16 Kasım 1963 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 21

otuza yükseltmiş olmasıdır. Diğer par- tilerin bir şahsiyet kavgasına girme- lini, sosyal ve iktisadi meseleler üze- rine eğilecekleri yerde birbirleriyle uğ- raşmalarını beğenmeyen aydınların bir kısmı, daha uygun bir fikir parti- linin yokluğunda, oylarını Solcu De- mokratik Cepheye vermişlerdir. Bu- na karşılık İlerici Parti adını taşıdığı halde sağın biraz berisinde olan kuru- luş ise bir sandalyeden başka birşey kazanamamıştır. Görüldüğü gibi, yunan halkı, Pa- çi Solcu Demokratik Cephe yapılacak ilk oylamada Papandreu hükümetine güvenini vereceğini söylemiştir ama, Başbakan solcuların desteğiyle (o işba- şında durmaktansa yeni seçimlere git- meyi daha uygun bulduğunu açıklı- yor. Papandreu'nun bütün ümidi, ya- pılacak oylama sırasında, Karaman- lisin partisinden bazı milletvekilleri- nin çekimser kalması, hattâ bazıları- nın da oradan ayrılarak kendi parti- sine katılmasıdır. Fakat bütün bunlar iyimser bir dilek olmadan öteye gide- miyor. Bu dilek ilk oylamada gerçek- pandreu, Venizelosun leşse bile, Papandreu hükümeti böyle Kıbrıs Rumlarının Yanlış Hesabı Zirih ve Londra andlaşmalarını imzalayan Karamanlisin seçimleri kay- betmesinden sonra Kıbrıs ramlarında Yunanistanlı birleşmek konu- sunda yeni limitler belirdiği Dn ei Son gelen haberlere göre, Anaya- sada bu birleşmeye engel olacak maddelerin Ki kw yeni bir kampanya açılmak üzeredir. Bu kampanyayı da ramlarına yay- mak için Temsilciler Meclisindeki ram üyeler sia etmeyi» ve böylece, ya- eçimlere gidilmesini sağlamayı düşünmektedirler. (Kolayca tahmin edilebileceği gibi, Makarios gene bütün tertiplerin başındadır. Usun yıllar Doğu Akdenizde bir yara gibi işleyen Kıbrıs meselesi bun- dan beş yıl önce bir çözüm yoluna bağlandığı zaman, Türkiye ve Yuna- yistanla birlikte bütün Batılılar da derin bir nefes almışlardı. Eğer yeni n hükümeti talihsiz bir davranışla bu yarayı yeniden deşerse, gene bilim Batı dünyasının korkulu rüyalar görmeye başlayacağına şüphe edil- memelidir. Ortada büyük fayda bulunan gerçek şudur: Kıbrıs Türkleri- nin yunan egemenliği altına girmemek yolundaki haklı direnişleri, artık türk kamu oyuna malolmuştur ve türk kamu oyunun büyük tepkisi gö- rülmeden işi bir olup-bittiye getirtmek imkânsızdır. İş başında olan hiç- bir Türk hükümeti, kamu oyunun bu eğilimini bilmezlikten gelemez, Kıb- rıs statüsünde yapılacak bir değişikliğe göz yumamaz. u gerçek gün gibi ortadayken, başında ister Karamanlis, ister Pa- isterse bir başkası Olsun, hiçbir Yunan hükümeti de Türkiye ile bağlarını son derece kötüleştirmeden Kıbrıs ramlarının isteklerini benim- semeyi göze alamaz. Yunanistanın Kıbrısı kendine katmak için yapaca- ğı en ufak bir hareket, Türkiye ile Yunanistan arasındaki bağları bir da- ha kolay kolay kurulamayacak şekilde koparır. Bu kopma ne şekilde beli- rir, ne kadar kötüye gider, orası şimdiden bilinemez, fakat herhalde Tür- kiye İle Yunanistan arasında çıkacak bir anlaşmazlık, nerede durursa dursun, Batı dünyasının başım fena halde ağrıtır. Kıbrıs ramlarının yanlış hesabı, üzerinde yaşadıkları adayı dört ta- rafı suyla çevrili görüp kendilerini dünyanın gerçeklerinden uzak sanma- larıdır. Kıbrısın devlet olarak izlediği tarafsızlık politikası, ona, başını devekuşu gibi kumlara gömüp diğer devletlerin, özellikle komşusu Türki- yenin çıkarlarına taban tabana aykırı davranışlarda bulunmak hakkım vermez. Yunanistandaki bir hükümet değişikliğini fırsat bilip gürültü çı- karmak, dostça yaşamakta sayısız faydaları olan Türkiye ve Yunanistanı karşı karşıya getirmek, Kıbrıs ramlarına faydadan çok, rar getirir. Kıbrıs randan, Batı dünyasının selâmeti için, bu nokta üzerinde çok dü- şünmek sorundadırlar. Yunan hükümetinin durumuna gelince, Dışişleri Bakanlığım yüklenen Türk-Yunan dostluğunun anlamım herkesten iyi bildiğine şüphe edilemez. Bu bakımdan yunan hariciyesi, yol yakınken Kıbrıs ram- larının Türkiye ile Yunanistan arasındaki bağları tehlikeye atacak dav- ranışlarını kesin olarak ümitsizliğe düşürecek türden bir bildiride bulun- alıdır. Eğer Yunanistan Kıbrıs ramlarının ümitlerini kurnaz ve onlar Yunanistana güvenip boylarından büyük işlere girişecek olurlarsa, Batılı devletler o kadar önem verdikleri Doğu Akdenizde suların bulan- masından herhalde memnunluk duymayacaklardır. Papandreu, ilk sınavını, 11 Aralık günü yapılacak güven oylamasında kaypak bir çoğunluğa güvenerek uzun süre işbaşında duramaz, kendisi için daha devamlı ve güvenilir bir çoğun- luk bulmak zorundadır verecektir. Fakat bu sınavı geçse de, adım başında yeni güçlüklerle karşı- laşacaktır. AKİS/21