du: "Apaydın ile Gürak müzakerele- rin talikini istedilerse de, teklifin in- celenmesine karar verildi", A.P. içindeki bir zümrenin na- zarında, önemli olan af değildir. Ö- nemli olan Hükümeti devirmek ve ik- tidarı almaktır. Hesap şudur: Özarda- nın teklifi görüşülsün. Teklif kabul edilirse, Hükümet istifa edecektir. O zaman, Kayseriyi tek kalemde boşalt- mak için bir araya gelenler bir yeni koalisyonda e ve Hüküme- ti Kuracaklardır. Bu Hükümet İhtila- lin bütün mahküm ettiklerini çıkara- rak kolları sıvayacak, ondan sonra eski "güzel günler"i geri getirecek- tir. Yok, Özardanın teklifi reddedilir- se, o zaman liler ve C.K.M. P. liler de affi istemiyor duruma düşe- cekler ve eski Demokratların desteği- ni kaybedeceklerdir. Haftanın sonunda, ırkçı ekalliye- tin bu çocukça plânını bahis konusu e- den bir mutedil A. P. li "Birader, a- damlar hâlâ hayal içinde.. Başımıza Başgil işini açanlar da bunlardı. Hay- i, Özardanın teklifim kabul ettirdin. Hükümet de istifa etti. Peki, sen Kay- serinin kilitine, acaba elini sürebilir misin? O kilit, İsmet Paşadan gayrı herkesin elini, ateş gibi yakar. Adam, kapıyı açacağını söylüyor. Bırakalım açsın, yahu!" Bu konuda ve diğer bazı konular- da duruma konulan bu doğru teşhis- tir ki haftanın içinde A. P. Grubunda mutedillerin müfrit cereyanlar karşı- sında birleşmesini ve partinin Genel Merkezini de o tarafa çekmesini sağ- Kn bakılırsa, daha Meclis açıl- dığında bir takım ateşli intikam ve kin erbabının giriştiği teşebbüs- ler Meclis çalışmalarıyla alâkalı en- dişelerin temelsiz olmadığını ispat et- ti. A, P. ekseriyetinin bu temel üzeri- ne bina olmayı reddetmesidir ki vazi- yeti kurtardı. Yoksa, Yusuf Demir dağlarla M. Ali Aytaçlara kalsaydı, kıyamet hemen kopacaktı. A. P. nin ültraları, bir kaç tasa- rıyla Meclise geldiler ve e ait olduklan yerlere -Meclis ve rup Başkanlığı- verdiler. Tasarılar, 7 Ma- yısın karşısında olanları mesteddi. Bir tanesinde, Anayasanın değiştirilmesi ve Tabii Senatörlüklerin kaldırılma- sı isteniliyordu. Tabii Senatörlük mü- essesesinin sempatik olmadığı herke- r. Ama, hedefin o değil, İhtilâli Giliyat “sahasına sokmu , B. K. üyeleri olduğunu Tabii Sena- törlük müessesesine en ziyade kızan iyi niyet erbabı dahi kolaylıkla anla- dı ve ürperdi. 27 Mayıs sabahı apolet, leri sökülmüş olan bir "Menderes Ge- nerali" intikam alıyordu! AKİS, 10 EYLÜL 1962 Kulağa Küpe Aynaya bak! "Komiteci'er pek saf olu- yorlar, bazen. Anayasa Mah- emesine "başvurmaya karar vermiş. "İstiklâl Madalyası Hi- kâyesi" fiyaskoyla bitti ya.. Şansını bu sefer o yoldan dene- yecek. Efendim, buna iftira etmiş- ler. Şir a men Başka- MIŞ, O yavaş yavaş zehirlerip Silip demişler. Bu ihbar üzerine, alelusul ifade- sine müracaat edilmiş. "Ne der- sin ?"demişler. "Allah kerim" demiş, İfadesini irzllimmişilr, Bir daha ses çıkm. Ne sesi ik ki? İhti- lal böyle deli saçmalarına itibar etseydi, ortada adam Her halde, hakim takipsizlik ka - tan gk Dosya kaldırılıp ra- Jakon Şimdi bizimki celalli celal- li soruyor: "Bu ifürayı kim at- 1, sicik arsin Kim atacak ? Şüphesiz ba- yağının aşağısı bir mahlük. a, bu çeşit başka iftira- lar da atılmıştı bir zaman. Ha- Ke değilmi? Hem o za- tilal bahanesi de yoktu. İktidar, normal normal değişmişti. lk lie nor- maln du. Bir Bılağı Per kendisi de de- gil adam daha iyi üzülür diye bütün ailesi bir iftira kampan- yağın ateşi altındaydı. Oğlu gece S ir adamı ezip öldürdü diye . tutturulmuştu. Savcılıklar harekete geçmişti. Yeni iktidar büyüklerinin Hış- mından buna deli saçması deni- lip dosyanın rafa kaldırılması- na bile cesaret edilememişti de mahkemelere gidilmiş, en a çocukcağ ızın o gece sokakta b le olmadığı tesbit edilmişti. İftira, bu! rai bilen te- nezzül edermi? Sahi, o iftirayı atan kimdi? Bir ikinci tasarıda, Eminsu'ların Orduya dönmelerinin sağlanması der- piş ediliyordu. Kendi kalabalıklarının katıldığı bir takım mitinglerle kendi başları dönmüş olanlar, bu suretle Or- duya 27 Misyisın karşısında, halis süt- her şeyi eskiye irca gayretlerini destekleyecek yedi bin su YURTTA OLUP BİTENLER bayı sokup, "Silâhlı Kuvvetler Badi- resini tesirsiz hale getirmeyi plan- lıyorlardı. Bu çocukça plân da A. P. Grubu tarafından reddedildi. Bir de- fa, Eminsular için bir "Orduya Dö- nüş"ün imkansızlığı malümdu. Bunu, herkesten çok Eminsuların kendileri teslim ediyorlardı. Aralarında "Den ze düşen yılana sarılır" diyenler bir küçük zümreden ibaretti. Ama A.P. kendi etiketini böyle bir teşebbüse ya- pıştırdı mı, nelerin doğacağını çok A. P. li kolaylıkla gördü. Bir başka ültra grup, Tedbirler Kanununu hedef aldı. Bu kanun var- ken yapılan yayınlar ortadayken, Ka- nunun kalkması, doğrusu istenilirse A. P. lileri bile ürkütüyordu. Nitekim du yüzdendir iki haftanın ortasında, Genel İdare Kurulunun "A.P. ima yetkili ve tek selâhiyetli merci olarak bilinen A. P. Genel İdare Kuru- lu tebliği" başlığı altında yayınladı- ğı tebliğle birlikte bir toplantı yapan A.P. Meclis Grubunda A.P. milletve- killerinin kanun tekliflerini ve soru ö- nergelerini Grup İdare EM n ge- çirmeleri lüzumu kabul i. Genel İdare Kurulu tebliğinde . şahısla- rın hareket, teklif ve sözlerinin, ka- nun tasarılarının partiyi ilzam etme- yeceği belirtiliyordu A. P. kendisine taktik olarak şu- nu seçti: Meclis dışında her türlü tah- rik yapılacak, ama bunlar teşrii sa- haya intikal ettirilmeyecek! Bu, 1946 - 50 arasının D.P. taktiğini hatırla- yanları hafifçe güldürdü. Karşı tara- fin unuttuğu, 1962 yılını tamamlamak üzere olduğumuzdu. Memleketin me- seleleri değişmiş, davaları değişmiş, dertleri değişmiş, en önemlisi seviyesi ve siyasi tecrübesi değişmişti. Hükümet Son köprü Örük haftadan itibaren, bir aftalık bir fasıladan sonra Plan yeniden "Günün Konusu" olacaktır. Haftanın bittiği gün Devlet Plânlama Teşkilâtından gazetelere telefon edil- i ve Plânın beş cildinin birden verile- ceği bildirildi. Plan, önce Danışma Ku- rulunda görüşülecek, ondan sonra Meclise gelecektir. Plân, bütün e m ii de en ziyade A. ağını va yarattı. Plânı A en azılıları, bir defa burada karargâh kurmuşlardı. Bunlar, Plânı "Şeytan Arabası" sanıyorlar ve buna binme- mek için, bir yobaz inadıyla diretiyor- lardı. Buna mukabil, iki aylık Meclis tatili esnasında kongrelerinin ve ga- zetelerinin yaptıkları havanın A. P. ye zarardan çok fayda mı, yoksa fay- dadan çok zarar mı vermiş olduğu hu- 7