gelmemişti ama, durum, o büsbütün karamsarlığa kapılmamak için böy- le şakalar yapmayı gerektirecek ka- dar kritikti. Bu defa hadise, İstan- bul şehrinden Terkos gölündeki e- lektrikle çalışan pompalara cereyan veren hattaki bir kontak yüzünden pompaların âniden durması, arkasından da ocereyanın şeklinde olmuştu. Hasıl olan su dar- merburgaz pompa istasyonu yama- da patlayı vermişti! Turistik Kerbelâ İstanbul gazetelerinden birisi oolay- da elektrik nakleden hattın tam 10 yıllık, eskimiş bir hat olduğunu Herhekadar su ileten bir bo- ru hattının bu kadar bir zamanda oldukça yıpranması tabii ise de, e* lektrik hatları en az 40, hattâ 50 yıl bozulmadan kullanılabileceğinden, işten anlayanlar gazeteye bıyık al- tından gülüp geçtiler. O halde İs- tanbulun su işindeki bu aksaklıkla- rın, sebebi nedir, neden gelip giden valiler ve (o belediye başkanları (oObu problemi bir türlü çözememişlerdir? Aslında iş, şu veya bu valinin, be- lediye başkanının becerebileceği çap- ta değildir. Zaten böyle olsaydı ou- zun yıllar devlete başkentlik yapmış olan İstanbul şehrimde bir belediye lun yıllarca evvel imar edilmiş semt- lerindeki asırlık evlerde bile (okuyu- ların, yağmur suyu biriktiren o sar- nıçların bulunması da göstermektedir ki problem şümullüdür ve esaslı e- konomik incelemelere, büyük yatı- ranlara ve bilgili personele ihtiyaç göstermektedir. Fakat yeni Vali Niya- zi Akı gene de paçaları sıvamakta gecikmedi. Asırlarca Osmanlı devletine, oon- dan evvel de milâttan öncelere ka- dar birçok diğer medeniyetlere baş- kentlik yapmış olan bu tarih ve kül- tür şehrinin hemen her devrinde su sıkıntısıyla karsıkarşıya geldiği an- Teşekkür Oğulları o Ekrem Güçlü oToke- rin doğumu dolayısıyla biz- zat gelerek, çiçek (o göndermek suretiyle, mektup, telgraf o ve telefonla kendilerini tebrik o e- den, iyi dileklerini bildiren bü- tün dostlarına Toker ailesi oen içten teşekkürlerini sunar. AKİS, 30 TEMMUZ 1962 YURTTA OLUP BİTENLER İstanbulda susuz kalan bir çeşme "Hân Ahmede eyle duâ!" laşılmaktadır. o Bu sıkıntı o önceleri bir surun içersine okapanan halkın, şehri saran düşman kuvvetlerinin muhasarasına dayanabilmek için su- yu idareli kullanması gerekçesinden doğmuştur. Sonraları ise şehrin nü- fusu gittikçe artmış, bu sefer de şe- hir dolaylarındaki su kaynakları bu kalabalık halk kütlesine (oyetişmez olmuştur. Cumhuriyetle ( birlikte Ankaranın başkent olması sebebiyle (o İstanbul- daki suni nüfus artışı oazaldıysa da buna karşı şehrin ve belediye o hiz- metlerinin beceriksiz ve inisiyatifsiz ellere teslim edilmesi yüzünden o be- lediye hizmetleri iyiden iyiye ihma- le uğradı ve neticede nüfusun en az olduğu 1927 yılında bile su ihtiyacı- nın tam olarak karşılanması o kabil olmadı. Gerçekten o sıralarda İstan- bulun suyunu sağlayan bir Fransız şirketi vardı, bu şirket de günün birinde tesislerin (o devletleştirilmesi ihtimalini düşünerek ancak kısa va- deli ve dar görüşlü teşebbüslere gi- rişmekle yetiniyordu. Nitekim İs- tanbulun su ihtiyacı için yapılan tahminler daima gerçekleşenden az olmuştur. Şirketin bu tutumu onun devletleştirilmesini (o hızlandırmıştır. Delik büyük, yama küçük Bugün İstanbula su veren Terkos gölü, Taksim ve Kırkçeşme o su- ları, OElmalı ve diğer bentlerle Çır- pıcıdaki artezyenlerin tamamı gün- de 210 bin metreküp su (Bağlıyabil- mektedir. o Halbuki medeni ülkeler- deki modern su tesislerinde (o nüfus başına günde 250 litre, yani dörtte bir metreküp, su temini gerektiğine göre mevcut suyla ancak 840 bin ki- silik bir şehrin ihtiyaçları karşılana- bilir. 1960 sayımına göre İstanbu- lun ve varoşlarının nüfusu 1,5 mil- yonu bulmaktadır. o 840 bin nüfusu İstanbul ancak 1945 yılında barın- dırdığına göre, bugünkü gelişme temposuyla, aradan ancak 1 7yıl geç- tikten sonra İstanbulun su duru- mu bugünkü am karşılayacak duruma gelecektir İşte bu büyük gecikmeye bir hâl çaresi bulmak ve hiç olmazsa ihti- yaçların daha yakından takip edi- lebilmesini sağlayabilmek için, beş 21