KÖŞEDEN Maçların Değeri Me neticelerini spora uymayan bir değerle ölçme hastalığından kurtulmuş gibi bir halimiz var. Bunun delillerini spora geniş sayfalar ayı- ran basınımızdaki mutedil tepkiler- de buluyor, memnun oluyoruz. Müsabakaları gerçek manası ve değeri dışında, marazi bir ohassasi- yetle takip etmekten sporumuz bü- yük bir zarar görmüştür. Sporda idare eden ile yetiştirenlerin başarı- larını maç neticelerine obağladıkça, bunların hizmet sınırlarının darala- cağına inanmak lazımdır. Sporumu- zu baskısı altında tutan bu hırçın hassasiyetin hikâyesi eskidir ve an- laşılır bir ruh haletine odayanmak- tadır. Bizde sporun palazlanmağa o baş- ladığı yıllar, İstanbulun (Birinci Dünya Savaşından sonra işgale uğ- radığı karanlık devreye rastlar. İş- gal kuvvetlerine karşı milli heyeca- İngilizler, kansızlar, hattâ azınlıklarla yapılan maçlar o zaferle neticelendikçe, şehri bir şenlik o ha- vası kaplar, omağlübiyet ise ounul- maz kederlere yol açardı. Bizim ku- şak, bu maçların hatırasını havasıy- la beraber saklamaktadır. İş orada kalsaydı, iyiydi. Kalma- dı, devam etti ve Hitler Almanyası ile Mussolini İtalyasının ve benzerlerinin verdikleri davranış örneğinin de ek- lenmesiyle öyle bir hal aldı ki, gün geldi türklük şeref ve haysiyeti bir milli maçın akıbetine bağlanır oldu. Bunun neticeye iyi tesir etmediğini ve müsabakaları çığrından çıkardığını söylemeye lüzum yoktur İdareciyi ürkek ve kötü antrenör kılığına sokan bu anlayış ve bu anla- yışla yapılan neşriyattır. İlk büyük şampiyonayı kazanan güreşçilerimi- zin karşılanışları, ayni tarihte kaybe- dilen bir futbol maçı sebebiyle gaze- teleri kaplayan manşetler bu bakım- dan ibret vericidir. İsterse milli olsun, spor müsabaka- ları kazanılır da, kaybedilir de... Me- sele orada değildir. Mesele sporu, ona değerini veren manası içinde yapabil- mekte ve bilgisizlikler, beceriksizlik- ler yüzünden ele güne karşı küçük düşmemektedir. Vildan Aşır SAVAŞIR AKİS/36 5S P Karşılaşmalar Güreş gr karşı ilgi duyanların geçir- diğimiz haftadan bir şikâyetleri olmamak icabeder. Bir yandan mil- li ve mahalli ligler oynanır, Toto maçları artık iyice alıştığımız mu- zipliklerini tekrarlayarak zar üstü- ne kolon tertipleyenleri (o sevindirip Toto ulemasının hesaplarını altüst ederken, beri taraftan, içerde ve dı şarda yapılan milli maçlarda gençle- rimiz yüz güldüreni neticeler aldılar. Doğrusu istenirse dolgun, hareketli, hattâ tatmin edici bir hafta idi bu. Son zamanlarda büyük itibarın- dan çok şey kaybetmiş bulunan gü- reşimiz yeni bir imtihan devresine girerken ilk denemesini Macarların karşısında yaptı. Modern Türk gü- O R linemez. İlgililerin ve pehlivanların, son müsabakalarından sonra, fırtına takımların o hayallerini aksettiren dev aynalarını bir tarafa koymala- rı ve kendilerini tecrübenin bilinen aynalarında oseyretmeleri beklenir. Dost aynalar kusurları gösteren ay- nalardır. Futbol brısa yaptıkları geziden sonra utbol Milli Takımımız İsrail maçınırahat kazandı. 2 — O galibi- yet İtalya maçı için pek cesaret ve- rici olmasa bile gene de bir başarı- dır. Bu maçın -tıpkı Kıbrıs maçı gi- bi- Avrupa Milletler Kupasına oda- hil Türkiye - İtalya maçı için bir hazırlık maçı olduğu ilgililerce ileri sürüldü. Bu sebeple bizim idarecile- rimiz de İtalyan tek seçicisi ile be- Türk - Macar Greko - Romen güreş karşılaşması Eski camlar, ve eski bardaklar... resine ilk hocasını veren macarlar -Raul Peter idareci kadromuzu teş- kil eden zevatın da hocasıdır. Bu ba- kımdan tutumları izahını (o bul- maktadır-, eski şöhretlerine yaraşır bir kuvvet olmasalar bile, hele Gre- ko-Romen stilde gene de iddia sahi- bidirler. (o Asları canlı ve hareketli güreşler (o çıkarmışlardır. - Nitekim netice de öyle belirdi. Greko-Rome- ni kazandılar (2 — 0), iddiasız ol- dukları Serbestte de yenildiler (6-0). Sonu galibiyete varan müsabaka- lar, işleri değeriyle ölçmesini bilmi- yenleri oldu bitti (o yanıltagelmiştir. Başarı hasreti çeken güreşimizin ga- libiyete susamış sorumluları bu ne- ticeyi nasıl odeğerlendirmişlerdir, bi- raber oyunu ve oyuncuları ogördü- ler. Federasyon Heyetimiz ve Fabb- ri, takımlarını ve takımlarının tabi- yesini herhalde gördüklerinin ışığın- da tertipliyeceklerdir. Bir noktanın gözden kaçmamış olması temenniye şayandır: Milli Ta- kı k drosunda Avrupa Kulüpler Şampiyonası maçlarının üçüncü tu- runa ayak Galatasaraydan 9-10 oyuncu var. Bunlar, kendileri i- çin birinci derecede önemli olan bir turnuva maçı arefesinde tatlı canla- rım ne dereceye kadar riske sokmuş- lardır veya sokacaklardır? İnsanın kolay inanası Gelmiyor ama, bu inanmak isteme- diği şey gene de akla geliyor. gelmiyor.