F E Roketler Hevesli gençlik fer Bayramı günü Bandırma çev- relerinde, büyümeğe yüz tutan bir fundalık yangını oldu. her yaz tarla açmak amacıyla ormanları, fun- dalıkları tutuşturan köylülerin çıkar- dığı bir yangın değildi, bu sefer aydın gençler yangına sebep Oo olmuşlar- Aslında, olayın hikâyesi hayli es- kilere kadar uzanmaktadır. Uç yıl önce Bandırman gençlerden bir grup, yaz tatilinde ne yapacaklarını karar- laştırırken içlerinden, adaki ge- lişmeleri dikkatle izlediği anlaşılan, biri günün konusu roket denemelerini ele almayı teklif etti. Gerçekten tek- nikte ileri gitmiş birçok ülkelerde fen konularına meraklı aydın kişiler bir araya gelerek aralarında roketçilikle uğraşmak üzere dernekler kuruyor, a- raştırmalar, denemeler yapıyor, hat- ta hükümetin bu yoldaki çalışmala- rına ilgi göstererek güçleri kadar yardımcı bile oluyorlardı. İşte bu bakımdan Bandırmak genç- lerin teşebbüsü, feza yarışındaki son başarıların yanında bir defter taşısın taşımasın, takdirle karşılanacak bir teşebbüstür. Fezaya ilk Sputnikin a- tıldığı 1957 yılından bu yana Türk bilim adamlarının bu konudaki çalış- maları teorik veya pratik alanda hiç- bir önem taşımamaktadır. Sputnik- lerin, Öncülerin, Kâşiflerin birer san- sasyon konusu olduğu 1958 yılında İstanbul Teknik Üniversitesine (bu konuda çok büyük görevler, sorum- luluklar düşmekte, araştırmalar yap- mak, Bandırmada olduğu gribi yur- dun her köşesinde binlercesi çıkabi- lecek kabiliyetli ve hevesli (gençlere önderlik' etmek gerekmekte, memle- ketin aydın çevrelerinde böyle bir ih- tiyaç kendisini hissettirmek- teyken İ.T.Ü. tam bir kış uykusuna yatmış durumdadır. ırf şahsi teşebbüslerle gerçekleş- mer çalışılan bir feza araştırma- yönde kurulmuş olmayışından bir tür- lü ortaya çıkamamıştır. Diğer o ta- raftan Amerikan Roketcilik dernekle- rinden, bilhassa NATO'ya bağlı feza araştırmaları teşkilâtı o AGARD'dan Necdet Eraslan tarafından yürütülen N çalışmalar da bugüne kadar elle tu- tulur hiçbir sonuç sağlamamıştır. Za- ten sayesi teorik olmaktan Çok pra- tik faydalar sağlamak olan böyle bir konuda gayeye varmak için elle tutu- lur amaçlar tesbit ederek bu belirli gayelere doğru ilerlemeyi de prog- ramlaştırmadıkça herhangi müsbet bir netice beklemek yersizdir. Olayların tarihçesi GG“ anlamında Roketçilik çalış- malarının tarihi Amerikada God- dard'a, Almanyada Oberth'e ve Rus- yada da Ziolkovskiye kadar uzanmak- tadır. Bunların içinde, tam bir ama- tör fen adamı edasıyla, çok verimli çalışmalar yapan Robert Hutchings Goddard'ın bu gayretlerinin bizim Bandırman gençlere ışık tuttuğu söy- lenebilir. Gerçekten bu adam, şuur- lu bir şekilde ve mükemmel bir denge içinde tasarladığı, hesapladığı şeyle- rin tatbikatta ne derece gerçekleşti- rilebileceğini inceleyerek çalışmış, ne- ticede o zamana göre Çok parlak ba- şarılar elde etmiştir. Goddard çalışmalarına donanma- nın işaretleşme aracı olarak kullana- cağı havai fişekleri geliştirmek gaye- siyle başlamışsa da, sonradan, roket- lerin meteoroloji alanında büyük rol- ler oynayabileceklerini görünce çalış- malarım "yüksek irtifalara (erişme metodlarını araştırmağa" yöneltmiş- tir. İyi bir tesadüfle Smithsonian finansmanını da sağlayan Goddard, 1916 da denemelerine başladı. Çalış- maların ilk müsbet sonuçları 1926'da alındı. Başlangıçta, roketlerde yakıt olarak toz halindeki barut kullanılı- yordu Bu yakıt -ki "katı yakıt" de- nilmektedir- roketin atılmasından iti- baren tamamen yanıp bitinceye ka- durdurulması kabil olmuyordu. Goddard daha güvenilir ve kontrol edilebilir bir roket motoru meydana getirmek üzere çalışmalara başladı. Sıvı haldeki oksitleyici yakıtı eden iki ayrı tanktan, bu tankların i- çersine tesir eden basınçlı asal ga- zin tesiriyle, bir yanma hücresine püskürtülen maddelerin yanması Sso- nucu meydana gelen yüksek basınçlı yanma ürünlerinin hasıl ettikleri tep- ki gücüyle çalışan bir motor imaline muvaffak oldu. Goddard'ın bu motö- rü 1926 yılının 16 Mart günü Massac- husets eyaletinin Auburn dolayların- da denendi. Deneme başarılı sayıla- bilirdi. Roket yerden sadece 60 metre yükselmiş, azami hızı ise saatte 100 kilometreyi bulabilmişti!. san taşıyan birkaç tonluk feza araç- larım dünyanın çevresinde saatte on- binlerce kilometrelik hızla döndürebi- len dev roketlerin, ilhamını Goddar- d'ın bu masum denemesinden aldığı- nı da asla unutmamak gerektir. Yardıma muhtaç teşebbüsler Berna £ gençlerin 30 Ağustos gü- nü yaptıkları ilk denemede attık- ları katı yakıtlı roket 920 metre yük' sekliğe çıktıktan sonra, yakıtın bit- mesini müteakip açılmak ve düşme hızını azaltmak üzere tertiplenmiş o- lan paraşüt daha atılış anında açıl- dığı için gövde hızını kaybetmeksi- zin kızgın halde yere düşmüştür. İşte bahsettiğimiz fundalık yangını da kız- gın hâldeki gövdenin fundalıklar ü- zerine düşmesi yüzünden çıkmıştır. Bu gibi aksiliklerin, işe milyarlar ya- tıran Amerikan Feza ve Havacılık i- daresinin denemelerinde bile olduğu, hattâ bu yüzden milyonlarca doların bir anda heba edildiği düşünülürse, e İn saymamağa imkân gö- rülem m ikinci denemelerini iki gün sonra, 2 Eylül pazar sabahı yaptılar. Bu denemede de 5 kilo ağırlığında ve 1 metre boyunda bir roket fırlatıldı. Yalnız, hava bulutlu olduğu için en alçak bulutun seviyesi olan 850 met- reden sonra roketin nekadar yükse- ge çıktığı tesbit edilemedi. Diğer hu- suslarda deneme tam bir başarıyla Burada bir noktayı vesli ve kabiliyetli gençlere bulunan memleketimizde hâlâ bu ça- lışmaların niçin organize edilmediğini, hevesli, fakat teknik desteğe, bilhas- sa mali yardıma muhtaç bu gibi topluluklara devletin elini neden u- zatmadığını her vatansever aydın kendi kendine sormaktadır.