dir. Hakikaten tecrübeler de göster- mektedir ki çok sayıdan meydana ge- len bir Yargı Kurulunda üyelerin dik- katleri bütün iyi niyetlerine rağmen dağılmaktadır. Öne sürülen bu şekil kabul edildiği takdirde, aynı günde hem Genel Kurul, hem de Daire çalışmaları mümkün olabilecektir. — İctihat ayrılıklarını önleyi- ci bir takım tedbirlere de şiddetle ih- tiyaç hissedilmektedir. Bugünkü, bi- limsel usullerle bütün kararları fişe geçirecek ve alınan kararlara mahke- melerin derhal riayetini temin etmek üzere bir yayın kaleminin ihdası mut- laka gereklidir. Savcılar meselesi daleti ilgilendiren bu konuların ya- nında Ceza Adaletinde çok önemli bir yeri bulunan Savcıların temina- tı meselesi de son derece önemlidir. Nitekim bu teminat Anayasanın 137. maddesinde belirtilmiştir. Bu madde- ye uygun olarak savcıların yükselme ve disiplin cezası, mesleğe alınma ve meslekten çıkarılma işlemlerinin tıp- kı hakimlerde olduğu gibi oOYüksek Hakimler Kurulu statüsüne bağlan- ması gerekmektedir. Öte yandan gene Anayasa ve bu- na paralel olarak Yüksek Hakimler Kurulu Kanununun 66. maddesine gö- re Hakimlerin kaderi üzerinde yegâne hak sahibi Yüksek Hakimler Kuru- ludur. Bu durum muvacehesinde ha- kimlerin özlük işlerinde okararname usulüne lüzum yoktur. Seçkinin haftanın sonunda Adi! Yılın açılışı omünasebetiyle döktüğü bu dert yığını pek çok yü- rekte sevinç kıvılcımlarının parlama- sına sebep oldu. Adli mekanizmanın içinde yetişmiş, onun dertlerini ve bu dertlerin çarelerini yakinen bilen bir ağızdan hem de cesaretle davanın sa- OLUP BİTENLER YURTTA Yargıtay Başkanı Recai Seçkin konuşuyor Dost acı söyler vunulması bilhassa genç hukukçula- rı pek sevindirdi. Yüzlerini buruştu- ranlar Adalet Bakanlığının yüksek seviyedeki memurları oldu. Onlar, Ba- kanlığı bir kabe kabul ettikleri için her teşebbüs ve tavsiyenin kendilerin- den gelmesini bekliyorlardı. Nitekim, notlarını alırken mülahazathanelerine bir not düşürmekten kendilerini ala- madılar: Seçkin çizmeden yukarı çı- kıyor... Bakanlıktaki faaliyet dli mekanizmanın dertlerinin hal- linde en büyük rolü oynayacak o- lan adam şüphesiz 2. İnönü Kabine- sinin C. K. M. P. li Bakanı Prof. Abdülhak Kemal Yörüktür. Sahir oKurutluoğlundan Adalet Bakanlığını devralan Abdülhak Ke- mal Yörük işleri takım zecri tedbirlerle adli mekaniz- manın yaralarına parmak basmıştı. Nitekim Yörük Bakanlık koltuğuna oturduğunda hazırlanmış bir ehliyetli etraf ile, çalışmaya hazır bir takım ilmi komisyonlar buldu. Bunlar A- dalet cihazının en elverişli şekilde iş- lemesini temin edecek tadil teklifleri- ni hazırlamak için kurulmuş komis- yonlardır. Yeni Bakan tabiatı icabı pek yumuşak bir insan olduğundan komisyonların çalışmasına sadece tav- siyelerle katıldı. Zaten komisyonlar da vazifelerim pek ala biliyorlardı. Sahir Kurutluoğlu zamanından bir mühim mesele halledildiğinden yeni Bakanın başı pek ağrımadı. Hakim- lerin terfileriyle ilgili ameliye (o Ku- rutluoğlu tarafından halledilmişti. Yö- rük, ilk olarak, Kurutluoğlunun el at- tığı bir mühim meseleyle ilgilendi Ceza Kanunundaki faşist hükümlerin süratle kaldırılması için çalışan ko- hata muhtaçtı. Bu konunun islahı için hemen direktif verdi. Avukatlık kanu nunun ıslahı için çalışmalara hız ver- dirdi. İlk ağızda da İcra ve İ Kanunundaki tadil teklifini Meclisin tensip ve tasvibine sundu. Yeni Adalet Bakanının bilhassa eski mesleği avukatlık kanununda yapmak istediği pek çok yeninle mev- cuttur. Yörük Avukatlık Kanununun yeni baştan elden geçirilmesini ve bu