BİR ADAM TANITIYORUZ De Gaulle ir görünüşe göre, tarihin akışına istikamet veren toplumsal ka- nunlardır. Hiç bir ferdi, şahsi, tesa- düfi unsurun bu determinist telâkki Tabiatın meka- t sanların kontrolü dışında şekillenmekte, gerçekleşmek- tedir Di görüşün savunucuları, sadece kendisinin yapabileceği (obir şekilde Fransayı bir iç harbin eşiğinden çe- kip kurtaran De Gaulle örneğini izah etmek mecburiyetindedirler. Bir si- yasi çıkmazın çözümünün bu kadar kesinlikle obir tek sahsa bağlandığı hallerin sayısı pek fazla değildir. 1958 Mayısında, Cezayir meselesi dolayısıyla içine düştüğü buhrandan Fransayı kurtarabilirse sadece De Gaulle'ün kurtarabileceğinde aşağı yu- karı herkes hemfikirdi. Nitekim öyle oldu. Paristen uzakta Colombey - les - deux - Eglises'deki malikanesinde, iktidarı devralmaya hazır olduğu- nu bildiren beyanatlar veren General, gerçekten bir müddet sonra Başba- kan olarak işbaşına getirildi. Başbakan De Gaulle, Cezayirde ve Korsika- da isyan eden orduyu disiplin altına almak ve hükümeti meclis karşısın- da daha kuvvetli, daha iş yapabilir hale getirmek kararında idi. İkisini de gerçekleştirdi. General De Gaulle'ün bu müdahalesi vatanını müşkül durumdan kur- tarmak üzere yaptığı ilk müdahale değildir. İkinci Cihan Savaşı sırasında Fransanın işgali üzerine İngiltereye geçerek Hür Fransa Hükümetini ku- ran ve Mukavemet Hareketine orada devam eden gene De Gaulle olmuş- tur. O sırada kullandığı slogan şu idi: "Fransa bir muharebeyi kaybetmiş- tir, harbi kaybetmemiştir." De Gaulle, Mukavemet Hareketinin bir sem- bolü haline gelmişti. 1940 da Vichy hükümeti tarafından ölüme mahkum edildi. Savaş bittikten sonra 1944 de Parise döndü. Bir Tanrı gibi karşılandı. 500 bin askerin kumandanı idi. Cumhuriyeti yeniden teşkilâtlandırmak ve tekrar halka bırakmak üzere Cumhurbaşkanlığını adı. Bu devrede iktisa- di işlerle katiyen meşgul olmadı. Hükümetin durumunu kuvvetlendiren bir anayasa değişikliğini halkın reddetmesi üzerine, 1946 Ocağında kabinesini topladı ye şunları ilan etti: "Sizleri çeşitli partilerinizin kavgalarına ka- pılmış görüyorum. İşlerin bu şekilde yürümeyeceği kanaatindeyim. Bun- dan dolayı e EN ayrılıyorum. Bu teklifim üzerinde müzakere açıl- mayacaktır Oniki yıllık bir ayrılıktan sonra tekrar işbaşına geldiği zaman De Gaulle IV. Cumhuriyetin boşluklarını, aksayan noktalarını iyice tespit et- mişti. Hemen kendi vücut ölçülerine uygun olarak bir anayasa hazırlattı. Bu, V. Cumhuriyet Anayasasıydı. De Gaulle 246 çeşit peynirin bulunduğu bir ülkeyi idare etmenin güç- lüğünden dalma yakınır. Generaller hakkındaki fikrini de şöyle açıklar: "Budala bir generale tahammül etmek kolay değildir; fakat asal güç olan, akıllı bir generale dayanabilmektir." Churchill'den ise şöyle (bahseder: "Ben haklı olduğum zaman kızarım. Churchill haksız olduğu zaman kı- zar. Bu yüzden ikimiz de çoğunlukla kızgın durumdayızdır." Deniz BAYKAL AKİS/24 ler, bu Meclise 41 milletvekiliyle gi- receklerdir. Bu artışta ikinci turdan önce sol cephede gerçekleştirilen iş- birliğinin büyük rolü olmuştur. Aynı şekilde bu işbirliği sosyalist millet- vekillerinin de çoğalmasına yol aç- mıştır. Geçen devrede 42 milletveki- line sahip olan sosyalistler bu devre- de 67 milletvekili çıkarmışlardır. Bu seçimde zararlı çıkanlar, merkezde ve sağda yer alan partiler oldu. Ba- gımsız Cumhuriyetçiler ve Köylüler 120 milletvekilliğinden 50'ye düştü- ler. Halkçı Cumhuriyet Hareketi ise, 44 sandalyadan 38 sandalyaya indi. Eski Başbakanlardan Michel Debre, komünistlerin bir radikal (o sosyalist lehine adaylarını ikinci turda geri çekmeleri üzerine seçimi kaybetti. Bu seçimlerin ortaya çıkardığı ö- nemli bir gerçek var ki o da, eski devrin verimsiz parti mücadelelerin- den bıkan fransız halkının, De Gaul- le'ü, tuttuğu yolda tamamen destek- lemekte olduğudur. Bu seçimler, Fransadaki partiler sisteminde bir değişikliğin başladığı- nı da haber vermektedir. Çok partili sistemden bir kutuplaşmaya doğru geçişin işaretleri belirmiştir. UNR etrafındaki De Gaulle'cü cephenin karşısında, komünistlerle sosyalistler- den müteşekkil bir Sol Grup, daha mütecanis bir şekilde ortaya oçık- maktadır. Eğer bu gelişme Fransayı iki partili bir sisteme doğru götürür se, De Gaulle'ün bir anayasa tadili ile sağlamak istediği kuvvetli ve müsta- kar hükümet ihtiyacı da en iyi şe- kilde halledilmiş olacaktır. Hem o takdirde "De Gaulle'den sonra ne ola cak?" suali de öneminden çok şey kaybedecektir.