ŞEHİRCİLİK inşaatından artakalan molozlarla a- karsu yataklarını tıkayan, aşırı ot- latma,, araziyi yanlış kullanma, top- rağın akmasına sebep olacak yönde tarım yapma suretiyle bitki örtüle- leştirilmesi de İmar ve İskân Bakan- lığını ilgilendiren konulardandır. Aynı Bakanlığı dolayısıyla lendiren diğer bir konu da, da mevcut kanalizasyon tesislerinin geliştirilmesi ve olmayan yerlere ye- niden kanalizasyon yapılmasıdır. Ger- çekten bugün başkentte, ancak top- lam alanın onda biri kadar bir alanı kaplayan kanal şebekesi mevcuttur. Bu da, ihtiyaçları tam olarak karşı- lamamaktadır. Özellikle yağmur su- yu ve pis su şebekeleri birçok yerler- de birbirine karışmış durumdadır. Ankarada bu tesislerin medeni ülke- lere yakışır bir duruma getirilmesi İçin 300 milyon liranın harcanması gerektiği hesaplanmıştır. ilgi- kara Devlet Su İşlerinin yapacağı iş- lerden olan Bentderesinin -diğer adıy- la Hatip çayının- Yıldırım Beyazıt meydanının altından geçirilerek Sa- rıkışla önünden, hâlen Çubuk çayının akmakta olduğu yatağa bağlanması işi tamamlanmak üzeredir. Uzun sü- reden beri Etliğe giden yolun kapa- tıldığını, trafiğin şehirlerarası yollar- dan işlediğini bilenler bunun nedeni- ni öğrenmişlerdir. o Böylece Bentderesi artık tarihe karışacak ve bir yeraltı deresi olacaktır. Bu inşa- ata 8 milyon lira harcanacaktır. Diğer taraftan, 1957 taşkınmdaki gibi suların Hatip çayını taşırmama- sı için Kayaş vadisinin daha yukarı- larında bazı sel durdurucu kapanlar- la bir de baraj yapılmaktadır. Ka- yaş barajı olarak adlandırılan bu baraj, önümüzdeki yıllarda hizmete girmek üzere ihale edilmiş olup, hem taşkın önleme, hem de Ankaranın su ihtiyaçları için su biriktirme gayele- riyle inşa edilmektedir. 30 metre yüksekliğinde bir toprak yığınından ibaret olacak olan bu baraj, aynı za- manda şehre yılda 6:7 milyon metre- küb su Sağlayabilecek, 9 milyon lira- ya matolacaktır. Diğer bir koruyucu tedbir, İncesu deresinin Kolejden itibaren 3 kilo- metrelik bölümünün kapalı şekle ko- nulmasıdır. Bu işe de 4,5 milyon gi- decektir. Özetlenirse, sular üzerinde- ki bütün bu çalışmalar için 63 mil- yon liranın harcanması gerekmekte - İşlerin büyük kısmı ihale edil- miş ve taşkın önleme tedbirlerinin 1987 de bitirilmesi plânlanmıştır. Geride kalan Bakanlık gu İşlerinin bu ileri durumuna oran- la Tarım Bakanlığının çalışmala- AKİS/24 Sellerin tahrip ettiği bir başkent köyü Talihsizler beldesi rının kısır ve verimsiz olduğu görül- mektedir. Bir kere, dâvayı aslından hâlledecek olan, yamaçlarda bitki ve ağaç yetiştirme konusu hemen hiç ele alınmamış durumdadır. Orman Genel Müdürlüğü buna sebep olarak Ankara şehrinin " Orman bölgesi" i- çinde bulunmadığını, dolayısıyla a- gaçlama ve "ormanlaştırma" konu- sunda birşey yapamıyacağını ileri sürmektedir. Toprak - Su ise, dolaylarındaki, çoğu sahipli, araziyi taraslayabilmek meyva bahçesi şehir ve hâline getirebilmek için "mevzuaf'ın müsait olmadığını, önce arazinin Ka- mulaştırılması gerektiğini savunmak- tadır. Oysa ki, yurdiçi o gezilerinde -hattâ yine Ankara dolaylarında- her dönemecin, karşısına çıkan gösteriş- li tepelere Toprak - Su adının büyük harflerle yazılmış olduğunu bilenler, bu savunmaya sadece manalı manalı gülümseyip geçmektedirler. Ankaranın en önemli dâvaların- dan birisi, medeni bir başkent için büyük bir eksiklik olan kanalizasyon meselesine gelince, caddelerinin bo- zulan- asfaltını yapmaktan başka bir işe yetişemez görünen borçlu An- kara Belediyesinin bu işi yürütebile- ceğini sanmak safdillik olur. Nitekim, şehrin eski kanalizasyonu da Bayın- dırlık Bakanlığı Su İşleri Reisliği ta- rafından yaptırılmıştır. Bunun yine, önünde sonunda böyle olacağı, içme suyu konusunda olduğu gibi "gayre- tin dayıya düşeceği" anlaşılmakta- dır. Birtürlü, âmme hizmetlerini eko- nomik bir çözüme eriştiremeyen be- lediyelerin devlet ohazinesine daha nekadar zaman yük olacakları, üze- rinde durulması gereken bir sorudur. Öte yandan, tarım işlerini yürüt- mede -geçende İstanbula gelen ame- vikalı ünlü- iktisatçı Russell Doore'- nın da söylediği' gibi, -belirli hiçbir başarıya ulaşamamış olan Tarım Ba- kanlığının Ankarayı gündengüne da- ha çok tehdit eden erozyon ve sel tehlikesine karşı gerekli enerjiyi ve azmi göstermesi o beklenmektedir.. Böylece, hiç olmazsa, kaybedilmiş bu- lunan 6 yıllık sürenin getirdiği zarar- ların daha da artması önlenebilecek- tir.