TARİH şüphe düştü. Ya Kahr ve Lossow cü- Ke kaybetmişlerdi, ya da Bav- erayı Almanyadan ayırıp bağımsız bir devlet haline getirmeye çalışıyor- lardı. Halbuki Hitler, bütün Alman- yaya hakim olmayı kuruyordu. O za- man, adeta delice bir başka plân yap- tı. Üç idareciyi kaçıracak ve onlar a- dına hareket edecekti! 4 Kasımdaki bir gösteri, bunun fırsatını yarattı. 4 Mayıs, Almanyanın Anma Gü- nüydü. O gün, askeri bir geçit resmi yapılacaktı. Şeref tribününde Kahr, Lossow ve Seisser beraber bulunacak- lardı. S A. lardan bir grup, geçit res- mi için hazırlanan kıtaların gelmesin- den önce kamyonlarla tören mahalline gönderilecek, oradaki dar sokakları tutacaklar, üç idareciyi esir alacak- lardı. Bunun üzerine Hitler, elinde bir tabancayla ortaya fırlayacak, İhtilali İlan edecek, sonra da hep beraber Ber- line yürünecekti. Ancak tören günü, üç idarecinin bütün güvenlik tedbirlerini almış ol- dukları görülünce, darbe tehir edildi. gerbraukeller'de bir toplantının tertip- lendiğini okudu. Toplantıda Kahr ko- nuşacak ve General von Lossow ile Al- bay von Seisser ile diğer idareciler bu- lunacaklardı. Hitler o vesileyle Kahr' ın Bavyeranın bağımsızlığını ilan et- mesinden endişe etti. Darbeyi gecik- meden indirmek lâzımdı. 8 Kasım 1923 akşamı, Alman- yanın müstakbel diktatörü ancak o- adı altında meşhur olan teşebbüsüne girişti. Baskın komedisi K ahr konuşmaya başlayalı yarım saat olmuştu ki S. A.'lar Buer- gerbraukeller'i sardılar ve Hitler, ya- nında yakın arkadaşlarıyla içeri dal- dı. Birahanede üç bin kişilik bir ka- labalık mermer masalara oturmuşlar, Bavyera usulü bir yandan biraları- nı içiyorlar, bir yandan hatibi dinli- yorlardı. Arkadaşları kapıya bir ma- kineli tüfek yerleştirmeye çalışırlar- ken Hitler masalardan birinin üstüne fırladı, heyecan yaratmak için taban- casını çekip havaya bir el ateş etti. Herkes ne oluyor diye o tarafa dön- dü, Kahr konuşmasını kesti. Hitler, yanındaki Hess ve muhafızı eski gü- reşçi Grafın yardımıyla kürsüye iler- ledi. Bir polis yolunu kesmek istedi, Hitler onu tabancasıyla tehdit etti. Kürsüye geçti ve "Milli İhtilal baş- lamıştır!" diye haykırdı. Sonra, de- vam etti: 22 — Birahane, dişine kadar silâhlı altıyüz adam tarafından sarılmıştır. Burayı, benim iznim olmadan hiç kim- se terkedemez. Sükünet derhal iade edilmediği takdirde makineli tüfek Balonu tarayacaktır. Bavyera ve Al- manya Hükümetleri devrilmiş, geçi- ci bir Milli Hükümet kurulmuştur. Ordu ve polis EE işgal e- dilmiştir. Şu a u birlikler, ga- malı haçlı bayrak. il şehre yü- rümektedirler Bu, blöfün ta kendisiydi. Ama, karışıklık içinde kimse ne düşüneceği- ni bilmiyordu. Hitler tabancasıyla Kahr. Lossow ve Seisser'e kendisiyle birlikte yandaki odaya geçmeleri em- rini verdi. Dört adam küçük odaya kapan- dıktan sonra, salonda akıllar kısmen başa geldi. Ne oluyordu? Bu soytarı- lar da nereden çıkmışlardı ? Dinleyici- zi biri polislere "Ne duruyorsu- ? Ateş etsenize.. Ne korkuyorsu- madılar. Onun üzerine Hitler tabanca- sının namlusunu onlara doğrulttu: — Bakın" dedi, "bunun içinde dört kurşun var. Üçü sizin, biri be- ahr, beklenilmeyen bir cesarei- le mukabele etti: "— Herr Hitler beni de, kendini- zi de öldürebilirsiniz. Hiç umurum- da değil.." Tabanca tehdidine rağmen üç ah- bap yola gelmeyince, Hitler dışarı fırladı. Bir blöf hareketine daha gi- rişecekti. Birahanedeki kalabalığa, i- çerdeki odada bir anlaşmaya varıl- mış bulunduğunu söyledi. Hükümeti değiştirilmişti. Alçak Al- manya Cumhurbaşkanı ve Hükümeti de devrilecekti. Yeni hükümet, he- men burada, Münihte kuruluyordu. Aynı zamanda, bir de Mitili Alman Or- dusu teşkil ediliyordu. Hükümete ken- disi başkanlık edecekti. Milli Alman Hermann Goering, ilk günlerde Madalya aşığı vurguncu nuz?" diye bağırdı. Ancak Hitler po- liste Wilhelm Frick diye bir adamı satın almış, onun vasıtasıyla polis- lere hiç bir ise karışmama, sadece o- lanları rapor etme emri verdirmişti. Blöften blöfe #çerde Hitler, tabanca tehdidiyle üç ahbabı oturttu, onlara Ludendorff ile birlikte kurdukları Bavyera ve Almanya Hükümetlerinde kilit mevki- ler teklif etti. Bu da bir başka blöf tü. Ludendorffun olanlardan haberi dahi yoktu. Hitler bir adamını ihti- yar generalin evine yollamış, Gene- rali derhal birahaneye getirmesi em- rini vermişti. Ludendorffun ismi geç- tiği halde Hitlerin üç esiri hiç a dırmadılar. Hitlerle konuşmuyorlardı bile. Hitler, konuşmakta devam etti. Kahr Bavyera Naibi olacaktı. Lossow Savunma Bakanlığına getiriliyordu. Seisser de Alman polis birliklerine ko- muta edecekti. Üç ahbap, gene aldır- Ordusunun komutanlığını Ludendorff alıyordu. Derhal Berline yürünecek ve alman milleti kurtarılacaktı. Hitlerin yalanı tuttu. Kahr, Los- sow ve Seisser'in harekete katıldık- larını duyunca Emlmede bir alkış başladı. Tam bu sırada, Hitlerin ar- kadaşı Ludendorff'u içeri soktu. İhti- yar generalin görünmesi heyecanı art- tırdı. Ama Ludendorff işi öğrenince fena halde kızdı. Hele kendisinin de- ğil, Hitlerin Almanyaya diktatör o- lacağını duyunca tepesi büsbütün attı. Buna rağmen Hitler Ludendorffu, Lu- dendorff ta üç ahbabı ikna etmeye muvaffak oldu. Mesele, bir "memleket i" idi. bir talihsizlik oldu. Dışarda, Ordu bir- likleriyle S.A.'lar arasında bir çatış- manın başladığı haberi geldi. Hitler, işi bizzat halletmek için vak'a yeri- ne koştu. İlk zaferi kazanmış olma-