şılıksız çekin iyi niyetle ne şekilde tek- lif edileceğini kestirmeğe imkân yok- tur. 1956 yılında alınmış olmasına rağ men, bu ictihat kararı piyasada pek bilinmemektedir. Bu yüzden bono ile mal satmakta tereddüt eden toptancı- lar, çeki aldıkları zaman hiçbir tered- düt göstermeden malı vermekte, fakat esasen vadeli olan çeki (o vadesinde tahsile gittikleri zaman, karşılığı ol- madığını anlayınca apışıp kalmakta- dırlar. işte bu durumda, çekin karşılık sız olmasının pir dolandırıcılık kasti- ne matuf olduğunun ispatı gerekmek- tedir. Bu ispat keyfiyeti yerine getiri lemediği takdirde çek bir bono ma- hiyetini almakta, hele bu arada pro- testo da edilememişse -ki ekseriyetle, o telâşla bono haline gelen ekin protestosu d,şünülememektedir- adi senet haline gelmektedir. Ondan son- ra, çeki verenin haczedilecek malı da olmadığı için, borcun tahsili im- kânsız durum almaktadır. Bütün bu sebepler yüzünden, kar. şılıksız çek vermenin ağır şekilde cezalandırılması lâzımdır. Karşılık- sız çek, dolandırıcılık kasti olmadan, yani yanlışlıkla çekilmişse, bu pek nadir halin yanlışlığı oOyapan ta- rafından lütfen ispat edilmesi çok yerinde olacaktır. Aksi halde, evine 'izin almadan giren ve bütün malı toplayıp giden adamın hırsızlık yap- mak kastiyle girdiğini ispat etmek gibi acaip bir durum meydana çık- maktadır ki, bunun, eşyanın tabiatı- na ne kadar aykırı olduğu meydan- dadır. Dış Ticaretle istikrar Fasih İNAL Birinci altı aylık İthal sistemine ait kararlar piyasada peyderpey tat- bik edilmeğe başlanılmış bulunuyor. Bu yazımızda dış ticaret rejimi ve yönetmelik yayınlama merakı üzerinde durmak istemekteyiz. Eskiden bir dış ticaret rejimi yayınla- nır ve senelerce yürürlükte kalırdı. Dış ticaret rejiminin değişmesi başlıbaşına bir hâdiseydi. Vakta ki 4 Ağustos kararları ve istikrar ted- birleri alındı, ondan sonra da istikrarın birinci şartı imişcesine üç ayda bir rejimler ile yönetmeliklerden biri gidip, biri gelmeğe başladı. Şim- di hepimiz bu sisteme alışmış bulunuyoruz ve senede iki kere dış ti- caret sistemimizin değişmesi hiç birimize acayip gelmiyor. Tatbikatçılar da senede iki defa -senenin başında ve ortasında- çala- Odalar Birliğinde, Ticaret Bakanlığında komisyonlar kuruluyor, bütün mevzuat gözden geçiriliyor ve altı aylık ömrü olan yeni rejim ve yö- netmelikler yayınlanıyor. 4 Ağustosta alman istikrar tedbirlerinin ne-. tiçesinde istikrarsızlıktan başka bir şey olmayan bu çalışmalara "ga- ip bir tecelli" ismini vermek lâzımdır. Böyle her üç veya altı ayda bir bütün mevzuatı değiştirecek ol- duktan sonra rejim ve yönetmeliği ayırmanın da mânası olmasa ge- mi, esas prensipleri tesbit etmek için; yö- fa yayınlanır ve esasen teferruata inmediği için, hiç olmazsa birkaç yıl yürürlükte kalır. Yönetmeliklere gelince, bunlardaki değişiklikler zamanın icapları- na göre yerine getirilir. Ancak her altı ayda bir değil, hiç olmazsa yıl- da birden fazla olmaz. - ükür senelerdenberi ilk defa bir yönet- melik, ihracat yönetmeliği, altı ayda bir değiştirilmemiş bulunuyor- Halbuki biz ta prensibe uymadığımız için farkına varmadan çeşit - li mahzurlarla karşılaşmaktayız. Evvelâ dış ticaretimizde istikrar un- suru bir türlü sağlanamamaktadır. Sonra bu değişiklikleri sağlamak için çeşitli komisyonlar kurulmakta, bunların giriştikleri (oçalışmalar kıymetli zamanların boşuboşuna harcanmasına yol açmaktadır. Ayrı- ca, yapılan değişikliklerin, basta Resmi Gazete olmak üzere, çeşitli sektörler tarafından yeniden basılması dünya kadar masrafa yol aç- maktadır. Nihayet, yapılan değişiklikleri öğrenmek ve tatbik etmek için, gerek iş adamları, gerekse tatbikatçılar günlerce kafa patlat-' maktalar. Tam İsi öğrendikleri zaman da yeni mevzuat çıktığı için, bu sefer onu tedrise başlamaktadırlar. Rejim ve yönetmelik değiştirme merakının meydana getirdiği za- rarları daha da saymak kabildir, fakat sözü uzatmak istememekteyiz. Yapılacak sev, eskiden olduüğu gibi umumi prensinleri gösteren bir re- jim çıkarıp, bunu pek mecbur kalmadıkça değiştirmemek olmalıdır. Gerekli değişiklikler o da senede bir defadan fazla olmamak şartıyla, yönetmeliklerde gösterilmelidir. AKİS/23