bilmeli ve kendi kendini kontrol ederek hareketlerini tanzim edebilmelidir. Yeni okul, terbiye metodları ile evvelâ "tek"liği sağlıyabilmelidir. Kıyafetten çok "uniform" olması mühimdir. Hayalimizdeki yeni Harbiyenin Eşitim Programları üzerinde durulacak başlıca meselelerden birisidir. o Yu- karıda vasıflarını çizdiğimiz subayı fikren donatacak olan konular bizim mazide, Batılıların da bugün tatbik ettikleri gibi yalnız askeri konulara inhisar etmemeli- dir. Günün teknik şartları ve demokratik rejimin icap- larına uygun bir programın, daha askeri orta okuldan itibaren bir kül halinde uygulanmasına ihtiyaç bulun- maktadır. Fen dersleri, sosyal ilimler, askerlik ve beden terbiyesi mevzuları ciddi bir tetkik mahsulü olarak iyi âyarlanmalıdır. Her milletin, subaylarını gece üniver- sitelerine yolladığı, gündüzleri garnizonlarda üniversi- te şube kursları açtığı veya uzunca süreli üniversite tahsil izinleri (o verdiği ve subaylarını bir üniversiteyi bitirmeye mecbur ettiği bir devirde Türkiyede bütün memurlarla beraber subayları üniversite. tahsilinden men edici kanunların bulunuşu yalnız hayretle karşı- lanmalıdır. "Muvazzaf subaylık", gelişi güzellerin mesleği ol- maktan çıkmıştır. Dar kadrolu hazar ordularının sefer- de kolayca milyonlara ulaştırılması ancak bu suretle çok seçkin ve güzide bir muvazzaf subay çekirdeğinin elde bulundurulması, ile mümkün, olabilmektedir; Böyle bir zümreyi yetiştirebilecek olan okulun öğ- retmen ve terbiyecilerinin, seçilmesi ise meselenin en ruhlu tarafıdır. Harbiyenin öğretmen kadrosunun, üniversiteler ka- fikirlerde kafaların nunu veya benzeri ile himaye görmesi mutlaka zaruri- larp Okulunun genel görünüşü dir. Askerlik sanatında "kumandanlık" nasıl şerefli bir paye ise "hoca"lığın daha da şerefli olduğunu kabul et- mek icap eder. Bu esasen, ananelerimizin de verdiği bir mecburiyettir. Bir askerlik şubesi başkanının veya fi- lân kıta kumandanının bir hafta içinde Harbiye kürsü- süne,çıkarılması artık tatbiki mümkün olmayan hatı- ralar arasında kalmalıdır. Klâsik kıta ve terfi usulle- ri bilhassa Harbiyeye öğretmen ve terbiyeci seçme mevzuunda terk edilmelidir. Tasarladığımız Harb Okulunun, yeri de mühimdir. Ancak bazılarının düşündüğü gibi geleceğin muhtemel siyasi hareketlerine karşı devlet merkezini emniyette bulundurmak gibi bir gaye ile Harbiyenin Ankaradan naklini düşünmeyi hatalı bir görüş olarak telâkki et- mekteyiz. Harbiyeden korkulmaz, Harbiyeye ancak gü- venilir ve yaslanılır. Yeter ki yukarıdan beri temenni ettiğimiz çeşitli görüşlerle bu müesseseye yeni bir ruh verilmiş olsun. Ancak modern ve hayalimizdeki Harbiye için bugün- kü tesislerin kifayetsizliğini de düşünmekteyiz. Kali- teli öğretmen, hattâ talebe temim, geniş spor ve talim tesislerinin elde edilmesi bakımından mevki ' meselesi iyice etüd edilmelidir. Çok geniş araziye ve deniz ke- narına yerleşmesi de herhalde lâzımdır. Ayrıca ders- hane ve sosyal tesisler bakımından da en ileri bir okul örneği olmalıdır. Böylece yeni bir Harbiyenin inşası için milli seviyede bir proje müsabakası açılmalıdır. Gelecekteki Harbiyemizi yabancılar değil, bizler ku- racağız. Bu hususta şerefli tarihimizin o sabitelerinden bilgiler derlememiz kabildir. Lüzumlu elemanları etra- fımızı iyi niyetle araştırmakla kolayca bulabiliriz. Bu işlere misyonerlerden fazla gönül vermiş idealistlerimiz mevcuttur. Karar saati AKİS/16