yaçlar başgöstermektedir. Mahalle- ler su, elektrik, yol, çöpçü ve daha bir çok ihtiyaçlarının Belediye tara- fından karşılanmasını istemektedir- ler. Belediyenin, bu fakir bütçesiyle buralara yetişmesine imkân olmadı- ğı için, bu husus, yeni Belediye Baş- kanının başını en çok ağrıtacak ko- nulardan birini teşkil edecektir. 3 ol ve kanalizasyon : Üçün- cü problem olarak, İstanbulun yol- ları ve kanalizasyonları gelmektedir. İstanbulda, yeni tamir edilen İstiklâl Caddesi dışında, bozulmayan, çukur- lar açılmayan tek bir yol mevcut de- ğildir. Hepsinin, hem de acilen ta- miri gerekmektedir. Yapılan hesap- lâra göre, İstanbul Belediye yolları- nın onarılması için tam 250 milyon liraya ihtiyaç vardır. Bu rakam, Be- lediyenin bir yıllık bütçesinin tam birbuçuk mislini teşkil, etmektedir. Kanalizasyonlar da son derece. ipti- daidir. Mevcut kanalizasyonların 1s- meselenin halli için 450 milyon lira- yı temin etmek, Yem Belediye Baş- kanını en fazla düşündürecek bir ko- nu olacaktır 4 — Trafik meselesi: İstanbulda süratle halli cihetine gidilmesi gere- ken meselelerin başında, trafik gel- mektedir. İstanbul trafiği halen son derece sıkışık ve içinden çıkılmaz hale gelmiştir. İş saatlerinde Şişli- gğaloğluna 45 dakikada çıkıldığı za- manlar vardır. Kabataşta vukubulan bir trafik kazası neticesi yolun ka- panması. Beyazıtta trafik sıkışıklığı- na sebebiyet vermektedir. o Yapılan bir hesaba göre, bir saat içinde Ata- türk Köprüsünden 17 bin vasıta geç mektedir.Trafik tıkanıklığı yüzünden bu 17 bin vasıtanın içinde obekleşen İstanbulluların bir günde, ortalama bir hesapla, 68 bin iş saati kadar ka- yıpları olmaktadır. Bunun sebebini, günden güne çoğalan vasıta sayısıy- la, artan İstanbul nüfusunda aramak lâzımdır. Çare olarak da, mutlaka metro inşaatına gidilmesi gerekmek- tedir. Ayrıca, şehrin sıkışık yerlerin- de bir an önce yer altı geçitlerinin a- çılması bir zarurettir. Aksi halde İs- tanbul, iki yıl içinde, adım atılmaz bir hale gelecektir. 5 — Su, elektrik ve havagazı: Şehrin anormal bir şekilde gelişip da- gılması, su, elektrik ve havagazı sı- kıntısına sebebiyet vermiştir. İstan- bulda halen XIX. yüzyıldaki gibi gaz- yağı ile aydınlanan, kuyu suya ile kadar güç bir hale gelmiştir. İstanbulun Önemi çok kimse “Türkiyenin illerinden biri" sayar. Elbette ki doğ- Ama İstanbulun, bir de politika bakımından kıymeti vardır. İs- tanbul, memleketim havasını yapan şehirdir. ' Türk politikasında, senelerdir bir yanlış tefsir vardı. Sanılır ki köylü, okuyup yazması az olduğundan ve kolay kandırıldığından seçimlerde bir belirli istikamette oyunu kullanır. o Sanılır ki Demokratlar işin bu püf noktası sayesinde seçimler kazanmışlardır. Gerçek bunun tam tersidir. Çok partili sisteme geçtiğimizden bu ya- na, ara seçimleri ve mahalli seçimler dahil, Türkiyede bir tek seçim ol- mamıştır ki İstanbul ile memleket ayrı istikamette oy kullansın. Demok- ratlar, biraz kendi yaydıkları "şehirli ne derse desin, köylü bizi tutuyor" masalına kendileri inandıklarından dolayı batmışlardır. (Nitekim İhtilâl bile İstanbulda başlamış ve İstanbul la sesini memlekete vermiştir. Atıl' çıkarılması gereken ders şudur: Bir hükümet İstanbulluyu memnun eden bir idare kurabildi mi, bütün memleketi memnun edebiliyor demektir. Ama İlanla, İstanbulda trafik durumunu gösterir bir tablo Arap saçı İstanbullu hayatından gayrimemnun, huzursuz, karamsar mıdır, o hava memleketin de havasıdır. Zira iki milyonluk İstanbulu, bütün memleketin bir küçük örneği olarak görmek lâzımdır. İmparatorluğun merkezi İstan- bul ile bugünün İstanbulu arasındaki fark inanılmaz derecede büyüktür. İstanbullunun derdi, bütün vatandaşların derdidir. İstanbulu iyi hü- kümet ister. Adil olan, ciddi olan, hırsız olmayan, yoluna, suyunu, elek- triğini sağlayan, asayişini temin eden, onu adam gibi yaşatıp ona adanı muamelesi yapan bir hükümet ! İstanbulda belediyenin önemi buradadır. Zira İstanbullunun hükümetle, devletle teması belediye vasıtasıyladır. Onun gözünde Hükümet, Belediyedir. İstanbula başarılı bir belediye koyu- nuz, hükümetin başarısı yüzde elli nisbetinde sağlanır. İstanbul Belediyesi kötü olsun, Hükümet ağzıyla kuş tutsa vatandaşın gözüne giremez. Hangi vatandaşın? Sadece İstanbulda yaşayan vatandaşın değil. Ta, Hakkâri deki vatandaşın! Bu Türkiyenin garip; ama esaslı bir gerçeğidir ve o faktör kaale alın maksızın memleket idare etmek imkânı yoktur