3 Haziran 1963 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 19

3 Haziran 1963 tarihli Akis Dergisi Sayfa 19
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Hadiselere Bakış KASAP (om olduğumuz buhranın elbette ki siyasi, iktisadi ve sos- yal yönleri vardır. Ama, bir de ah- lâki yönü bulunduğunu kim inkar edebilir? Fütursuzluk, bilhassa bir takım profesyonel kalemlere, kafa- lara hâkim kaldıkça, bir takım kim- seler inanılmaz bir rahatlıkla "Ha- fıza-i beşer nisyan ile malüldur" prensibini kendilerine hayat felse- fesi yaptıkça toplum içinde değer ölçüleri nasıl yeğ yerine yerleşe- cektir? gir Falih Rıfkı vardır. Seçimler- den bu yana okuduğu türküler kinlin malümu değildir ki?. Talât Aydemir ve hempası, bu "Fatih'in yiğitleredir. Şimdi, aynı Fatihin 23 Mayıs günü yazdığı şu satırları, Falih R. Atay geliniz de irkilmeden, ürpermeden okuyunuz "Herkes biliyor ki lerle oOordudan o ayrılmış Milli Birlikçiler, Eminsular, 22 Şu- batçilar ve Onbirler vardır. Hepsi kendi aralarında dahi grup grup bölünmüşlerdir. Her gruptan as da olsa bir. takım kimseler, askeri gö- rev basında iken tanıdıkları arka- daşlarına dayanarak, Silâhlı Kuv- vetleri kendi dâvaları için kullana- bilecekleri o hayalindedirler. Bu ha- yal 27 Mayıs ihtilâlinin yanlış yo- rumlanmasından doğmaktadır. 26 Mayıs 1960 havasını düşünü- / türlü sebep- nüz. .. Bu hava ile 1963 Mayıs hava- olanlar, sının ne ilgisi var? Devletin basın- da Celâl Boyar değil, Cemal Gür- sel, hükümetin basında Menderes değil İnönü, Genel Kurmay ve Kuv- vet Komutanlıkları basında ordu- mun en değerli ve faziletli şahısla- rı var. ..Normal bir demokratik yürü- yüş içinde eğer her fikir o kendini bir ihtlâle (o zorlamağa (o kalkarsa, memleketin hali ne olur? Tenkidler ve tartışmalar ser- besi yapıldıkça, 1950-1960 da oldu- bir iskanddaller, iflâslar ve fikir adamlarının savaşları lanmadıkca, hiç kimse hiç bir ma- ceraya hak vermez." Bi” Yusuf Ziya Ortaç vardır. Men- deresten bahşiş dilenen sefil mektupları gazetelerde oyayınlan- mış bir adam.. Demokrasinin örtülü ödeneğin- den çanağına bir şeyler düşeceği ü- midini kaybettiğinden beri başka kapıların tokmağını çalmaktadır. Geliniz, İsyandan önceki şu satır- larını okuyunuz "Bugün de politikacıların tutu- mundan, partilerin gidisinden hır- çınlaşan emekli, emeksin subaylar var: Yüzbaşılar, binbaşılar, yarbay- lar, albaylar... .. Demokrasi ile disiplin yanyana sine disiplinsiz demokrasi yaşamaz. Bu disiplin, ne partiler | içinde, ne hükümet içinde kurulamadı. Siz söyleyiniz bana: Memleket içinde nasıl kurulsun ?.. Sayın İnönü'nün her zaman ö- pülmeye lâyık eli, artık o şahlanan olayların odizginlerini tutacak gücü kaybetmişe o benziyor. ..Bu tavizci politika ile ne plân yürür, ne memleket kalkınır, hattâ ne de dünya piyasasında haraç me- zat tükettiğimin milli itibar yeni- den kazanılır. ne olacak?.. Düşünen kafalar kabuk, duyan kalpler nasır mı bağ- layacak?.. o Binbaşı o Mustafa OKe- maller, Kolağası İsmet beyler susa- ca Eğer Aydemirin delice, budala- ca tasavvurları başarı kazansaydı, Çözünüzün önüne getiriyorsunuz değil mi, bu kalemin yazacaklarını: "İşte, susmadılar! Kurmay ünifor- masıyla şahlanmış Aydemirin mavi SÜNGERİ Sözlerinde Mustafa Kemalin. gözle- rinin a görüyorum bir mektup: “Benim kudretli albayım, seni nasıl sevdi- gimi gördün. Bana birazcık, para!" Tıpkı, Menderese yazdıkları gibi.. Ama, ne olacak? Yusuf Ziya Or- taç, bu! Bakınız ertesi hafta da ne yazabiliyor: "Sayın Paşamız o İstanbul — yol- çubuğunu geçen hafta yaptı. Hem de biri Taşlıktaki köşkünde özel, biri Gazeteciler Cemiyetinde genel iki basın toplantısı 9B... Biz, ikisinde de bulunmadık. Git- meye tenezzül etmediğimiz için de- gil, Sayın Başbakan çağırmağa te- nezzül nd için... Yusuf Z. Ortaç Bir şeye dikkat ediyorum-: Sa- yın İnönü ara sıra Menderesleşiyor! Oda bir gün kızdığı (o gazetecileri, toplantılarına o çağırmamakla o ceza- landırırdı aklınca... Falih Rıfkıllar, Nadir o Nadiler, o Ahmet Eminler, Safa Kılıçhoğlu'lar, ben, kendisin- den başka kimsenin aldırış etmedi- gi bu cezaya sık sık uğrardık! Hey yarabbi, mektuplarının mü- rekkebi henüz kuramamış bu adam, bunları nasıl rahatlıkla yazıyor. Ah bunlara, sadece İsmet Paşa sadece Taşlığın kapılarını kapat- makla yetinmese. Hepimiz, bütün bir toplum, bunları gördüğümüz yerde başlarımızı çevirebilsek. Kur- tuluşumuzun yolu, inanınız ki ora- dan geçiyor... AKİS/19

Bu sayıdan diğer sayfalar: