JALE CANDAN OKUYUCULARIYLA Ondört yaşımdayım. oÇocukluğum- dan beri tiyatroya karşı obüyüki bir sevgi duyarım. Öğretmenlerim, çıktığım müsamerelerde çok başarı kazandığımı birkaç kere ailem a de söylediler. Ailem beni sahnede bir çok defa seyredip alkışladı, hattâ be- ni Bale okuluna verdi. Fakat tiyat- ro sanatkârı olmak istediğimi söyle- yince, ailem bu arzumu, imkânsız- mış gibi, gülerek, şaka yollu karşılı- yor. Kızmıyorlar bile. Çok üzülüyo- rum. Çünkü sahne artisti olmaya ka- rar verdim. Çocukken, kendi kendi- me saatlerce odamda bu oyunu oy- nardım. Şimdi en büyük zevkim ev- de yalnız kalıp, aynı oyunu ooyna- mak. Annem son günlerde beni, es- kisi kadar tiyatroya götürmez oldu. Bana, küçükken kendisinin de aynı hevesleri geçirdiğini, simdi bunlara güldüğünü söylüyor. Sahile artisti ol- anak bu kadar kötü bir şey mi ki? Annemi kandırmak için ne yapayım? G. G.- Ankara Baleye devanı edin, küçük ookuyu- cum, derslerinizi ihmal etmeyin. Büyük aşkınızı da kalbinizde tutun. Anneniz gibi daha birçok kimseler sahne hayatım hoş görmezler. Sah- ne hayatının bir takım meseleleri, güçlükleri olduğu muhakkaktır. E- ger bu güçlükleri (karşılayabilecek kudreti kendinizde görüyorsanız, se- bat edin. Sizin gibi nice küçük kız- lar da bu hevese kapılmış, sonradan vazgeçmişlerdir. İlkönce, arzunuzun geçici olmadığına inanmanız la- sını. Telâş etmeyin. Şimdilik kendi- nizi mümkün mertebe iyi yetiştirme- ge bakın. Çok okuyun, lüzumlu kül- türü edinin. Herde gene aynı isteği duyarsanız, annenizi, babanızı bu ko- nuda iknaa çalışın. Meslek seçimin- de anne ve babanın fazla ısrara hak- ları yoktur. Onlar sadece yönetici o- labilirler. Bu bakımdan, onların söz- lerini de yabana atmayın, tecrübele- rinden faydalanın. Temkinle, soğuk- kanlılıkla karar verin. Eşimle oçok mesut yaşıyoruz. Her bakımdan anlaşıyoruz. Güzel bir apartman katımız, iyi bir iyi dostlarınız var. di en büyük isteği, anne olmaktır. Hattâ, yeni satın aldığımız bu apart- man katında, doğacak çocuğun oda- sını bile düşündü. Evliliğimiz üç yıla yaklaşıyor. Bu bakımdan merak etti ve neden çocuğu olmadığını öğren- mek üzere doktora gitti. Halbuki be- nim çocuğum olmuyor. Bunu bildiğim halde, kendisine söyliyemiyorum. Ha- yal kırıklığına uğrayacağından emi- nim. Evlenmeden önce de durumumu biliyordum. Gizledim. Şimdi ıstırap içindeyim. Söylemek mi, yoksa sus- mak mu daha iyidir, bilemiyorum ? Bir Okuyucunuz Bunu vaktiyle, oevlenmeden önce kendisine söylemeniz herhalde lü- zumlu idi, sevgili okuyucum. Bu sır- la daha fazla mutlu yaşıyabileceği- nizi sanmıyorum. Her ne sebepten olursa olsun, eşler arasında (böyle gizli şeyler osamimiyetsizlik yaratır ve bu nasıl olsa hissedilir. Kimsenin kimseyi bu şekilde aldatmaya hakkı yoktur. Başkasından öğrenmeden, ona gerçeği anlatın. Fakat bunun te- lafisinin de mümkün olduğunu unut- mayın. Allah size çocuk vermiyor- sa, pekâlâ başkasının çocuğunu ev- lât edinebilirsiniz. (o Eşinizi bu fikre alıştırın. Çok mutlu bir anne olaca- ğına inansın. Bir dostumun tam ondört sene çocuğu olmamıştı. Bir çocuğu evlât edindi ve bundan birbuçuk sene son- KONUŞUYOR ra da kendi çocuğu olda. Dostum, gerçek anneliği, evlât edindiği o ço- cukla tamamiyle hissettiğini söyler Ne var ki sizin, çocuğu, şimdilik, meselâ, koruyucu aile olarak, nüfu- sunuza geçirtmeden, almanız gere- kecektir. Türk Medeni Kanunu, evlât edinme hususunda bir yaş haddi ta- nımıştır. Buna göre, gerek erkeğin, gerekse kadının kırk yaşını bitirmiş olması gerekmektedir. İlgililer, mev- zuata bazı yenilikler, yeni imkânlar getirmek için çalışmaktadırlar. Kızkardeşimin (o kocası ani bir kaza- da öldü. Kardeşim, hayatını ye- niden yapmak istemiyor ve Önüne çıkan fırsatı da itiyor. Çalışıp, ko- casından kalan ufak bir gelirle iki çocuğunu yetiştirmek, onun hatırası- na sadık kalmak niyetinde. Kocası- nın ismini ağzından düşürmüyor. Halbuki eniştemin dışarda bir ma- cerası olduğunu biliyorum. oHattâ, elimde bunun delili de var. Kızkar- deşim bunu öğrenirse belki hatıra- lardan kurtulur, yasamaya başlar. Kendisini kurtarmak için, bazan bu hususu konuşmak istiyorum. Ne der- siniz? S.A. * Adana Böyle birşey yapmayın. Sözleriniz onun üzerinde çok dana fena bir etki yaratabilir. Anladığıma ölüm hâdisesi henüz çok yenidir. Si- zin, sözlerinizle yapamıyacağınız şe- yi zaman yapacaktır, sevgili okuyu- cum. Kızkardeşiniz henüz çok genç. Birgün hayatını yeniden kurar. Şim- di hatıralarını (o yıkmayın, davranın ve bildiğiniz sırrı ir. Bırakın, kardeşiniz çalışsın. Bu da onun, derdini unut" masına yardım edecektir.