Hadiselere Bakış Üzerinde ciddiyetle durulacak Bir adam, memleketin güvenliğiy- le alâkalı bir hâdiseyi açıkladı. Adam, A. P. nin kurucularından o- lan ve Birinci Koalisyon Hüküme- tine bu partiden Basın - Tayın ve Turizm Bakanı olarak giren Kâmu- ran Evliyaoğludur. Kâmuran Evli- yaoğlunun Milliyet Gazetecinin "Düşünenlerin Düşüncesi" sütunu- na yazdığı bir yazıda yaptığı açık- lama, üzerinde sadece siyasi çev- relerin değil, adli makamların da durmasını gerektiren önemde gö- rünmektedir. Bunun bir ihbar te- lakki edilmemesine imkan yoktur. âmuran Evliyaoğlunun anlat- tığına göre, A. P. nin Büyük Kon- gresinden önce bu partinin idareci takımı Kayseri Cezaevine, Celâl Bayan görmek üzere bir heyet göndermiştir. Heyet A. P. Meclis Grupu Başkanı Saadettin Bilgiçin başkanlığındadır. Bilgiçin Tm da Süleyman Demirel, Ahmet ken, Faruk Sokan ve daha bir ii kişi vardır. Bu arada Şeref Kaya- lar da Kayarın yanma girmiştir. Bayar Kayaların kulağına "Benim- le konuşmadan Kayseriden ayrıl- ma" demiştir. Kayalar ötekiler git- tikten sonra Sayarla görüşmüş, Bayar kendisine şöyle demiştir: — Şeref, bu adamlar benden kongre için isim listesi istiyor ve ısrar ediyorlar. Bu seviyedeki a- damların ne biçim politika yapa- caklarını bilirim. Bundan dolayı i- sim ve liste vermedim. Vermeyece- ğim. Senden rica ediyorum. An ka- raya gittiğinde bu adamlar benim listem diye isim çıkarırlarsa önce kuliste bunu benim adıma yalanla- yacaksın. Muvaffak olamaz isen mikrofona çıkacak ve benim böyle bir liste vermediğimi ilân edecek- sin." Şeref Kayalar bu talimatla An- karaya dönmüş, işi Şinasi Osmaya açmıştır. Fakat haber duyulduğun- dan, Kongrede Kayalar söz istedi- ğinde talebi reddedilmiştir. Bunun üzerine Bayar, bir başka ziyarette Kayalara şunları söylemiştir: t "— Sana esef ederim. Bir rica- mı yerine getirmedin ve beni kork- tuğuma uğrattın. Nitekim Kongre- yi takiben buraya gelen delegeler namı, Beyfendi vazifemizi yaptık, emir e listeyi okazan- dırdık, dediler. Açıklama, görülmemiş bir skan- daldir ve memleketin siyaset haya- tının bir parti vasıtasıyla nasıl, ne- reden karıştırıldığının reddedilmez delilini teşkil etmektedir. Bu, bü- tün af edebiyatının da, bu parti vasıtasıyla -şimdi, bir parti daha buna katılmaya hevesli görünmek- tedir- nasıl, sanki bir "millet mese- lesi" imiş gibi gösterilmesine çalı- şıldığını anlatmaktadır. Vatandasın iş ve gücünden başka derdi bulun- madığı, onlarla alâkalandığı, onla- rın ele alınmasını istediği gündelik hayatımızda herkes tarafından gö- rülürken bir takım kimselerin, ba- bası tutmuş arap gibi siyasi aftan başka mesele tanımaması çok kişi- de hayret uyandırmaktaydı. Şimdi, Kâmuran Evliyaoğlu İçerden bir ses Kâmuran Evliyaoğlunun açıklama- sı gerçeklere ve kaynağa ışık tut- uştur. Hâdisenin, üzerinde önemle du- rulmasını gerektiren bir kaç nok- tası vardır: 1 — Kayseride, bir devrin belli başlı suçluları kalmışlardır. o Bun- lar, hapishanede bulundukları dev- re için değil, ebediyen siyasi hak- lardan, faaliyetten men edilmişler- dir. Bir siyasi parti o suçlularla na- sıl siyasi temas kurabilir, direktif alabilir, temsilci gönderir, kendisi- ni onlara âlet olarak arzeder? Bu, bir partinin meşruiyet hudutları i- çinde kalması mı, oradan çıkmış ol- ması mı manasına gelir? Bayar, vatana hiyaneti sabit okluğu için Kayseridedir. 2 — Kayseri hapishanesi eski Meclisin bir koridoru, kulisi midir, yoksa memleketin bir cezaevi mi- dir? Bir siyasi mahkümun heyet- ler kabul etmesi, onlara emirler buyurması, direktifler vermesi ina- nılmaz bir lâubaliliğin "şefkat his- si" örtüsü altında idareye hâkim bulunduğunun açık delilidir. Siyasi mahkumlar bütün konfor, aileleriy- le görüş, sıhhat şartları yerinde ol- duğu takdirde şefkatli muamele görmüş sayılırlar. İnsanlığın icabı budur. Ama onların orada hâlâ ko- miteci taktikleri vermelerine mü- saade etmek, yarın tarifsiz karışık- lıkların yeniden patlamasına yol olur ve dünya bunların da, şimdi- ki âletlerinin de başına tekrar yı- kılabilir. Zira komiteci taktikleri- nin basarı derecesi 27 Mayıs saba- hı en parlak imtihanını geçirmiş- ü 3— ire ir parti muamelesi gö- ren bir üyük Kongresi- nin delegeleri, ihtilâlle devrilmiş i- diyorlar. Bu. hiç tefsir istenmeyen bir hâdisedir. Kâmuran Evliyaoğlu yalan söy- lemektedir, yanlış yazmaktadır! O labilir. Yapılacak tahkikat, ithamın doğruluk derecesini gösterecektir Ama itham doğru çıktığında, yapı- lacak bir şey vardır. AKİS/15