nın sevinciyle uçuyordu. ma biraz sonra birahaneye dön- düğünde, üç kuşun uçmuş olduğunu gördü. Kahr, Lossow ve Seisser bir yolunu bulup kaybolmuşlardı. Orta- da sadece, şaşkın ihityar general var- dı. Komedinin sonu şarda da durum, bundan iyi değil- di. Roehm'ün komutasında bir S A. birliği Savunma Bakanlığının bir kısmını işgal etmişti. Ama, o kadar. Hiç bir stratejik nokta tutulmamış, hatta telgrafhane bile ele geçirilme- mişti. Nitekim oradan ayaklanma Berlinde bulunan General von Seeckt' e bildirildi, o da mahalli kuvvetlere bunu derhal bastırmalarını emretti. Münihteki Ordu birlikleri içinde az sayıda genç subay ve bazı kıta- lar Hitlere ve Roehm'e, onların fi- kirlerine sempati besliyorlardı. ji havasına kendilerini kaptır- . Ama daha yüksek rütbede subaylar, başlarında General (o von Danner, Berlin Hükümetine sadık kal- dılar. Bu sırada Lossow da Danner'e iltihak etmiş. Kahr bir beyanname ya- yınlayarak Hitlerin teşebbüsünü tak- bih etmiş, kendilerinin silah tehdidi altında söyledikleri sözlerden hiç bi- rinin kıymeti bulunmadığını bildir- miş, Nasyonal Sosyalist Alman İşçi Partisinin ve bütün silâhlı teşekkül- lerin feshedilmiş olduğunu ilan etmiş- ti. Hitlerin ve Ludendorff'un ayakla- rı kısa zamanda suya erdi. Bitler bir iç harp değil, bir darbe plânlamıştı. Kan dökmek niyetinde değildi. Ordu- ya karsı bir savaş istemiyordu. Darbe- sini, aklı sıra, Ludendorffun da is- minden faydalanarak Orduyla birlik- te yapacaktı. Yani bu, bir Ordu Hare- keti olacaktı. Ordunun büyük ekseri- yeti aleyhte vaziyet alınca, teşebbü- sün yi tutar tarafı kalmadı. una rağmen Ludendorff, genç iilene bir son deneme tavsiyesin- e bulundu. Alman askerleri ve çoğu eski asker olan polis kendisine, Har- bin bu Büyük Kahramanına ateş et- meye cesaret edemeyeceklerdi. Hitler ve Ludendorff, taraftarlarıyla birlik- te ertesi sabah şehrin merkezine yü- rüyeceklerdi. Şehri, prestijleriyle ele geçireceklerdi! Hitlerin aklı, planına yattı. Dökülen ilk kan Esi sabah, Alman e NM ilanının yıldönümü olan 9 Kasım sabahı Hitler, Ludendorff, S. A. ların komutanı Goering, Rosenberg, Graf ve daha yarım düzine kadar nazi li- deri üç bin kişilik bir S. A. grubunun AKİS, 3 EYLÜL 1962 ihtiyar generalin başında yürüyüşe geçtiler. Bir gece evvel Hess ve arkadaşları bir kaç Bav- yera Hükümeti Bakanını esir etmişler- di. Onlar da rehine olarak kafilenin arkasından getiriliyorlardı. Bir köprünün başında naziler, si- lâhlı bir polis kıtasıyla karşılaştılar. Polislerin başı kafileye dağılma em- ri verdi. Yoksa, ateş açtıracaktı. Go- ering ileri fırladı, polislere ateş ettik- leri takdirde kafilenin gerisindeki re- hineleri derhal kurşuna dizdireceğini bildirdi. Bu da bir başka blöftü. Polis- ler, yolu açtılar. İlk yoldaşlardan Goebels Beraber öldüler Kafilenin hedefi, Roehm'ün işgal etmiş olduğu Savunma Bakanlığıydı. Roehm Bakanlığı işgal etmişti ama, Ordu birlikleri de kendisini kuşatıver- mişlerdi. Şimdi ne biri içeri girebili- yor, ne öteki dışarı çıkabiliyordu. He- nüz, hiç bir ateş teati edilmemişti. Kafile Savunma Bakanlığına yak- laştığında, stratejik bir yol ağzında yüz kadar silâhlı polisle karşılaştı. Polisler geçiti kapamışlardı. Naziler, kendilerini lâfla yolu açmağa ikna- TARİH ya çalıştılar. muhafızı Graf: — Ateş etmeyin! Ekselans Lu- dendorff geliyor!” diye haykırdı. Hitler ilave etti: — Teslim olun! Teslim olun!" Fakat polisin böyle bir niyeti yok- tu. Ludendorff ismi de, üzerlerinde hiç bir tesir binıkmamı a, Geçiti aç- madılar. O zaman iki taraf arasında ateş teati edildi. İlk ateş eden kim oldu, meçhuldür. Bilinen, bir dakika süren bu çarpışma sonunda onaltı na- e üç polisin öldüğü, bir sürünün yaralandığıdır. Yaralananlar arasında Goering de vardı. Ateş açılır açılmaz, Hitler arkadaşlarını bırakarak taba- na kuvvet kaçtı. Buna mukabil Lu- dendorffun davranışı göz yaşartıcı oldu. İhtiyar asker, naziler kendileri- ni yere atar veya sıvışırlarken, arka- sında yaveri Binbaşı Streck, dimdik yürümekte devam etti. Kurşunlara al- dırmıyordu bile.. Ama arkasından tek bir nazi gelmedi. Ludendorffu hemen orada tevkif ettiler. Goering'in yara- larını bir yahudi sardı ve karısı, ken- disimi Avusturyaya kaçırdı. e Goering Innsbnick'ta bir hastahaneye yattı. nazi elebaşılar yakalanmışlar ve hap- sedilmişlerdi. Darbe fiyaskoyla neticelenmişti. Parti feshedildi. Nasyonal Sosyalizm iflas etmişe benziyordu. Cakalı mahküm Ba rağmen, Hitler ümidini kes- medi. Muhakemesinin, kendisine Bavyeranın, hatta Almanyanın öte- sinde bir şöhret sağlayacağını hesap- ladı. Gazeteler resimlerini koyacak- lar, isminden bahsedecekler, Cumhu- riyetin karşısındaki iki uç kendisini ahraman yapıp propaganda €- decekti. Bütün Cumhuriyet düş- manları duruşması vesilesiyle gü- rültü koparacaklardı. Mesele, bunun montajını iyi yapak, mahkemede par- lak nutuklar çekmek, tam bir aktör gibi davranmaktı. O konuda kabiliyet- lerin en müthişine sahip olan müstak- bel alman diktatörü imtihandan tam Hitler hezimetini zafer haline getir- meye muvaffak oldu. Hitler daha işin başında, kendi- sinden evvel ge suçundan yargılanmış sesi" tanıklarının yaptıkları gibi "Bil-