Cilt: XXV; Sayı: 428 YURTTA Millet Üstadın çömezleri B memlekette vaktiyle bir adam yaşadı. Lügatler, "demagog" keli- mesinin karşısına bir şey yazmayıp ta onun resmini bassalar kafi gelir. Adam bir partinin başına geçti, bir iktidarın başına geçti. İdare ettiği millet hakkındaki hükmü şuydu: "O- dunu aday göstersem, bu millet onu seçer!" Pek çok odunu da aday gös- terdi ve seçtirdi. O odunlarla aklın ve ilmin, basiretin ve bilginin (kabul etmeyeceği işlere girişince akıllılar ve ilim adamları, basiretliler ve bilginler itiraz seslerini yükselttiler. Adam kendi Meclis Grubunu topladı ve tari- he ve şu sözleri söyledi: kaç mütehassıs lan, sınıyor, Siz burada, millet iradesi- ni temsil eden dörtyüz kişisiniz. O bir kaç kişi mi daha iyi bilecek, yoksa sizin dörtyüz kişilik muhterem heye- tiniz mi ? Elbette ki sizler iyi bilecek- siniz!" Odunlar ve ötekiler, ayağa fırla- yıp alkış tuttular Hikayenin sonu, bir acı ve hazin akibettir. Şimdi, o adamın çömezleri memle- ketin uzun vadeli mukadderatıyla il- gili bir hayati konuda aynı demago- Jiyle kendi Gruplarını ve Mecliste ken- dilerine kanacak başkalarım bağlama gayretindedirler. Efendim, koca Mec- lis Kalkınma Plânını nasıl olur da di- dik lik etmez, arzuladığı tâdilleri yapmaz, her bir tarafına dokunmaz, blok halinde kabul eder? "Bir Tinber- e ile çırakları mı daha iyi bilecek- , yoksa muhterem heyet-i aliye- giz mi? Elbette ki muhterem heyet-i aliyeniz!" O halde, gelsin makas ve tabii m EEE politikacı elle , bir planın ne hale ge- tirilebileceğini anlamak için öyle üs- tün bir zekâya ihtiyaç yoktur. Ama, öyle üstün bir zekâya ihti- yaç göstermeyen başka bir şey daha vardır: Suyun altındaki oyun. Mecli- sin aslanlarını plânın üzerine sal- dırtmakla a Eye pe bei şa çevirmek, tatbikini önlem: leket içinde tarifsiz. nklığa Sol 4 AKİS HAFTALIK AKTUALİTE MECMUASI OLUP Prof. Tinbergen Odun değil ki... açmak ve Hükümeti devirmektir. Hü- kümet ke altında m kala- cağını hiç düşünmeden öteki demagoji A ulağinda ein ala- bildiğine sallanması gibi.. Bu yüzdendir ki içinde bulundu- gumuz hafta, sıra Plâna gelmeden, Plân Görüşmelerinin çerçevesini teş- kil edecek tasarı umumi efkârın na- zarında birinci derecede oönemlidir. Meclis, bazı konuları "muhterem he- yet-i aliye"nin değil de mütehassısla- rın daha iyi bildiğini, bir plânın dai- ma bir bütün teşkil ettiğini ve zinci- rin halkalarıyla oynandı mı o zinci- rin ortadan kayboluvereceğini kabul edecek midir, etmeyecek midir? Akıl ve basiret, basit his tahriklerine ga- lip gelecek midir, gelmeyecek midir ? Şimdi mesele, bu suallerin cevabını almaktadır. Plânların demokratik dü- zenler içinde Parlamentolarda nasıl ve hangi ölçülerle müzakere konusu yapıldığı hatırlanacak olursa Mecli- sin dört partisine mensup dört mil- letvekilinin hazırladığı tasarı, metin itibariyle tadile de uğrasa, ruh ve mana itibariyle ekseriyeti "etrafında toplamakta güçlük çekmeyecektir. 10 EYLÜL 1962 BİTENLER u, Eylül ayının parlamenter sis- tem il hazırladığı imtihanların ilki- dir. T.B.M.M. Sükünet! Fırtınadan önceki mi? Mein açılmasıyla iç politikadaki istikrar havasının hemen bozula- cağından endişe edenler, geride ka- lan haftayı huzursuz geçirdiler. Ama korkulan başa gelmedi. Hatta tam aksine, A. P. içinde bir "aklı başa devşirmek" temayülü kuvvet kazanın- ca "Parti Organı"ndan ziyade "Zümre Organı" halindeki gazetelerin havası muallakta kaldı. Meclisin ilk haftası içinde A. P. hiç de Zaferlerin, Yeni İstanbulların, Tasvirlerin partisi ola- rak görünmedi. Hırslı Don Kişotlar onların sütununda kaldı, kürsülerde ve sıralarda daha aklı başında tem- silciler belirdiler. Böyle bir hâdise, haftanın son ya- rısında bir gün Mecliste cereyan et- ti. Konuşan hatip tıknaz, saçları ha- fif dökülmüş, al al yanaklı, hareketle- rinden bir meydan hatibi olduğunu bel li eden tipti. Konuşurken güçlük çek- miyor, cümleleri tamamlamayı be- ceriyor, fazla teklemiyordu, oOAma halinde bir tereddüd, bir çekinme, sözünü söylerken birden başka şey- ler söyleyecekmiş havası vardı. Ha- ip: "— Önergemin belirttiği husus yerine m Biraz evvel ko- nuşan Komisyon sözcüsü arkadaşı- mın da söylediği gibi, teklif günde- me alınmış ve üzerinde ilk usuli mü- zakere bugün yapılmıştır. Böylece ö- nergemin istediği yerine getirilmiş olmaktadır. Önergemi Başkanlık Di- vanının takdirine bırakıyorum" de- di. Hatibin kürsüyü terketmesiyle Meclis Genel Kurulunu evvela derin bir sessizlik kapladı. Milletvekilleri önergesinin istikbalini Başkanlık Di- vanına bırakması ne dereceye kadar doğruydu, kestiremediler. İç tüzüğün müzakerelerin cereyanı hakkındaki maddelerini (kafalarından o şöylece bir geçirdiler. Bu sırada Başkan da şaşkınlığa gelmiş ve hatibin ken- AKİS, 10 EYLÜL 1962