Tİ Y A Ankara Konservatuara hücum! Bam haftanın başlarında iki üz on altı genç, yurdun dört bu- cağından Ankaraya akın ettiler. Ço- ğu babaları, anneleri veya akraba- larıyla başkente gelmişlerdi. . Amaç- ları Devlet Konservatuarı Tiyatro Tr kabul sınavlarına girmek. İçlerinde İstanbul sahnelerinin ve an tanınmış soyadlarını yanlar da vardı. Bu iki yüs onaltı genç, Tiyatro Bölümüne kabul edil- mek için birbirleriyle yarışacaklar- dı. Konservatuarın Tiyatro Bölümü- ne alınacak öğrenci sayısı ise sâde- ce sekizdi! Böyle olunca, tabii, telefonlar iş- ledi. Sınav kurulunda görevli kişilere ziyaretler yapıldı. Olağanüstü isti- datlardan, önüne geçilmez hevesler- den sözedildi. Bunların gerçeğe ne derece uygun olduğu ise ancak, sa- bahtan akşamın geç saatlerine kadar tam iki gün süren, sınavlarda belli oldu. Aslına bakılırsa, Tiyatro Bolümü- ne gösterilen bu geniş ilgi memnun- lukla karşılanmalıdır. Bu, artık tiyat- roculuğun, oyunculuğun yurdumuzda şerefli ve güvenilir bir meslek haline gelmiş olduğunu gösterir. Ama üzer irinde durulması gereken nokta, bu iki yüz on altı adaydan kaçının ger- çekten oyuncu olmak kabiliyetine sahibolduğudur. Alınan sonuçlara gö- re ancak, on, oniki genç. Demek olu- yor ki Tiyatro Bölümüne ayrılan kon- tenjanın, ancak küçük bir nisbet i- çinde üstüne çıkılabilmiştir. O d belki, başka bölümlerin kontenjanın- daki açıklardan faydalanılarak... Bu sonuç, iki yüz on altı kişiden memek ve bir takım soruların cevabı- nı araştırmamak elden gelmez: Mü- zik, Şan, Tiyatro ve Bale alanlarında yurdumuzda gerçekleştirilen ( ilerle- meler elle tutulur bir hale geldiği halde bütün bu dallarda sanatçı ye- tiştirmekle görevli olan Devlet Kon- servatuarının öğrenci kontenjanı ne- den artırılmaz? Devlet sahnelerinin, özel tiyatroların sayısı omevsimden mevsime artarken, bu sahnelerin Kon- servatuardan yetişme kültürlü sa- 32 TR O natçı ihtiyacı neden düşünülmez? Bu ihtiyacı daha iyi karşılamak için İs- tanbulda tam teşkilâtlı bir (Devlet Konservatuarının oOkurulmasına ne- den girişilmez? Lise, hatta Üniversi- te bitirmiş gençler sahne sanatlarına atılmak isterken ve Devlet Lise me- zunlarına bile yedek subaylık hakkı- nı artık tanımazken, Devlet Kon- servatuarının kapıları neden hâla Orta okulu güç halle bitirebilmiş ço- cuklara açık tutulur? Tiyatro öğren- cilerinin yatılı olmalarına hiç lüzum yokken, öğrenci sayısını dar ölçüler içinde tutan bu yatılılık sisteminden ve Konservatuara yüklediği maddi, manevi külfetlerden kurtulmak yolu- na neden hâlâ gidilmez? Bu soruları daha da uzatmak mümkündür. Ama bu kadarının bile cevabı bulunsa, büyük bir gelişme ha- lindeki Türk sahnelerine (o kaynaklık eden, etmesi gereken Konservatua- rın halledilmesi beklenen ana dâva- ları kendiliğinden ortaya çıkmış ola- caktır. Yeni mevsim hazırlıkları A pad yeni mevsim hazırlık- ları, daha çok Devlet Tiyatrosu sahnelerinde kendini duyurmaktadır. 1 Eylülden itibaren bu hazırlıklara geçmiş olan Devlet sahnelerinde bü- tün mekanizma, tam kadro ile yeni- den işlemeğe başlamıştır. Bu çalışmaları, önce, Opera ve Tiyatro bölümü olarak ikiye ayırmak gerekir. Opera bölümü, bu mevsimi yeni bir yönetim sistemi içinde ça- lışacaktır. Nevit Kodallı - Atatürk Oratoryosu ve "Van Gogh" Operası Rüzgârlı Matbaa KİTAP MECMUA GAZETE VE HER TÜRLÜ BASKI VE DİZGİ İŞLERİ İÇİN EMRİNİZE AMADEDİR. AKİS — 491 bestecisi -Genel Müdüre Opera bölü- münün sanat ve idare işlerinde yar- dımcı olmakla görevlendirilmiştir. Bu mevsimin çalışma programı, sahneye konulacak yeni eserler, her ne kadar geçen" mevsim sonunda Genel Müdür- le Operanın genel müzik direktörü Ottavio de Rosa tarafından düzenlen- mişse de, geçen yıllara nisbetle çok zengin olan bu programın uygulan- masında ve en iyi şekilde gerçekleş- tirilmesinde Kodallıya da çok iş dü- şecektir. Opera Bölümünün 1962 - 63 mev- simi programı gerçekten zengindir. Eskiden çıkmış operalardan, yeniden sahneye konulacaklar G. Verdi'nin "İl Trovatore" "La Traviata" ve "Rigoletto" operalarıyla (Sabahattin Kalenderin geçen mevsim pek az oy- nanmış olan "Nasrettin Hoca"sıdır. Yeniden repertuara alınmış ve sah- neye konulması kararlaştırılmış (o o- peraları ise şunlardır: G. Puccini'den "Gianni Schicchi" ile "Suor Angeli- ca", A. Boito'dan "Mefistofele", G. B. Pergolesi'den "La Serva Padrona”", Ferrari'den "Tl Segreti di Susan- , G. Paisiello'dan "Sevil Berberi" , 1 Janacek'ten "Jenuffa", den "Norma", U. "Andrea Chenier", "Amalia al Ballo", "Eugene Onegin". Tchaikovsky' den Demek oluyor ki Opera bölümü, bu mevsim, dört operayı tekrarlıya- cak, on bir yeni operayı da sahneye koyup oynamıya çalışacaktır. Bu sa- yıda yeni opera, bir mevsim içinde, şimdiye kadar sahnemize çıkarılama- mış olduğuna göre, program olduğu gibi gerçekleştirilebilirse, opera bö- lümü gerçek bir rekora ulaşmış ola- caktır. Bu programın uygulanabilme- si için Genel Müdür bazı tedbirler al- maktan ve ünlü bazı opera rejisörle- rini misafir sanatçı olarak getirtmek- ten geri kalmamıştır. Bunlardan bi- ri Avusturya ve Alman sahnelerinin seçkin sahneye koyucularından, Viya- na Devlet Tiyatrosunun -Burgtheater' in eski genel müdürü Adolf Rott'dur. Burgtheater'den ayrıldıktan sonra Bergenz Festivalinde ve Amerikada dikkate değer rejiler yapmış ve bü- yük başarılar kazanmış olan A. Rott, Ankarada repertuara alınmış eser- lerden birini sahneye koyacaktır. Ö- bürü de tanınmış İtalyan Opera reji- sörü Aldo Mirabella Vassallo'dur ve bu günlerde Ankaraya gelerek, ilk temelli 4 Ekimde verilecek "Il Tro- natçı olarak, vazife alacaktır. Böylece Opera bölümü, yeni mevsime, bir İtalyan rejisörünün sahneye koydu- AKİS, 10 EYLÜL 1962