Piyasa Karşılıksız çekler A nadolulu kıranta manifaturacı sö- ze şöyle başladı: |— Canım efendim, hadi diyelim ki İcra İflas Kanunundaki boşlukla- rı izale edecek yeni tasarı kabul e- dildi, ya diğer açık kapıları ne ya- pacaksınız?" Diğer açık kapılar... Bunları bir nefeste saymak kabildi. Hele İçlerin- den birisi vardı ki, adamcağızın ba- şına gelmiş ve farkına varınca da paracıklarının ve inalcıklarının üze- rine bir bardak -havalar dolayısıyla ayrıca buzdolabına konulmasına lü- İŞ ALEMİ büyük bir itibar gördü. Hele malı bono ile değil do çekle ödiyeceği an- laşılınca, dükkân sahibi, Anadolulu tüccarın boynuna sarılmamak için kendim Zor tuttu. Filhakika çek va- deliydi, fakat nasılsa 20 günlük va- desinde ödenmemesi akla gelemezdi. Ama akla gelmiyen şey başa geldi ve çekin karşılığı olmadığı, adamın da haczedilecek bir şeyi bulunmadı- ğı anlaşıldı. Bu sırada ne yapmak lâzım geleceğine karar o verilinceye kadar bono muamelesi görmesi gere- ken çek protesto edilemedi ve âdi senet halini aldı. O zaman Anadolu- lu tüccar anladı ki, karşılıksız çek veren, her zaman dolandırıcı telâkki Bir dükkân Dertli dolap zum olmayan- soğuk su içmekten baş- ka yapacak şey olmadığını anlamış- ti. Hadise, bundan onbeş, yirmi gün önce, İstanbulun o şiddetli soğuklar- la kavrulduğu bir gün, saatlerin öğ- leye yaklaştığı bir sırada, itimat tel- kin eden kıranta bir adamın dük- kândan içeri girmesiyle başladı. A- nadolunun bellibaşlı bir vilâyetinden gelen manifaturacı tüccar, külliyet- li miktarda mal almak istediğini be- lirterek çeşitlerin üzerine eğildi. Ha- mal almak isteyen tüccar, dükkânda AKİS/22 edilmemektedir. Karşılıksız oOoçek vermek ekseri memleketlerde ağır cezalarla takyit edildiği halde, bizim gerek Ticaret, gerekse Ceza Kanunumuzda bu ko- nuda özel bir hüküm mevcut değil- dir. Eski Ticaret Kanununda da bu konuda bir açıklık yoktu. (Büyük Millet Meclisi Adliye Encümeni, kar- şılıksız çek verme hususunda Ceza Kanununun dolandırıcılık hakkında- ki hükümlerinin tatbik edilebileceği- ne, bu yüzden de ayrı bir hükme İh- tiyaç olmadığına karar vermiş ve 1929 yılı 7 Ocak tarihinde bu karar tasvip edilmişti. Düzeltilmesi gereken pürüzler Halbuki u unsur her zaman İşihisiz çek çekme haline uymayabimekte ve a- i bazı farklardan haksız neti- celer doğabilmektedir. Bu bakımdan karlıksız o çek çekme âkeyfiyetinin hususi bir hükümle cezalandırılması lâzım gelmektedir. Bu eksiklik ne- dense yeni Ticaret Kanununda da doldurulmamıştır. İş bununla da kal- mamış, Temyiz Mahkemesi Dördün- cü Ceza Dairesi, Türk Ceza Kanu- nunun 508. maddesine dayanarak, 10 Ekim 1956 da aldığı bir içtihat ka- rarıyla "Çekin mücerret karşılıksız olmasının dolandırıcılık suçunun te- kevvünü için kâfi olmadığını" belirt- miştir. Bu b e nn dâvada müda- faa aya ankanın cevabına göre, REM “ dolandımrcikık. kastıyla kar- şılıksız çek çektiği hakkında kesin deliller gösterilip, etrafıyla izah ve münakaşa edilmeden, mücerret çe- kin karşılıksız olmasına dayanılarak mahkümiyet karan verilmesini Tem' yiz uygun göremiş ve bozma karar vermiştir. Bu içtihat kararıyla sade- ce karşılıksız çek verilmesi dolandı- rıcılık telâkki edilmemekte, ayrıca dolandırıcılık kastinin ispat edilmesi gerekmektedir. Şimdi düşününüz, size Verilen çe- kin karşılıksız olduğunu gördüğünüz yetinde bulunmamakta, aksine, kar- şılıksız çeki alan, bunun kendisine dolandırıcılık kasti ile verildiğini is- pat mecburiyetinde tutulmaktadır! İyiniyet asildir. Evet ama, kar- (AKİS - 67)