İşportacılar Bir teklif ve ötesi Itanhamam grup, yanlarında İstanbul millet- vekilden birkaçı olduğu halde, geçenlerde Belediye Başkanı Kamu- ran Görgünü ziyaret ederek entere- san bir teklifte bulundular. (Kendi mağaza, dükkân veya yazıhaneleri- nin bulunduğu Marpuççular ve oSa- buncuhan ocaddeleriyle oSakaçeşme sokağını, masrafı kendilerine ait ol- mak üzere, asfalt yapmak istemek- teydiler. Kamuran Görgün bu teklif kar- tüccarlarından bir başka yere nakledilmesini talep et- tiler. Bunun üzarine Kamuran Görgün, az önceki memnuniyetinin tamamen aksi bir yüz ifadesiyle: — Yooo!.. Bakın, işte bu olmaz! İşportacıların bu semtten kaldırılma- sı başlıbaşına politik bir hadisedir. İki-üç sokağın tamiri pahasına, ben böyle bir hadise yaratmağa katiyen razı değilim" de Bu suretle hem caddelerin tamiri, hem de bu civardaki işportacıların kaldırılması işi bir başka bahara - kolay kolay gelmeyecek bir baha- ra- kalmış oldu. Müşteri bekleyen bir sergi Bul karayı al parayı sısında büyük bir heyecana kapıldı, âdeta gözleri yaşarara — Allah sizden razı olsun arka- daşlar. İnşallah siz bu işin oönderi olursunuz da, başka tüccarlarımız da sizi takip ederler" dedi ve ardından tunları ilâve etti: — Siz lüzumlu malzemeyi teinin edin, a size ameleyi parasız ve- receğim." Teklir, Belediye Başkanı tarafın- dan tereddütsüz kabul edilmişti. Za- ten kabul etmemek için ortada bir bölgelerini avrupai tarzda bir top- tancılar çarşısı haline getirmek is- tediklerini bildirdiler ve esasen ta- mir edilmesi için her üç caddeden kaldırılacak olan işportacıların artık AKİS/20 İşportacı — Sergici Sıltanhamam bölgesindeki işporta- cılar, oldum olası, bu civardaki esnafın sempatisini kazanamamışlar- dır. Bunda esnafın haksız olduğunu iddiaya da pek imkân yoktur. İşpor- tacı, elinde (oveya boynunda - asılı olan bir sepet veya kutu içinde az bir malı satmağa uğraşan ve daima gezerek bu satışı yapan kimseye de- nilir. Halbuki Eminönü ile Kapalı- çarşı arasındaki işportacılar seyyar olmaktan çıkmışlardır ve dükkânla- rın önlerini, duvarlarını, kapılarını işgal etmektedirler. Bunların ismi de değişmiş, "İşportacı" yerine "Ser- gici" denilmeğe başlanmıştır Bir dükkâncı, dükkânının önünü, geçici de olsa, işgal ederse Beledi- İŞ ALEMİ ye tarafından cezalandırılır. Ancak bir sergicinin dükkânlar önünde ser- gi kurmasına, hattâ dükkânın duvar- larına camekan asmasına cevaz var- dır. Zira Belediye bu gibi esnaftan İşgaliye ismi altında, metresine 30 kuruş gibi muazzam bir resim tahsil etmektedir! Sergicilerden her birinin civar hanlarda işyerleri, odaları vardır. Ak- şamları sergilere yayılan mallar -ar- tık ihtisas hâline geldiği için- gayet çabuk ve kolay toplanır, ardiyelere nakledilir. Sabahleyin de mağazalar açılmadan, sergiciler yine alıcıların emrine amade hâle gelirler. Sergiciler dükkân sahiplerinin satışlarına doğ- rudan doğruya tesir ettikleri gibi, a- sıl zararları Hazineye olmaktadır. Sergicilerin ticaretlerinin perakende ve ufak tefek satışlardan ibaret ol- duğu zannedilmektedir. Halbuki bir takım toptancılar, mallarını sergiler- de satmayı tercih ettikleri için ser- gicilerin ticaret hacimleri zannedil- diğinden çok geniş bir mahiyet ar- zetmektedir. Tüccarların mallarını sergilerde satmayı tercih etmeleriy- se, faturasız mal satabilmek imkâ- nından ileri gelmektedir. Bu suretle lan sergilerin (obolluğu düşünülecek olursa, faturasız mal satışlarıyla yapılan vergi kaçakçılığının azame- ti kendiliğinden meydana o çıkacak- tır. İşin sosyal yönü Sergilerin sosyal bakımdan meyda- na getirmekte oldukları zararları da unutmamak lâzımdır. tarda bulunduğu bu mıntıkaya Ana- doludan her gün birçok tüccar gel- diği gibi, Üniversiteyi, Kapalıçarşı yı veya Kazancıları ziyaret etmek isteyen turistlerden büyük bir kısmı da Mısır Çarşısından yukarı çıkmak- tadır. İşportacıların -resmi tabiriy- le sergicilerin- aşırı hareketleri, süs- le ve elle yaptıkları sarkıntılıklar yü- zünden, turistler buralara girdikle- rine gireceklerine pişman olmakta- dırlar. Hele kadınlar, kendilerini E- minönüne dar atmaktadırlar. Bil- hassa Cumartesi günleri öğleden son- ra han kapılarına kurulan içki sof- raları ve bu sofralarda sarhoş o an- ların attıkları nağralar, galiz küfür- ler ve çıkardıkları okavgalar ibretle seyredilecek manzaralardandır. Bütün bu anlatılanlara rağmen, Belediye Başkanı, sergicilerin kaldı- rılması lâfına bile tahammül edeme-