Başöğretmen: Çalışmazlar, diye tekrarladı. Bahçe duvarını kendim gelip geçen gençler, dur müdür bey, biz bir iki vuralım demediler. Yaptırtamam.." Malzemenin fiyatı 1300 lira tut- muştu. Hacı Ömer, Karayusuflu köyünün temsilcilerine 1500 lira ver- dirtti. "Eksik kalırsa, tamamlarım" dedi. Temsilciler, memnun, ayrıldı- lar. Sırt hamallığından Türkiyenin en zengin bir kaç adamından biri haline gelmiş olan iri yapılı, baba- yani milyoner odadakilere döndü: D kümet", sine verelim, ama çalışmadan alınan ne kadar dayanır?. Herkes çalışa- bu memleket kalkınsın.. Ça- böyleyiz de.. Allahaşkına gidin de, İnönü meydanındaki kahvelerin ha lini, tam iş saatinde bir görün.. İş saatinde, adı "İnönü Meydanı" olduğu için eski iktidar tarafından bir küçük mezbelelik halinde bırakı- lan arsanın etrafındaki kahveler a- dam almamacasına doludur ve en güçlü çağında genç adamlar bilekle- rinin kuvvetini düşeş veya dübeş at- makta göstermektedirler. Topraktan fişkıran bereket albuki Çukurova, herkese yetecek işi sinesinde saklayan bir dünya cennetinden farksızdır. Nitekim Çu- gelen akılı. salşkanlar -bunların menşei ekse ayseri- dir ve "Adanalı Milyoner'lerin bü- yük ekseriyeti Kayserilidir- o servet yapmakta fazla güçlük çekmemişler- dir. Ama bir yandan bu sıcak, ra- hat, cömert iklimin sahiplerinin faz- la yorulmaktansa aza kanaat etme- leri, mütegallibe, hatta e zihniyetin odev- let nizamından e görmesi, ni- hayet emekçi kütlelerin kendi hak- larım savunmaktan aciz olması Çu- urovayı "istismar" lafının en Ziya- de kullanıldığı belde haline getirmiş- tir. Bu sebepler tabiat zenginliğinin yuvarlanı der olmuştur. Düşünmek lazımdır ki Çukurova- daki tarım isçisi nizamı, İbra him Paşa zamanından kalmadır. ' Bölge- de iki büyük çalışma mevsimi vardır ve pamukla “alâka lıdır. - Çapalama art ile Haziran arasında, toplama Ağustos ve Eylülde yapılmaktadır. Hacı Ömer Sabancı Keçi ve sağlam kazık Bu devrelerde bütün Çukurova hin- terlandından bölgeye tarım işçisi a- kar. Bunların miktarı yılda 100 binin üstündedir. Bu, bütün tarım isçileri- nin onda sekizidir. Çok türk, İtalyadaki pirinç tar- lası işçilerinin hayatı hakkında bil- gi sahibidir. Onların sefaletini, çi- lesini, o dertlerini Dir. Zira güzel bacaklı Silvana Mangano'lu veya iri göğüslü (Sophia Loren" li görmüştür. tün illerden Çukurovaya akan in- sanların durumu aynı türklerin meç- hulüdür. Bunları iş sahiplerine "el- ci" denilen bir takım komisyoncu- lar kiralar. "Elçi" 22 kişilik grup- ların başındaki adama verilen isim- dir. Elci, umum ücretin yüzde 10'u- nu alır. Ücretleri, Çalışma Müdü- rünün başkanlığında bulunan "Ame- le Komisyonu" tayin eder. Ücretler haftalık olarak tesbit edilir ve asga- ri haddi 35 liradır. AAmelenin iaşesi ve nakliyesi çiftçiye aittir. (Bunlar, tarlalarda yatarlar. Bir barınakla- rı yoktur. o Beşbuçuk gün çalışırlar, birbuçuk gün dinlenirler. Tabii bu, daha ziyade kağıt üzerindedir. lışmanın ne saati, ne günü vardır. Günde onbeş saat çalıştırılanlar nok- san e İş, iş bitinceye kadar devam edi Tarım po bir nizama bağ- lanmamasının, gerekli sendikaların kurulamamasının sebebi bunların "gelgeççi" (olmalarıdır. Ekserisi, kendi memleketinde küçük bir ara- YURTTA OLUP BİTENLER ziye sahiptir. (Çapalama ve toplama a kendi fakir topraklarını bı- rakırlar, oÇukurovaya gelirler, bir kaç kuruş biriktirirler, biraz alışve- riş yaparlar ve yurtlarına dönerler. Makineli ziraatin başladığı 1947 yıllarından itibaren bunlara, oÇuku- rovanın köylüleri de katılmışlar ove sosyal meseleyi bir kat daha vahim hâle getirmişlerdir. Çukurovanın Ziraat altındaki 8 milyon dönüm a- razisi üzerinde yaşayan bu fakir in- sanlara Türkiye Komünist Partisi, çare olarak komünizmi göstermiştir. Denize düşen ve yılan ok kimse, Türkiye Komünist Par- Çisinin bir hayal olduğunu, bir e- tiketten ibaret bulunduğunu Zannedilir ki bu parti sadece Demir Perde gerisi memleketlerin komünist tipledikleri "Barışsever Gösteri"ler- de isim olarak temsil edilir. İşin as- lı bu değildir. 1951 - 52 yıllarında yaptırılan ve Mustafa Suphi hareke- tinden itibaren Türkiyedeki yeraltı komünist faaliyetini kapsayan geniş tahkikat Partinin Merkez Komite- sinin İstanbulda çalıştığını ve Zon- guldak'ta, Bursada, İstanbulda, An- karada, Samsunda, İzmirde ve Ada- nada il komiteleri bulunduğunu or- taya çıkarmıştır. Faaliyet, hücre u- sülünde yürütülmektedir. Ancak hareketin mensupları, yani militan- lar sayıca son derece azdır. Merkez Komitesinin oAdana il komitesine gönderdiği bazı talimat bu tahkikat sırasında ele geçirilmiştir ve mâna, mahiyet itibariyle çok önemlidir. Adanaya verilen talimatta, o bil- hassa makineli ziraattan sonra Çu- kurovanın komünizm için inanılmaz derecede mümbit bir bölge haline geldiği bildirilmiş ve ona göre ça- lışılması istenmiştir. Belirtilen şu r: oOMakineli ziraatten itibaren gişmiştir. tarım proletaryasını tır. Daha önce arazilerini atla do- laşan, orada yancılarla birlikte hiç olmazsa belirli devreler kalan ove çalışan, onların hayatım paylaşan kimseler artık tarlalarına lüks oto- mobiller içinde şöyle bir uğrar ve işlere üstünkörü nezaret eder hale gelmişlerdir. Bir yandan bu usul, diğer taraftan makineli ziraat o sa- yesinde -buna sulu ziraat de eklen- miştir- astronomik kazançların bü- yük çiftçilerin cebine girmesi iki sı- AKİS/7