1 Aralık 1962 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 9

1 Aralık 1962 tarihli Akis Dergisi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Evliyaoğlundan Muzaffer Dündara, Öndere, Mehmet Turguta hatta Saa- dettin Bilgiçe kadar isimler mevcut- olduğunda ortaya çıkacak olayları hatırlamalarından olacak, hafif bir titreme geçirdiler. Daha sonra Ünaldı bir başka ka- ğıt pi Bu defa: Bir valiler listesi yapalım" dedi. İhsan Sabri Çağlayangille başla- dı. Eski valiler bitince Ünaldı bu de- fa: "— Valiliğin yanından geçenleri yazalım" dedi ve Şinasi Osmayı lis- teye dahil ederek ilâve etti: "— İhtilâden sonra birkaç ay Malatya askeri valiliği yaptı!" Unaldı listesine, valiler e bitince kaymakamları yazmağa koyuldu. On- lar da bitince düşünmeğe başladı. Listenin tamamlanmasına az kaldı- gından bir A.P. li atıldı: "-- Bu listenin sonuna Ziya Al- tınoğlu muhakkak girer. Protokola gal ettiği listeyi yazmağa koyuldu. Ahmet Topaloğluyla devam eden Unal, oldukça ciddi bir liste yapma- ga çalıştı, ancak 25 isim bulamadı- gından bundan vazgeçti! Kamuran Evliyaoğlu Yandan savaşıyor HAFTANIN İÇİNDEN Ne Olmaz ? Metin TOKER GE hafta, "Ne Olur?" diye bir yazı yazmıştım. Çok mektup aldım. "Sen nenin olmayacağını söyle de, rahat edelim. Yahut, hesabımızı kitabımızı ona göre yapalım" diyorlar. (oOÜzerinde "İhtimal hesapları" yaptıkları konuları da, sayıp döküyorlar. Sosyal hadiselerde falcılık yapmaya kalkışmanın o akıbetini bilirim. Bunların en fecisi, bundan bir süre önce, Amerikan Seçimleri dolayısıy- la meşhur Gallup Enstitüsünün başına geldi. Dünyanın en ilmi metodla- rıyla, açık bir Cumhuriyetçi zaferi tahmin ettiler, Demokratlar açık farkla kazandılar. Bu çeşit bir aldanmaya, 15 Ekim seçimlerinde bu mec- a uğradı. C. H. P. nin bir ekseriyet sağlayacağını sanıyorduk. C.H. P. ekalliyette kaldı. Oo bakımdan, spekülâsyona girişmek tehlikelidir. Ancak, Türkiyedeki kuvvetler muvazenesine doğru teşhis koymak şartıyla, gene de bazı nelerin sureti katiyede olmayacağını söylemek mümkündür. Bunların başında, bugünkü A. P. nin bir gün iktidara gel- mesi vardır. Bu gerçeğin söylenmesi çok kimseyi kızdıracaktır. "Milli İrade" diye bağıranlar ve bu mecmuaya dahi "antidemokratiklik" is- nadında bulunanlar çıkacaktır. Hattâ küfür edecekleri, vaveyla kopara- cakları hep hesaba katıyorum. Ne yapalım ki, gerçek budur: Bugünkü haliyle A. P. Türkiyede ne yakın istikbalde, ne uzağında asla ve asla, asla ve asla iktidarda olmayacaktır. Zira bugünkü haliyle A. P. sembolik bir kin partisidir, bir intikam partisidir, kapatılan . dir. Bazı endi- şeli zatlar bugün kendilerinden de ürkek kimseleri “İlk seçimlerde A. P. iktidara gelecek, hepimizi kesecek" diye korkutmakta, onları "vakit geç- meden" tedbir almaya teşvik etmektedir. Bana, iyiliksever dostlar bu çeşit ihtarlarda, ikazlarda bulunurlar. "Aptal" derler "ilk kesilecekler arasında sen varsın, seninkiler, ailen var. Unuttular mı sanıyorsun? Sen hala demokrasi türküleri söylüyorsun". Böyle lâflara, evcek güleriz. Ne ilk seçimlerde, ne son seçimlerde bugünkü haliyle A.P. asla ve asla, as- la ve asla iktidarı almayacaktır. Yerleştirmek için bu kadar çalıştığımız demokratik rejimde buna karşı müeyyide, hem de müeyyidelerin en sağ- lamı, en kuvvetlisi, en emini vardır. Olması endişe uyandıran, ama asla ve asla, asla ve asla olmayacak bir şey daha vardır: C. H. P. hiçbir zaman Gülek tipi. Erim tipi adamla- rın eline geçmeyecektir. Ne Paşa varken, ne Paşadan sonra.. Bu gerçeğin söylenmesi de, biliyorum, fırtınalar yaratacaktır. Ama elden ne gelir? İşin doğrusu budur. C. H. P. şadan sonra da, o ekolun bir temsil- cisi sahip çıkacaktır. Gülek, ya da Erim tipi politikacılar değil.. C. H. P. nin saflarında daima bir sağlam kuvwvet bu partiyi demokratik rejimin bekçisi, teminatı olarak muhafaza edecek, onu demagojik dalgalardan veya kaypak liderlerden koruyacaktır. Bunu bir kehanet saymayınız: "Ufül" bekleyen daha nice ve niceler gibi, Gülekler ve Erimler de -pro- totiplerinin bayi "avuçlarını yalayacaklar"dır. "Kim gelecek?" der- seniz, bir şey söylemem mümkün değildir. "Kim gelmeyecek?"in cevabı ise, yukarıdaki Satırlardadır sanırım. Olmayacak bir başka şey: Bir sabah uyanmak ve İhtilâli kapıda bul- mak! Ama, bundan altı ay önceye kadar çok kimsenin rüyasına giren bu ihtimal üzerinde bugün bir kaç satır karalamak bile fuzuli. Bu ihtimal, artık bir kaç "patolojik vaka"nın dışında, üç aylık bebekler için dahi “piş.. piş.." yerine geçmiyor. AKİS/9

Bu sayıdan diğer sayfalar: