizi (söylemeniz, daima demokratik. Ama başkası, size karşıt olan fikrini söyledi mi, o hareket antidemokratiktir. * Bir yanda solcular. Onlar, ateş püskürenler safında. Ama kızgınlıkları, sadece böyle bir dövizin öğrencilerin eline verilmesine karşı değil. Toplum adına "İslam üm- meMndeniz" denilmesini yobazlık, gericilik, antidemokra- tik bir davranış sayıyorlar. Fakat aynı kimseler bundan bir süre önce "Toplu- mun temeli dinsizlik olmalıdır" diye yazan ve bir başka çeşit düzeni savunduğu için mahkemeye düşen bir ada- mı var güçleriyle savunmuşlar, bunun nihayet bir "fikir söyleme" olduğunu belirtmişler, buna inanan bir kimse- nin, bunu söylemeye niçin hakkı bulunmadığını sormuş- lardı. "Demokrasi budur" diyorlardı. "Herkes, inancını söyleyebilecektir."" ebep gene ayni: Sizin kendi fikrinizi söylemeniz, demokratiktir. Ama başkası, size Karşıt olan fikrini söy- ledi mi o hareket antidemokrat iktir Seçtiğimiz gerçek yolu. öd ucun bu samimiyetsizliği her m biraz daha gün ışığına çıktığı için her gün biraz daha kolay bulu uyoruz ve O yolun yolcuları, bilhassa gene heniller içinde her gün biraz daha fazla çoğalıyor. Zira bir aydın kafanın, aynı ucun iki konuda bu ölçüde bir tenakuza düşmesini tesbit etmemesine ve notunu ona gö- re vermemesine elbette ki imkân yoktur.

Bu sayıdan diğer sayfalar: