MU S Konserler Esrarlı bir olay vitrinine konulmuş ilâna bakıp tane bilet alan müzik meraklısı, ara- dan iki gün geçmeden ilan üzerine ya- pıştırılan yeni bir levhada konserin iptal edildiğinin yazılı olduğunu gö- rünce hem hayret etti, hem de merak- landı. Ama haber doğruydu, başka da yapacak birşey olmadığından gi- şenin önüne yaklaştı ve memurla şa- Kli e Milli Piyango gişesinin üç Hep siz mi bilet SA kam, bu ser de biz size satalım Olay geçen haftanın izde Ankarada geçti. Devlet Konser -Salo- nunda 12 Kasım Salı günü bir konser verileceği, bu konserde, piyanist Mit- hat Fenmenin katılmasıyla Türk bes- tecisi Adnan Saygunun piyano kon- çertosunun da çalınacağı günlerdenbe- ri ilan ediliyordu. Konseri Cumhur- başkanlığı Senfoni Orkestrasının bu müzik sezonundaki şefi Prof. Lessing yönetecek, programda ayrıca Mo- zart'ın Prag senfonisiyle (Richard Strauss'un "Don Juan" adlı senfonik şiiri çalınacaktı. Gerek bestelerin Tür- iy konserlere nadiren katılan solocu olması ilgiyi bir kat daha art- tırmıştı. Bu yüzden konserin iptal e- dilmesinin yankılan da o oranda bü- yük oldu. Olayın sebeplerine gelince, bu ko- nuda ilgili hemen herkes başka türlü tefsirlerde bulunuyordu. Gişedeki bi- let memuruna sorarsanız Mithat Fen- menin kendi işleri yüzünden gereken provaları yapamaması sebebiyle kon- ser geriye bırakılmıştı. - Cumhurbaş- kanlığı Senfoni Orkestrası ilgililerine telefon eden AKİS yazarına "İşin bir telif hakkı meselesi olduğu, bu yüzden Saygunun çalınacak okonçertosunun notalarının Amerikaya geri gönderildi- ği" yolunda bilgi verildi. ysa ki işin içinde bir iş olduğunu, konserin geri bırakılmasındaki sebe- bin sadece programdaki piyano kon- çertosunun çalınamamasından ibaret olmadığını anlayabilmek (o için fazla düşünmeğe de lüzum yoktur. Çünkü pekâlâ bu parça çalınmadan da kon- ser verilebilirdi. . Ankaradaki konser- lerde şimdiyedek bukadarcık "uydur- İ parça konulamaz mıydı? İşte bu yüzden işin aslını merak eden bazı kişiler a- raştırmalarını Oo derinleştirdiklerinde hayli ilgi çekici sonuçlara vardılar. İşin içyüzü mmlik Orkestrası geçen nda, Mayısta, Kuzey AMD. pr gile tesbit edilen programda Adnan Saygunun bu bes- tesinin de bulunması Papia tı. Ancak sonradan hem diğer birçok eserler- rl mda an Çı- karıldı. Böylece "kuşa çevrilmiş" olan leri kullanılmayan notaları arşivin raf- larına kaldırdıkları osırada Amerika- an, Adnan Saygunun piyano kon- çertosunun notalarını yayınlayan fir- madan, bir mektup aldılar. Bu mek- tupta orkestra şayet eseri çalmışsa te- lif ücretinin gönderilmesi, beste ça- lınmamışsa ve yakın bir tarihte ça- lınması da düşünülmüyorsa o takdir- de notaların geriye gönderilmesi iste- niyordu. Firma isteğinde haklıydı; o çünkü birçok türk bestecileri gibi o Saygun da bestesini dünya çapında yaymak ve onu paraca (o değerlendirebilmek için telif hakkım yabancı bir yayınevine satmıştı. Yayınevinin istediği de bu- nun bedelinden ibaretti. pen konçertosu çalınmadığı ve bu sezonda çalınacağı akla getirilmediği için no- talar paketlenip geriye yollandı. Aradan altı ay bile geçmemişti ki Eylül ayında Ankaraya gelen yeni şef Dr. Lessing'in de tensibiyle (Adnan Saygunun okonçertosunun çalınması uygun görüldü. Konserin günü 12 Ka- sım olarak tesbit edildi, programdaki diğer parçalanıl orkestra çalışmaları- na başlandı. Son iki provaya solocu Fenmenin de katılması gerekiyordu, ama daha son iki provaya gelinmeden anlaşıldı ki - daha doğrusu uykudan uyanırcasına hatırlandı ki- — arşivde Adnan Saygunun okonçertosunun or- kestra partisyonları mevcut değildir... Tabii yapılacak birtek şey vardı: eseri programdan çıkartmak. Nitekim de öyle yapıldı!.. Herşeye rağmen konserin tümünün iptal edilmesine yine de sebep yoktu, ama Cumhurbaşkanlığı orkestrasının idarecilerine ârız olan dalgınlık ve u- nutkanlık o dereceye gelmişti ki 10 Kasım 1963'ün Atatürkün ölümünün 25. yıldönümüne rastladığım, o gün münasebetiyle yalnız yurtta değil, bütün dünyada anma törenleri yapı- Mükerrem Berk Yatsıya kadar bile yanmadı lacağını ve bu arada Ankarada Nevit Kodallının "Atatürk" adlı oratoryosu- nun da çalınacağını "sırf" unutmuş- lardı. Şef Lessing'e Pazar günü Ope- rada oratoryonun çalınmasında görev alması teklif edilince adam adetâ is- yan etti. Bukadar hazırlıksız, bukadar düzensiz olarak bir oratoryoyu idare etmenin çılgınlık olacağım söylüyor- du. Neticede rica ve ısrarlara daya- namayarak bu görevi de kabullenen şef bir şart öne sürdü. Bu takdirde aslında programı yüklü olan ve za- ten kuşa da çevrilmiş bulunan 12 Ka- sım Konseri iptal edilmeliydi. / İşte böylece bu mevsimde Devlet Konser salonunda verilecek konserlerin prog ramı daha işin başında aksamış o- luyordu. Aksayan programlar A Sivan işler yalnız bununla kalsa yine de iyi sayılırdı. Orkestranın idare müdürü Mükerrem Berkin ge- çen mevsim sonunda halk oyuna yap- tığı müteaddit açıklamalarda vaade- dilen ve Pazar sabahları (o yapılacağı bildirilen "Barok müzik" yeni rinden -mevsimin ikinci ayırım nuna yaklaşıldığı şu sıralarda bile- henüz hiçbir haber çıkmamışlar. Yine Mükerrem Berkin bu sezonu açarken verilen kokteyli, şatafatlı a- çış konserinde yaptığı (o açıklamalara göre bu yıl Cumartesi günleri tam 39 tane üniversite konseri verilmesi ka- AKİS/31